yeni başlayanlar veya öğretmen olmak isteyenler için bir fikir, mesleğini tanıması için bir yardımdır.
- bilinenin aksine eğitim fakültesi mezunu olmak gerekmez.
- fen edebiyat mezunları da formasyon adı altındaki eğitimle bu mesleği gerçekleştirme hakkına sahiptirler.
- hatta fen edebiyat mezunu olmak da gerekmez. kenan evren döneminde ihtilal ortamında mesleklerinden atılan, ölen, hapise giren vb. öğretmenlerin yerine türkiyenin her yerinden "mektup başvurusu ile" bu mesleğe başlamış binlerce insan vardır. (ben mimar ile ziraat mühendisi olan iki tanesi ile aynı okuldayım)
- amir sayınız diğer mesleklere nazaran daha çoktur. normalde okul md. yardımcısı, okul müdürü, ilçe milli eğitim şube müdürleri, ilçe milli eğitim müdürü, kaymakam, il milli eğitim müdür yardımcıları, il milli eğitim müdürü, vali gibi bilinen amirlerinizin yanında, uygun durum ve şartlarda ortaya çıkan, siyasi parti teşkilat başkanları, sivil toplum örgütleri, bazen öğrenci velileri, esnaf, borçlu olduğunuz bakkal, kasap, ev sahibiniz, hatta okulunuzdaki müstahdem bile amiriniz olabilir. amiriniz gibi davranabilir.
- mesleğe başlamadan önce bilmelisiniz ki; milli eğitim bakanlığı personeli ile yargıda en çok karşı karşıya gelen bakanlıktır.
- en çok dayak yiyen memur kesimine üye olamk istiyorsanız bekleriz...
- bir sabah "soruşturmanın selahiyeti açısından" görevden uzaklaştırıldığınızı veya bir dağ köyüne görevlendirildiğinizi öğrenebilirsiniz.
- "hamil-i kart yakınımdır" ibaresi taşıyan bir not, size tüm kapıları açacak bir maymuncuktur da aynı zamanda.
- sadece 24 kasım'da saygı görürsünüz. geri kalan 364 gün için beklenti içine girmemeniz önemle tavsiye olunur.
başlık altındaki ilk entryi okuduktan sonra şevkin kırılması, toz pembe hayallerin suya düşmesidir. hele hele bir öğretmenin klavyesinden dökülen acı gerçekler ise bunlar. fırınında bir milletin geleceğini pişiren öğretmenlerin ezilmesi, hakettikleri değeri görmemeleri, internet sitelerinde öğrencilerce aşağılandıklarını, hor görüldüklerini görmek ne acı...yeni neslin emanet edildiği öğretmenler bu tarz muamelelere maruz mu kalmalıdırlar, durumlarını iyileştirici şeyler yapılamaz mı, daha iyi şartlarda görev yapmaları sağlanamaz mı? atandığı bir köy okulunda alan dersini öğretmeden önce çoçuklara ellerini yıkmayı, dişlerini fırçalamayı öğreten insanların emeklerinin karşılığı ne derece veriliyor? bu tarz sorunların kısa sürede giderilmesi gerekir; aksi takdirde öğretmenlik yeni başlayanlar için sevilen bir meslek olma durumundan çıkacaktır.
- ideallerinize güvenin, kimsenin lafını takmayın!
- öğrenci milletine yuları kaptırmayın ama diktatörde olmayın!
- sınıf içinde öğretmen, sınıf dışında güvenilir, bir abla ya da ağabey olmayı bilin!
- kendinizi hep geliştirin, en tehlikeli şeylerden biri cahil bir öğretmen olmaktır.
- alanınız dışında da araştırın, bilin! özeleştiri yapmayı unutmayın!
- prensiplerinizden taviz vermeyin ve yalnız da olsanız hak bildiğiniz yolda yürüyün!
-işinizin sadece ders anlatmak olduğu sanılır. halbuki o dersi anlatabilmen için hazırlık yapman gerek. bu da tüm zamanını alır.
-ders anlatmanın dışında öğrencinin sosyalleşmesi için çeşitli etkinlikler düzenlemelisiniz.
-müfettişlere göre öğrenemeyen öğrenci yoktur. öğretemeyen öğretmen vardır. öğrencilerin ders için istekli olup olmadıklarına bakılmaz. dersi ilgi çekici hale getirip öğrenciyi istekle dolduracak olan öğretmendir. müfettişler sizinde bir hayatınız olduğunu bilmezler ya da bilmek istemezler. onlara göre öğretmenin günlük mesaisi 24 saattir.
-siz dersinizi anlatıp çıkacağınız sanırsınız. halbuki iş tam tersidir. bazı derslerde ders anlatmanın haricinde eğitimsiz öğrenciler için çabalarsın.
-siz onca çalışırsınız bir ilçede. sonra zorunlu hizmete tabi olup mahrumiyet bölgesine gidersiniz. ama bazı öğretmenler hem merkezdedir hem de çalışmaz. haksızlığa uğradığınızı düşünürsünüz.
-bakanlık sizi istemediğiniz bir yerde yaşamaya zorlar zorunlu hizmetle. mutsuzsunuzdur.
-öğrencinin her şeyiyle ilgilenmek zorundasınızdır.
-nöbet günleriniz yaramaz bir çocuk bir tarafını kırsa veya çocuğun burnu kanasa sorumlusu sizsinizdir. nöbetçi olduğunuzda okulun polisi siz olursunuz.
-ilköğretim öğrencileri sevgi doludur. gözlerine baktığınızda sevgiyi görebilirsiniz. liseye geldiğnizde her şey not içindir.
-diğer kamu görevlileri özel sektörde çalışabiliriler. ama siz dershanelerde çalışamazsınız. özel ders veremezsiniz. devlet ek ders ücretini 3,5ytl den 5ytl yapana kadar akla karayı seçer.
-hiçbir kamu kurum veya kuruluşu resmi bayramları kutlamazken siz bir hafta sonu tören yerinde soğuktan donmak üzeresinizdir. kutlamalarda gücümüz sadece çocuklara yeter. bu arada öğretmenlere de olan olur.
-hastasınızdır ama rapor alamazsınız( Zaten doktor, müdürünüzün kızacağını bildiği için vermeye de pek yanaşmaz. alsanız da müdürünüz hoş karşılamaz). programdan ne kadar geri kalacağınızı düşünürsünüz. tüm sınıfn sorumluluğu sizdedir çünkü. hasta hasta derse girersiniz. sırtınızdan soğuk terler akarken ders anatmaya çalışırsınız.
-izin almak istediğinizde (bu hakkınız olduğu halde) müdürünüz vermek istemez veya vermez. çünkü bir sınıfın dersi boş geçecetir. bu da müdür için sorun demektir.
-herkes yaz tatilinizi kıskanır ama anneler bir iki çocuklar baş edemez ve okulların bir an önce okulun açılmasını beklerken öğretmenlerin bilmem kaç çocuğu eğitmesi ve bilgilendirmesi beklenir. bu tatile bir öğretmenin ne kadar ihtiyacı olduğunu siz düşünün. (bir veli:"ben bununla 15 gün nasıl başedeceğim."demiştir.)
-40 dakika boyunca hem bir şeyler öğretmeneye çalışırsınız, hem öğrenciyi eğitmeye hem programınızı yetiştirmeye... ama kimseye yaranamazınız.
-bazen öğrencinin karşısında gurursuz olmanız beklenir. çünkü öğrenci ya çocuktur ya da gençtir. bu yüzden her zaman haklıdır.
-çocuk hata yaptığında hemen öğretmeninin üzerine gidilir. ya da öğretmen küçük hata yaptığında da aynı durum söz konusudur. abartılarak gazeteler manşete koyar. haberlerde sürekli gösterilir ama hiç kimse şunu bilmez. bir çocuğun kişiliği 5 yaşına kadar oluşur ve eğitim ailede başlar.
-öğretmenin bir insan olduğu unutulur.
-mümkünse hiç başlamayın. zira pazarda limon da satsanız, üç aşağı beş yukarı öğretmen maaşına yakın bir para kazanırsınız. sosyal statü, toplumsal saygınlık mı dediniz??? üzülerek söylemeliyim ki bundan 20 yıl önce öğretmen denildiğinde insanların kafasında belki saygın bir meslek canlanıyordu ama bugün ne yazık ki en çok horlanan meslek gruplarının başında geliyor öğretmenlik.
-illa öğretmen olmayı kafanıza koymuşsanız mümkünse rehber öğretmen olun. böylece nöbet tutmaz, idarenin verdiği gerekli gereksiz bir yığın görevden muaf olur, derslere girmek zorunda kalmazsınız, kendinize ait bir oda da cabası.
-erkekler için söylüyorum, öğretmen bir eş hayaliniz o kadar kolay gerçekleşmeyebilir. zira, bazılarını tenzih ederim ama, öğretmen bayanlar öğretmenler erkeklerle evlenmeye yanaşmazlar pek. ehh haksız da sayılmazlar. nasıl olsa mühendis, doktor avukat talipleri bol olur. türk toplumunda bir bayan illa çalışacaksa, en uygun meslek öğretmenlik olarak görülmektedir. bu yüzden pek çok meslek grubundaki erkek için öğretmen bir eş daima ilk sırada yer alır.
-atandığınız zaman, meslekteki minimum 3 ortalama 5 yılınızın doğunun muhtelif yerlerde geçmesine kesin gözüyle bakın. ilk atamanız batı illerine de olsa bir süre sonra rotasyona tabii tutulup doğuya gönderiliyorsunuz.
-dışarıdan bakıldığında öğretmenliğin en cazip yönlerinden biri boş vaktinin çok olması gibi görünür. evet doğrudur, öğretmenler, pek çok meslek grubuna oranla [çok daha fazla yıpranmakla birlikte] daha az çalışırlar. amma bu boş vakitler sanıldığı gibi hep tatil havasında geçmiyor. bir süre sonra sıkıcı ve monoton bir hal alıyor.
-yazdıklarım belki bazı arkadaşlara fazla karamsar gelmiştir
mümkündür elbet; bunlar nacizane görüşlerim. ben sadece dışarıdan bakıldığında farkedilemeyecek belli başlı olumsuzlukları dile getirmeye çalıştım.
ilk olarak dişinizi sıkın ve doğu görevinizi bitirin aksi takdirde güzel güzel öğretmenlik yaparken elineze bir kağıt sıkıştırılır ve "x" bey/hanım rotasyon dahilinde artık şırnak' ın "x" okuluna atanmış bulunmaktasınız.*
işinizi sevin ama sadece sevin bunun dışındaki hiçbir kural yada tecrübeyle sabit tavsiyeler peş para etmemektedir , etmez de ;çünkü öğretmenlik , her okulun dinamiklerine , görev yaptınız okulun müdürüne , okulun bulunduğu sosyal çevreye göre değişmektedir ... bilmeniz gereken en önemli şey 657 'dir , yani haklarınız ne olduğudur . gerisi martavaldır , uyduruktur , fasondur , patlangaçtır...