en bilinmeyen denklemlerden, en yüksek dağların zirvelerine tırmanmaktan, en bulunmaz hazineleri bulmaktan çok daha zor olan olgudur.
her erkek bu serüvene bir şekilde başlar. karşımdaki kadını / kadınları anlayacağım diye azmeder. ancak hiçbir erkek yoktur ki, sonuca ulaşsın, kadınları anlasın. başlangıçta kadın / kadınları anlamak için azmeden erkek, zamanla hem çaptan düşer, hem de ne kadar ütopik bir şey istediğinin farkına varır. yani yola istekli çıkar, yolu hiçbir şey elde edemeden bitirir.
velhasıl, kadınları anlamak zor değildir; imkansızdır.
Kadının her türlü hareketinden bir sonuca ulaşmak en naif eylemdir. Lakin abartılı durumlarda erkek bilinci yapılan hareketleri kendine yorumlar. Bu yorumlama sonucunda oluşan karışıklık erkek zihniyetinde "kadını anlamama" durumunu getirir. Her lafı imgeleme , olay sonunda kadının ağzından çıkan her lafın erkeğin bünyesinde bir simge oluşturduğu durumunu yaratır. Bu simgesel oluşum çerçevesinde erkek kadını kendince anladığını düşünür. Ama bir kadının en büyük silahı kararsızlıktır. Kadın gölün yüzeyi gibidir. Attığınız taş sadece su sıçratır. Erkek ise gölün dibidir. Taşı atarsınız ve çöker kalır. Kadının bu bağlamda kararsızlığı , kendisinde bıraktığı gizemlilik olgusu ile örtüşebilir. Siz siz olun; mahallede karı kız tavlayan 300,500 kadınla aynı anda birlite olan abilere bir danışın. Kesinlikle onlara danışmadan kadınları anlamaya çalışmayın.
git bukowski oku, özellikle kadınlar isimli kitabını hani şu arka kapağındaki sözü "kadın olsaydım kesinlikle orospu olurdum" diye başlayan.
(bkz: yeni başlayanlar için japonca)
(#508942)
kadınları anlamak mümkün. ne zaman kadınlar trip atmadan, kapris yapmadan konuşmayı becerebilirlerse onları o zaman anlayacaksın. kendilerini anlayıp, ifade etmeyi başardıkları gün de gelecek elbet. bir kadın olarak bunun garantisini veriyorum sana. bu sebeple evrimi izle. evet.
başlamadan bitirilmesi gereken eylemdir. zira ünlü düşünür psikolog freud bile ''anlamadıgım tek şey kadın davranışları ve ruhudur'' gibi bir cümle sarfetmiştir.
ayrıca mantık aranmaması gereken en önemli konulardan birtanesidir. ne söylerlerse, ne yaparlarsa ''salakça, aptalca, mantıksız vs.'' gibi sözcükler kullanarak kendini yıpratmaman gerekir.
sadece bakacaksın espirilerini alttan alıyor mu ? kıskanç mı ? seninle beraber mutlu ve paylaşımcı mı ?
hiç başlamadan vazgeçilmesi gereken olay. hç yere karartma hayatını, dediydin dersin ne kadar uğraşırsan uğraş boşuna her an değişebilen sinir sistemimizle baş edemezsin.
erkekleri anlamakla aynı eşdeğerde, hayatın en kazık sorusudur.
hoş sınavdan yüz alabilen varmıdır ayrı merak konusudur. ama sınıf geneli yüzde otuzların üstüne çıkamamıştır. kadının fiziği farklı olduğu gibi kimyası ve ruhu farklıdır elbet. sadece kadının istediği yada şöyle diyelim kadının kendini tanıttığı kadarıyla tanır erkekler. demem o ki rolünde başarılıdır. sınavdan kaç almıştır bilemem ama hayatın sahnesinde başrol oynamaktadır.
kadın sazda melodi aramak gibi bişeydir... hani olurya el durmadan gidip gelir sazın klavyesi üzerinde... işte onun gibi her şarkının her yerinde farklıdır kadından çıkna fikir..ses... düşünce.. ve tavır.. sen arar durursun ama..kimisi yavaş bir tınıdır... düşünerek çalarsın mesela o sazı (kadını) yada notalardan bakarsın... yada bir insan sarsafısındır.. anlarsın çalarsın.. kimi kadın daha zordur ki hızlı çalınmak ister... kimisi çok daha hızlıdır ama mutlaka değişir her vuruşta klavyedeki el ayarı...
hele ki en başta akor vermen icab eder... sonra da yer yer gerekir bu akor şeysi...
bazen şarkı hızlı başlar sonradan yavaşlar.. ama yine söylüyorum eliniz hiç durmaz sazın klavyesinde durmadan ararsınız o notayı . sazı iyi çalmayı zamanla öğrenirsiniz siz... hem ilk derstir hemde devam eder ...devamn ettikçe alışırsınız ve daha iyi çalarsınız... genelde ilişkilerin başında sorunlar yaşanmasıda işte bundandır... alışmak yani...
bazen bırakırsınız başka bir saza gider gönlünüz... onu çalarsınız... bazen sazı kırarsınız.. bazen tel kırarsınız.. kırık teli umursamasanızda eksiktir artık o... tamir etseniz iyi olurdur.. ama tamirsiz çalarsanız özür dilemeyen bir tipiniz var demektir...
kadın saza benzer her daim farklı tını çıkartmak için çalışmalısız... ne kadar erkekseniz o kadar iyi çalarsınız ne kadar iyi çalarsanız o kadar güzel tınılar çıkartırsınız...
haaa ..yeri gelmişken...
erkekde ise davula benzer... tokmakla vurursunuz çıkan ses farklı olabilsede genelde tek düzedir... sazın ritmine uyar ona renk katar.. onu değerli kılar... o kadar.. * ...
bir kere boşa kürek çekeceğini önceden kabullenmek,
bu eyleme elinde hep bir sıfırla hep yeniden başlayacağına kanaat getirmek,
şaşkınlığa uğradıkça şaşırmamış gibi görünmekle devam etmek...
madde 1:kadınları anlamak derinlik algısından yoksun erkek ırkı için imkansızdır.
madde 2:ilgili düzenlemenin ilk hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.