işinizi asla fazla benimsemeyin. Kendi işiniz gibi görmeyin. Ne kadar çok özverili davranırsanız o kadar çok sizden gider. Unutmayın siz orada sadece bir çalışansınız ve günün sonunda patronun dediği olur. Patron için sadece bir kölesiniz daha ötesi değil.
Hayatının ilk iş deneyiminde, bir sene içinde şirkette yönetici olan, 24 yaşında bir kız çocuğu varsa emin olun patronla arasında özel bir samimiyet vardır.
Isterseniz şirkete milyon dolar kazandırın, firmayı kurtarın o kız sizden daha değerlidir.
Bu tarz iş yerlerinde firmaya çok kazandırmak için uğraşmayın. Herkese eyvallah paşam diyin. Paranızı alın.
ilerde daha fazla para kazanmanızı becerinizi geliştirecek bişeyler öğreneceğiniz işte para almasanız bile sebat edin. Bir de insanlar çok fena göt olmuş eskiden de vardı yavşaklık da insanların tamamını kapsamıyordu arada vardı Hulusi kentmen kadir savun gibi babacan büyükler şimdi yanaşırsan yaşı büyük bir abiye iş yerinde verdiğin açığı ilk ispiyonlayacak adam bil ki odur çünkü öğrendim ki sadece patron yalakaları bir işte 10 + sene dir çalışıyor.
Devlet sektöründe laylaylomdur.
24 yıldır çalışıyorum. Son 3-4 yıldır sağlık sektörüne atanan tayfa kadar yaptığı için ciddiyetinden habersiz, çalışmaktan imtina eden, sıfır bilgi ve pratikle mezun olduğunun farkında olmayıp, bir şeyler öğreneyim de mesleğimi (iyi demiyorum bakın, sadece yapabileyim) yapayım gayretinde olmayan görmedim.
Sağlığınız bundan sonra böyle insanlara emanet bilginiz olsun.
Özel sektörde bir saniye çalıştırmayacağınız insanlar kpss puanı aldı diye toplumun büyük çoğunluğunun gittiği, gitmek zorunda olduğu devlet hastanelerine atanıyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
yeni mezun, sıfır tecrübeye sahipseniz, çok üçe beşe bakmayın. edineceğiniz tecrübe o maaştan daha kıymetli olacak bir iki sene sonra. tabi, yaptığınız işe göre de değişir bu. "ne iş olsa yaparım" durumundan bir işe başladı iseniz, eğitiminiz ile alakasız, üç beş kuruş kazanayım da aç kalmayayım düşüncesi ile girdiğiniz bir iş ise yapacak bir şey yok. ama her halükarda işini iyi yapan her daim kazanır.
doğru kurulmamış ekiplerde herkes ön planda olmak ister ama kimse işini profesyonel yapmaz. bu yüzden öncelikle çalıştığınız ekibe bakın, yanlışsa zaman harcamayın.
Çalıştığınız ortamda herkesin ama herkesin düşmanınız olduğunu bilin. Size en çok güler yüz gösteren en çok yanınızdaymış gibi görünen (bakın mış gibi diyorum) kişi en tehlikeli olandır.
Düşman derken reel anlamda söylüyorum. Iş hayatında herkes düşmandır.
Serengeti'ye düşmek gibidir.
Sakın ola ki yüzünüze gülen ve agacım diyen insanlara güvenmeyin.
Çok pis laf taşırlar.
iş yerinde size gaz vermeye çalışanlar olacaktır.
+++ yok aga bırakıcam bende yakında zaten. X yer yeni elaman alıyor. Şartları da çok daha iyi. Siz sürünün burada amk!
Dolduruşa gelip istifayı basarsanız, sizin yerinize hemen bir ahbaplarını işe aldırırlar.
Sizde g*t gibi ortada kalırsınız.
Acımasız dünya düzenine hoşgelmiş insanlardır. Birilerinin yanında işe başlayanlar için; Artık tam bir birey oldum işim gücüm egosuyla tatlı tatlı başlyan sonra giderek tatsızlaşmaya ve köleliğe doğru uzanan uzun bir yoldur. Unutmayın iş güzel bir şey olsaydı kimse üstüne para vermezdi. Yolunuz açık olsun dediğim kadar karartıcı değil biraz gerçek biraz ironi.
nasıl tanınırsanız hatırda hep öyle kalırsınız. işe yeni başladığınızda hata yapabilirsiniz ama sakın karakterinizle alakalı bariz bir taviz vermeyin varsa da böyle bir zaafınız gizleyin. işveren ilk günler hep gizli bir gözlem içindedir, doğal davranın ama genede falso vermeyin.
hiç bir halt bilmeyen ve istesede öğrenemeyen belirli bölümlere sırf dış görünüşü (güzelliği ve diksyonu vb.) için konmuş bayan şefler, müdürler göreceksiniz. yeni geldiğinizde onlarla aynı birimde çalışacak olursanız azminiz ve öğrenme isteğinizi fark ettikleri anda ayağınızı kaydırmak isteyecek bu taş bebekler. sakın yılmayın ve mücadeleye devam edin, onların korkusu koltuklarının akibetidir. kısa zamanda emin ve doğru adımlar atarsanız herkes hak ettiği yere gelecektir.
kız kısmının böyle yeni tiplere karşı çok fesatlıkları olur kimi zaman dıştan fark edilmez genelde. işe yaradığınızı gördükleri an içlerini bir korku sarar. ilk zamanlar gerekirse saf ayağına yatın çaktırmayın azminizi ama işinizi çok iyi öğrenin gerekirse üçün beşin hesabını yapmadan mesaiye kalın.
siz siz olun işinizi döt dörtlük yapmaya başlamadan iş verenle sakın atışmayın. alanınızda uzmanlaştığınız ve hatrı sayılır şekilde size muhtaç oldukları anda artık önemli birisiniz demektir. yeri gelir iş verene bile fırça atarsınız. ama önce bölgenizin uzmanı olun biraz sabır.
edit: yukarıda geçen tanım sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler için geçerlidir. büyük bir şirkette denenmesi her daim çalışanın aleyhine olur.
eğer özel sektör'de çalışacaksanız; karda yürüyüp izini belli etmeyeceksin derler ya hah öyle görüneceksin etrafına, ama söz sahibi olacaksınız öyle çekingen davranmakta olmaz. bu siyasetin girmediği yer yok derler sonuna kadar haklılar adamlar. herkes birbirinin ayağını kaydırma uğraşında. öğle arası birisiyle konuşuyorsun; herif diyor yok şöyle akıllı olsun o yok böyle akıllı olsun o, az kaldı kaydıracam ben onun ayağınıda yalakalık ettiği müdürüne dua etsin gibisinden laflar. öbür gün diğeriyle konuşuyorsun oda onun hakkında atıp tutuyor, yani tatsız şeyler hep. sen oraya işini yapmaya geliyorsun siyasetten dem vuruyorsun bana.
kısacası, burnunuzu her işe sokmayın geride durup kendinizide ezdirmeyin.
işiniz de en iyisi olmak için çabalayın. Bu uğurda önünüze engeller çıkacaktır. Ama siz hedeflerinizden vazgeçmeyin. Hiç ummadık anda hiç ummadık şekilde takdir görür, ummadığınız hedeflere yükselirsiniz.
