- karum taraflarına yolunuz düşerse oradaki mendil satan çocukla konuşun. her türlü limit - integral sorunuzu cevaplar. siz onu bulamasanız da o sizi bulur.
- kızılayda buluşma için temel noktalar vardır. karanfildeki dost ve ykm önü. ancak, dost kitabevi olarak konur sokaktakine, ykm olarak da izmir caddesine bakan tarafta beklemeyin zira kastedilenler karanfildeki dost ve güvenparka bakan ykm tarafıdır.
- güvenpark civarlarında pek dolanmayın. yanınıza gelip para isteyen çok olacaktır.
- bahçelievlerdeki meşhur 7. caddenin diğer adının aşkabat caddesi olduğunu bilin.
- pasonuz yoksa öğrenci bileti almanızın şansa bağlı olduğunu ve metro görevlilerinin acımasızlığını bilin. lakin üzülmeyin, metrodaki insanlar (diğer yolcular) en ufak bir olayda dahi size arka çıkarlar.
- ankuvaya, bilkent üniversitesi ringleriyle beleşe gidebileceğinizi unutmayın. ring nizamiyede durduğunda paşa paşa inin ki kimse çakmasın. bilkent öğrencisiyseniz sorun yok zaten.
- büyük migrosun ankamall demek olduğunu öğrenin. zira ankaralılar hala ankamall lafına alışamadılar.
- ulusta bir otelde kalmayı düşünmeyin.
- tunalı, arjantin, 7. cadde tarafları tiki doludur. bu insanlara tahamülünüz yoksa bu yerlere uğramayın. ama ankaranın eli yüzü düzgün yerleridir buralar.
- aşağı ayrancı ve yukarı ayrancı yakındır deyip birbirlerinin dolmuşlarına binmeyin. zira pek hoş sonuçlar doğmayabilir sizin için.
- bir konser varsa, saklıkentte olması için dua edin. saklıkent = 18 yaş sınırı demektir. bu da rahat bir konser olur sizin için.
- serdar ortaç, teoman vs vs görmeyi unutun. görecekleriniz rahşan ecevit, deniz baykal gibi isimler olacaktır.
-tunali hilmi caddesi demeyin.
ankaralilar -muhtemelen hilmi nin guzel bir isim
olmadigini dusunuyor olduklarindan direkman tunali derler.
siz de tunali diyin.
-en populer bulusma mekanlari olan kizilay gima yi ve
dost kitabevini ni ogrenin.
-ogrenciyseniz, kendi evinizde kalacaksaniz, bir sekilde
itfaiye meydani na gidin, dibine kadar arastirin, az parayla super
ev nasil dosenir gorun.
-cincin mahallesi denilen yere gece gitmeyin. gunduz de
gitmeyin. illa gidecem ben gezerim gorurum hoplarim ziplarim diyorsaniz,
en fiyakali, en pahali giysilerinizi giyin, telefonunuzu boynunuza asin
ole gidin.
- ankara'da deniz yoktur bunu öncelikle kabul edin,
- trafikte dikkatli olun yavaş araba kullanın, önünüze birden cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, başbakan, abd başkanı fırlayabilir temkinli olun.
- ucuz elektronik eşya almak istiyorsanız kapanan maltepe pazarını açmak üzereler bir kaç hafta sonraya erteleyin alış verişinizi ve oradan alın ihtiyaçlarınızı. herşey 3te 1 fiyatına
Türkiye'nin en güzel kızlarının bu şehirde olduğunu fark edip "abi Ankara'nın kızları ne güzelmiş izmir'de yok böylesi" gibi tespitlerinizi Ankaralı yeni arkadaşlarınızla paylaşmayın. Zira sizin tam bir abazan olduğunuzu düşünür ve sizden uzaklaşırlar. Alışıncaya kadar soğukkanlı ve ilgisiz görünün; bir süre sonra geldiğiniz şehirdeki yakınlaşma stratejilerini kullanabilirsiniz.
daha once hic turkiye haritasi gormemis iseniz soylemekte fayda var, ankara'nin denizi yok. bunu bile bile geldikten sonra ankara hakkinda ne dusundugunuz soruldugunda "denizi yok" demeyin bu bi dusunce degildir zira, alay konusu olursunuz.
yaz sicaklarinda bunaldiginizda eger arabaniz yoksa ve alisveris yapmak durumundaysaniz/istiyorsaniz ankamall'u tercih edin, aradiginiz her seyi ve daha fazlasini bulabileceginiz bir alisveris merkezidir. ayrica kis ayazinda da soguktan korunmak icin iyidir.
ankara buyuksehir oldugundan aradiginiz her seyi bulabileceginiz alternatif mekan/semt coktur. -kizilay, tunali, bahceli, karum, ankamall/migros avm, galleria, bilkent vs-
yapacak hicbir sey bulamadiginizda ya da kafa dagitmak isterseniz kendinizi kizilay'a atin, binbir cesit insani gozlemleyip onlarin hal ve hareketlerini izleyerek vaktin nasil gectigini unutabilirsiniz. ya da oralarda dolasirken baska bir yere gitmek istediginizde kizilay ankara'nin merkezi sayildigindan ulasim sorunu yasamazsiniz.
caniniz sikildiginda yalniz kalmak istediginizde kulaginiza kulakligi takip yuruyus yapabileceginiz kadar yesildir. yani sandiginiz kadar gri degildir aslinda. her semtte alternatif gidilebilecek park ve bahceler bulunabilir. -seymenler, dikmen vadisi, kurtulus parki, eymir, golbasi, mogan golu, altinpark, meclis parki, botanik bahcesi vs-
ankara'yi tepeden seyredebileceginiz manzarasi en guzel mekan atakule degil camliktir.
ankara'da bir semtte -misal bahcelievler- sokaklar eger numaralandirilmissa kat'i suretle aradiginiz adresi mantik yuruterek bulmaya calismayin, yolunuzu uzatirsiniz. sokaklarin neye gore kime gore numaralandirildigi henuz kesfedilememistir.
asla bir ankarali'nin yaninda ankara hakkinda kotu konusmayin, sayet sizden daha az seviyorsa bile ankara'sina laf soyletmeyecek dahasi size cephe alacaktir. aman diyim..
yabancisi oldugunuz yerlerde kucuk cocuklara adres tarif ettirmeyin, yazik olur. kendinizi gitmek istediginiz yerin yuruyus mesafesiyle yarim saat uzakliginda bir yerde bulabilirsiniz. bufe, market gibi yerlerden yardim alin. unutmayin taksiciler de para kazanmak icin size gideceginiz yerin yurunemeyecek kadar uzakta oldugunu soyleyebilirler.
kucuk sehirlerden ya da yerlesim birimlerinden geliyorsaniz, komsularinizdan pek fazla vefa beklemeyin. zira komsuluk kulturu yok olmaya yuz tutmustur. tabi o biraz da sizin yeteneginize kalmis..
geldiginiz sehri ozlediginizde ankara'ya bok atmayin. duydugunuz ozlemin ankara'yla uzaktan yakindan alakasi yok, karayip adalarinda da uzun sure kalsaniz memleketinizi ozlersiniz.
eger denize kiyisi olan bir sehirden geliyorsaniz ve disiyseniz ayni rahatlikta kiyafetler giymemeye ozen gosterin, buranin insani pek alisik degil oyle baldiri ciplak durumlara. basiniz agrimasin..
eger erkekseniz, ankara kizlari hakkinda iyi kotu hicbir sekilde onyargili olmamaya dikkat edin. feci halde dumura ugrayabilirsiniz. her turlu..
yeniden hatirlatmakta fayda goruyorum, ankara'da deniz yok. bu gercegi once benimseyin sonra biletinizi alin. ve on lafinizdan dokuzu ankara'da deniz yok olmasin. baydiniz.
ankara'nın iyi veya kötü olması size bağlıdır.
1- ankara yeni gelen birisi için aştidir. aşti ne zaman normal bir yer olarak görünürse ankara o zaman başlar.
2- tanıdık birilerinin olması çok iyi olabilir. çünkü ankara'da yol iz öğrenmek çok kolaydır. eğer kimse yoksa kolej-kızılay arasında ilk gelindiğinde metro kullanmak gayet doğaldır.
3- ankara genel olarak kızılay'dır yeniler için ama hep öyle de kalabilir size bağlı. kızılay'da yürürken en üç kez tanıdık birini veya gözünüze farklı gelen kişileri görmeniz mümkündür.
4- ankara'daki öğrenciler için en önemli sorun pasodur. paso isteyen alabilir. ama karşı çıkanlar indirimli bilet almak için büfe büfe gezmek zorunda kalabilir. bu aralar indirimli biletin kalkacağı hakkında söylentiler var kalkarsa boyle bir sorun da olmaz tabi.
5- ankara'da ekonomi yapmak gerçekten kolaydır. metroya binmeyip okula yürüyerek gidilip gelebilirsiniz ve bu nedenle formunuz korunur efendim.
6- ankara'da gece hayatı bir kaç yerde yoğunlaşmıştır. eğer piizi seviyorsanız ve öğrenciyseniz bu yardıma sakarya caddesi koşabilir. yok para bende diyorsanız o zaman tunalı* ve 7.cadde sizin
mekanınız olabilir.
7- ankara'da cadde isimleri söylenmez. sakarya caddesi sakarya'dır izmir caddesi izmir'dir. memlekete döndüğünüzde geçen sakarya'da içiyoduk şeklinde bir cümle kurduğunuzda karşı taraftan da sakarya'da ne arıyodun oğlum ne zaman gittin adam bir haber verir gibi karşılık gelebilir hazır olun.
8- odtü'ye girmek gerçekten kolaydır nasıl girileceğini bildikten sonra
9- soğuk memlekettir. soğuk zamanlarda en güzel yer ankaray ya da metrodur. adam hiç inmek istemez. kışın ikiside güzelken yazın sadace metro güzeldir, çünkü ankarayda klima sistemi yoktur.
10- aktarmalı kart alırsanız 45 dakika içinde ikinci kez kullandığınızda *bir kez kullanmış sayar ve bu da ufak işleri hallettikten sonra yürümemek için çok iyidir.
11- ankara hakkında daha çok bilgi verilebilir.
öncelikkle su hassasiyetle kabul edilmelidir:bir sekilde istanbul'dan Ankara'ya gelen herkes buna mecbur olduğu için gelmiştir. yaratıcı cozumler aramaya gerek yoktur.
kışın ilk kez gidiyorsanız kar yağıyormuş,yağmıyormuş asla bunları düşünmeden giyebildiğiniz kadar kalın giyinin ve unutmayın ki ne kadar kalın giyinseniz de bu o şehre özgü soğuğa karşı ince gelecektir...
kendiside ankaralı olan * bir şair abimiz,yani yılmaz erdogan şu dizelerle anlatır ankarayı:
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Kimse keman çalmaz belki ama
Çok keman çalınsın balolarında
Diye yapılmış
Gri
Sisli
Binalar...
Alnının ortasında
Ciddi bir devlet asabiyeti.
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz Ama tanrım neyi?)
Kahve önü çatlak mozaik
Bel kemiğine tehdit
Kürsüler üstünde
Çok sigara içen
Öğrenciler
Bir daha asla yaşayamayacağı
Aşkları teğet geçerken
Hep onu sevmeyenleri severek
Hep onu sevenin gözlerinden
Kalabalıklara kaçarak
Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
Bir izmirli güzele dayatmak varken
(Hep kardeş olacak değiliz ya, Yaşasın halkların sevgililîğî!)
Soyut bir sevdaya
Beşik kertilmiş olan
Dağda çoban,
Şehirde şark çıbanı sayılan,
Fırat'ın büyük elleri
Ararat'ın kız yelleri
Cilo'nun derin nefesleri
Hülasa kente hukuk mukuk okun
Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
Anadolu çocukları,
Ankara' ya
Öyle yakışırdı ki kar
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar
Belki balkona Kar seyretmeye çıkar diye
Sevdiğimiz kızlar
Çok dibimiz donmuştur
Ve çoğu zaman
Bu kar mevzuu
Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
Hiçbir şey
Kapalı bir dükkan kadar
Hüzünlü gelmez insana
Ankara'da,
Yoksa bugün bir hayat
Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki
Belki bu fiim hiçbir zaman
O kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
Tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
Bizzat Urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
O kadar aç oturrnadım sofraya
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar
Çok yabancı bir soluk duyulur bazı
Bilinmez bir dilin ıslığından
Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
Öyle deme Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
Bu kadar insanın neden Ankara'yı sevdiğini anlamadan
Ankara'da yaşamak
Yollarına hep sevdiğimiz insanların
Adlarını vermediler ama
Biz her duvara
Bilvesile onların adını yazarak yaşadık
Kül ve betondan mürekkep
Yaşadıkça yaşanılası gelen
O tuhaf bozkır kokusunda.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar.
Asfaltlar ışıldar...
Bir günden bir sürü gün yapan
Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
Rakıyı bol sulu içen
Dokunmasın için deği!
Çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı,
Hep kağıtlara bakarak,
Hep kağıtlardan bakarak
Hem Neşet Ertaş' ı hem Bülent Ersoy' u
Aynı anda sevmeyi başararak,
Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
Çok beğenmeyerek ama
Yine de bu tasarrufunu takdir ederek
Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
Yürüyen...
Memurlar.......
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Biz,
Şimdi kapalı birr kuruyemişçi
Dükkanının
-ki bütün plan kar altında
Tuzsuz ay çekirdeği çitieyip
Yanı sıra bafra içmektir-
Kötü ışıklandırılmış vitrininden
Umutsuzca içeri bakan,
Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği
Zırt pırt geri istemektedir-
Doğduğu yer yüzünden
Doğuştan kavgacı zannedilen ama
Pek çoğu kavgadan nefret eden
Kavgacı
Esmer
Cesur
Korkak
Çoğu kürt
Çoğu türk
Çocuklardık...
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar....
Ha sonra
Belki Ahmed Arif'in aklına
Hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara'' yı
O'nun kadar sevemeyecek
-bir şiir islenir:
Kar altındadır varoşlar
Hasretim,nazlıdır ankara.....
Ustam yine sen bilirsin ama
Hangi aralıkta bir şair ölmüşse
işte o,en netameli aydır bence.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar...
Asfaltlar ışıldar...
Yalanlar...
Şimdi ve sonra
Ne zaman Ankara'ya kar yağsa
Elim gönlüm,
Çocukluğum buz tutar.