dünyanın durduğunu ve bir daha mutlu olamayacağını,sevemeyeceğini düşünür bu kişi.birlikte dinlenilen şarkıları tekrar tekrar dinler,birlikte gidilen mekanlara tek başına gider,kendine bile bile acı çektirir.
çevresindekiler hep geçecektir,unutacaksın der ama onları sallayan kim.
ve bir gün hepsi geçer yeniden aşık olur.bir kısır döngü şeklinde yaşar bunları.
kendini suçlama ve onu suçlama arasında sürekli gel gitler ile geçer bu psikoloji. önce ben onun için bunları yaptım, o bana bunları yaptı diye düşünülür. sonra kendi yaptığın hataların farkına varırsın. olay affetmek ve affetmemeye dönüşür. onu affetmezsen kendini de affedemiyorsun. sonunda bir gün doğru yolu bulup "hepimiz insanız" düşüncesini benimseyince bu psikoloji de bitiyor.
Hani oltanıza küçük parlak bir balık takılır ya..
Hani Onu ordan kurtarıp küçük bir kovaya koyarsınız..
Tekrardan denizlere döneceğini hissedercesine çırpınır ya..
O çırpınışlar bir yokoluşa tükenişe doğru gider ya..
işte öyle birşey..
kendini boşlukta hissetmektedir, mutlu insanları için için kıskanmaktır, anılara dalmaktır. fakat en büyük özelliği mutlaka ama mutlaka şu cümleleri kurmaktır.