yeni ayakkabısını ilk defa giyip dışarı çıkmış olmanın sevinciyle yürürken ayaklarına bakan çocuğuna kızan annelerin yetiştirdiği nesildir ve bu neslin üyeleri parlak renkli veya üzerinde kocaman marka amblemleri olan kıyafetleri hala giyememektedir.
O donemler ortaokuldayim, uzun bagcikli cizmeler modaydi, aylarca hayalini kurdum, sonunda gittim aldirdim en janjanlisindan, kac kere giydim sadece 1 ve sadece bir kisi sordu yenimi diye, o da bana yetti. Birdaha giymedim bi kac yilada modasi gecti zaten. O donemlerin degerleri boyleydi baskalari icin hevesimizi kursagimizda birakirdik.
Bu neslin çocukları utangaçdır. işe girdiğinde akşam mahalleye girmeden kravatını çıkarıp öyle girer mahallesine. Hava yapar gibi bu ne? ayıp olur diyerek günlerce kravatını ceketine saklar.
ayakkabısı yere dokundurdukça ışıl ışıl yanan renkli spor ayakabbılardansa, okula gittiğinde "hava attığı düşünülmesin diye", bir şekilde onu bozmaya çalışıp, karartmış çocuktur da.. ayakkabısını eskitir, silinmesi veya boyanması gerektiği halde boyamaz. bakımsız ayakkabı, babanın okula 15 gün kala aldığı tarihten, okulun açıldığı ilk güne dek eskimiş olur, böylece çocuk okulda diğerleri gibi kendi kendisini standardize etmiş olur, rahatlar..