parlementonun gücünü kırıp tek merkezde gücü toplamak istiyorlar. o kişi de başkan olan olacak. bu güç isteğinin altında da yapacaklılar listesi var. tayyip in amacı şeriatçı bir devlet kurmak ve tüm kurumları bir bir dinleştiriyor. imam hatipleri çoğaltıyor ve iş olanağı açısından önünü de açıyor. böylece dinci altyapıyı oluşturuyor. o da yetmiyor diğer okulları da medrese tarzına çevirip padişahçılığı oynuyor.
başkanlığın istenmesindeki amaç tayyip i yargılayacak gücün tamamen kapanması. yoksa kimse bir sabah kalktığında şeriata uyanacağını sanmasın, şeriat alttan alta, kıtı kıtı getirtiliyor.
zaten dinci ve kinci nesil yetiştirmek istediklerini kendileri de söylüyor.
ayrıca parlementer sistem bunlara göre kendilerini tıkıyor, ulan 14 yıldır parlementer sistemin içindeydin bir şey yaptın neyini tıkadı? sadece mevcut anayasada var olan maddelerin değiştirilmesi için güç istiyorlar. değişmesi teklif dahi edilemez denen maddeleri daha yeni akp nin vekili bunlar kutsal metin değil neden değiştirilemesin dedi.
o maddeler devletin kimliğini ortaya koyan maddeler ki, akp nin meselesi cumhuriyet rejimiyle, atatürkle ve onun yaptığı inkılaplarla.
ayrıca kürtlerden oyu da alabilir nitekim osmanlıda kürt bölgesi özerkti, neo osmanlıcılığa soyunanlar ve onun maşası olan mhp bu ülkenin güçlenmesi için birlik yapmıyor, yerlerini sağlamak almak ve akp nin ideallerine hizmet etmek için bunu yapıyorlar. nitekim mhp nin başında bulunan şahıs akp nin maaşlı elemanı bile olabilir veya ülkeyi pay etme veya gücü bölüşmede hak da alabilir.
laik sıfattır bu bir. laik kişilere atfedilebilecek bir nitelik değildir; Devletler icin kullanılır bu da iki.
Ama eğer laik bir kişi olsa idi, laik nedir bilmeyen bir gerzekten daha isabetli karar vereceği su götürmeyecek olan kişi olurdu.
Bununla birlikte bir Varsayımsal laik kişisi de dahil Anayasa oylamasında oy kullanacak herkesin neyin oylandığını öğrenmesi gerekir.
Hemen anlatalım:
Anayasa değişikliğiyle birlikte gelen ve Başkanlık dedikleri garabet padişahlıktan bile daha çok yetki içermektedir. Birbirinden Bağımsız olması gereken yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamı başkana bağlıdır ve denetleyebilecek tek bir mekanizma bile yoktur. Çoğu üyesini Başkanın atadığı anayasa mahkemesinin ve yargıtayın başkana zıt karar vermeyecegini 7 yaşındaki çocuk bile algılayabilir.
Bir örnekle açıklayalım
mesela başkan trabzon'da denize nazır tapulu evine, arazine, toprağına kentsel dönüşüm diye el koyulmasına dair bir khk çıkardı.
sen de hakkını aramaya mahkemeye gittin. "benim tapum var. Malımı almaya hakkınız yok." falan diyorsun. e mahkeme başkana bağlı. onun verdiği karara karşı gelebilir mi?
hadi geçmiş olsun.
bunlar bugün de yapılıyor. ama bağımsız mahkemelerden dönüyor. başkanlıktan sonra öyle bir ihtimal kalmayacak ve bu sadece tek bir örnek.