1. Türkiye cumhuriyeti bir devlettir, Türkiye devleti de bir cumhuriyettir. Devletin şekli budur, karşı çıkan şekilden şekile sokulur.
2. Türkiye cumhuriyeti elhamdürüllah laiktir.
3. Türkiye cumhuriyeti 4-5 kendini bilmez hariç, toplumun huzuru, milli dayanışma, global satış anlayışı içinde, mümkün mertebe insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal ve lay-lay-lom bir hukuk devletidir.
4. Türkiye devletinin başkenti Malkara'dır. Şaka lan şaka, Ankara'dır.
5. Milli marşı "istiklal marşı"dır. Kaydı bulunmadığı takdirde"Kar yağıyor yağıyor, abamı giyeceğim" türküsü de söylenebilir. Ayriyeten milli marş sırasında "o-be" kısmında yeterli coşkuya kapılmayan kiş ya da kişiler hakkında soruşturma açılır.
6. Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle, iktidarı ve medyasıyla, pilavı-kurusu ve turşusuyla bölünmez bir bütündür. Bölünür diyen şerefsizdir.
7. Resmi içeceği iyi demlenmiş çaydır.
8. Dili Türkçedir. Yirmidokuz harf içinde yumuşak versiyonu olan tek harf "g"dir. Laf aramızda "j" de de bir ecnebilik vardır.
9. Egemenlik şekersiz sütsüz milletindir. Egemenliğin kullanılması hiç bir kişi, zümre, Emre, Arda, Hamit ve Halil'e bırakılamaz. Egemenlik yerine "eğemenlik" diyenden hızla soğunur. Keza "propağanda".
10. Yürütme yetkisi bakanlar kurulu ve aşırı sevilen iki-üç eski bakan tarafından yerine getirilir.
11. Yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce kullanılır. ilginç duruşma konuları bağımsız sinemacılar tarafından filme alınır
13. Bir siyasal oluşum için bir araya gelenler başka bir siyasal oluşuma giderlerse "vay efendim niye öyle, niye şöyle" diye uzatılmaz, parti değiştiren milletvekilinin başına kakılmaz.
14. Yaratıcı ortamlarda "atıyorum, sesli düşünüyorum, şeytanın avukatlığını yapıyorum, negatif alıyorum" gibi cümlelerin kullanılması ile iki elin dört parmağının bükülerek "tırnak içinde konuşuyorum" denilmesi, bu anayasayı da aşıp insanlığa sığmaz, anında gereken yapılacaktır.
15. Temel hak ve özgürlüklerle temel olmayan hak ve özgürlükler arasındaki farkın muamması insanlık varoldukça anlaşılmayacaktır.
16. Kimse işlemediği bir suçtan dolayı yargılanamaz. işlediği bir suçtan dolayı yargılanmayan bir kişiye de biz birşey yapamayız.
17. Diyalog halindeki iki kişinin ikisinin de birbirine "abi" diye hitap ettiği tek ülkenin Türkiye cumhuriyeti olduğu resmi tescil altındadır.
Akp nin kendi iradesiyle artık o irade kimlerle mütabıksa hazırladığı anayasa önergesi. Eleştirel noktadaki kesimlerinde ben merkezli olduğu ancak demokrasi temalı eleştiri metinleri sunmaktan kaçınmadıkları ayri bir itici ortam da sundu bize.
bu taslağın merkezinde, gündeme oturan başörtüsü yasağının kaldırılması. Ki bu yüzde 47 oy potansiyelinin oluşmasında sol kesimin "millet cumhurbaşkanını kendi seçemez" gibi bir aşağılama politikası gütmesinin yanında başörtüsü yasağına olan tepkinin yansıması, bu kadar doğal bir hakkın geri kazanılması amaçıyla umutların bağlanması sonucu oluşmuştur.
Günümüzde siyasiler bile her söylediğine gelecek tepkiden tedirgin iken , üniversitelerimizin hakimi olduğunu savunan bazı çevreler yasama yetkisini bile kendilerince sindirmeye çalışmaktan gocunmamakta. demokrasi hak getire.
Şu anayasanın sadece türban çıkmazında ele alınması ve tartışılması o kadar canımı sıkıyor ki. Maalesef kimse başka başka maddeler için tartışmayacak alternatif sunmayacak. Askeri yargı'nın sivilleşmesi gibi şeyler istiyorum ben. vicdani ret istiyorum... Üniversite özerkliği ve bilim yapma olanaklarının serbestliğinin artırılmasını istiyorum.
bu taslağa göre; bakanlar kurulunu denetleyen danıştay organının üyelerini yine bakanlar kurulu atıyor. e peki demokrasiden söz eden, sivil anayasadan söz eden akp ve akpnin anayasa ısmarladığı profösör ve onun seçtiği bilim kurulu, bu nasıl özgürlüktür. demokrasilerde güçler ayrılığı diye bir şey vardır. hukuk okumama rağmen bunu ben bile biliyorum. bu profösörler mi bilmiyor? yoksa bunlar patatesten profösör mü? yoksa ısmarlama denmediği halde bu anayasa "taslağı" akp tarafından mı ısmarlandı? bu madde sadece araya sıkıştırılanlardan, gözümüzün görmediği, gözümüze çarpmayan, kendilerinin * hınzırca oraya koyduğu maddelerden. sizin demokarsiden kastınız bu mu? nerde, hangi sivil, özgürlükçü anayasada yasama organının "destekçisi" bir yargı organı var?
türkiye'nin en büyük hukuk fakülterinin sahibi ankara ve istanbul üniversitelerinden akp'ye "gelin toplu olarak tekrar hazırlayalım, aramıza sivil toplum örgütleri de kaytılsın" teklifi gitti. cevap? cevap tabi siz hazırlayın bizi bağlamaz... zaten tavırlarını baştan belirlemişlerdi (bkz: herkes kendi işine baksın)diye.
dünyanın hangi ülkesinde üniversite ülke, halk tarafından önem taşıyan bir konu hakkında konuşamıyor?
hele ki söz konusu bir anayasa gibi kat kat önemli bir konuda.
önümüze türban konusu atıldı. gündem de şu an sadece türban tartışıyor fakat tartışılamayan daha bri çok madde var yeni taslakta.
terör örgütü mensuplarına daha doğrusu affedilmiş terör örgütü mensuplarına milletvvekili olma yolunu açan madde var. nden bu tartışılmıyor da türban?
birisi bu ülkede bazı köklü şeyleri değiştirmeye çalışıyor ama çoğumuz farkında değil. 20 sene sonra "çoğumuzun" "keşkeyapmasaydım" dediğini görücem. evet bu kadar eminim kesinlikle görücem!!
yök duruyor, mgk duruyor skmişim böyle sivil anayasayı. hala taslak halinde olması dışında umut veren hiçbir şey yok. ama anayasa böyle hazırlanmaz diyen bir güruh var meydanlarda, nasıl hazırlanacağını bir onlar biliyor, bize de söylemiyorlar. bir söyleyin mna koyim neymiş şu mutabakat dediğiniz şey. bir tane aklı başında adam da çıkıp türbandan, imam hatip'ten sıyrılıp "böyle anayasa olmaz, bizim teklifimiz şudur" demiyor. bir çıkın öneri verin yahu. oturmuşlar köşelerine:
- böyle olmaz
- peki böyle?
- öyle de olmaz. mutabakat isterim, ben demeden mutabakat da olmaz.
deyip duruyorlar. nedir kuzum derdiniz, yoksa bir öneriniz susun biraz susanlar konuşsun.
referandumda evet oyu verenin, yedi ceddine vicdanen hesap vereceği, anayasa taslağıdır. gelecek nesillere karanlık ve parçık pırçık olmuş bir türkiyeden başka bir şey vaadetmeyen anayasa taslağıdır. anlayanadır tabi.
--spoiler--
bizi ilk defa anayasa ile tanıştıran hocamıza veya örtmenimize* sanki bir buluş bulmuşcasına:
- örtmenim örtmenim, ilk 3 madde değiştirilmez diyorsunuz ama 4. maddeyi değiştirirsek diğerleri de değişir!!!
+ aferin!
--spoiler--
1982 anayasası:
MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
yeni anayasa taslağı:
Madde 4- Devletin temel amaç ve görevi, insan haysiyetini korumak, kişilerin hak ve hürriyetlerini kullanmalarının önündeki bütün engelleri kaldırmak ve halkın huzur, güvenlik ve refahını sağlamak suretiyle insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır.
üzerinde şu ankinden fazla durulması gereken taslaktır. akp saman altından su yürüterek adeta yepyeni bir anayasa hazırlamaktadır ve 2008 yılında bunu dayatarak uygulamaya koyacaktır. aynen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi, dayatmacı bir politika izleyerek. evet sanman altından su yürütmüşlerdir çünkü taslak medyaya çıkmış ama kimse ilgilenmemiştir bile. anayasa kabul edilir edilmez orası ayrı mesele ama kabul edilmesi halinde ülkede tarafsızlığın olmayacağının göstergesidir. cumhurbaşkanı akplidir. başbakan akplidir. meclis başkanı akplidir. bakanların tümü akplidir. meclisin salt çoğunluğu akplidir. anayasa da akpnin anayasası olacaktır. Zaten sayın özbudun da yeni taslağın başlangıç'ına "başbakan reccep tayyip erdoğanın isteğiyle hazırlanmış ve akp'ye teslim edilmiştir" yazmıştır.
anayasada çok çarpıcı unsurlar var ve kamuoyunun sesi beklenenden az çıkıyor bence. yeni anayasa taslağında kemalizm'in k si geçmeyerek kemalizmi anayasadan çıkaracaklar. kemalizmi yani bu ülkenin temel ilkelerini (sadece 6 ok değil, 6 ok temel ilkedir evet ama diğer bütünleyici inklaplarla temel ilkeler olmuştur) anayasadan çıkaracaklardır. kemalizm gidince atatürk de gidecektir. yakın bir zamanda okulda atatürk ilke ve inklapları dersleri yerine, rte ve akp cumhuriyeti derslerinin olması muhtemeldir.
bu yeni anayasayı pek bilmesek de çok çarpıcı ve yeni maddeler geliyor. 1. si türban konusuyla ilgili. bugün türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanının eşinin türban takması bir sorundur / olmamalıdır. evet türban veya başörtüsü kişisel bir tercihdir, buna kimsenin karışma hakkı yoktur. ama türban bir dinin sembolüdür. cümlemizi daha da genişletecek olursak, bugün türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanının eşinin türban takması, haç takması / istavroz çıkarması vs. kısacası herhangibir dine ait bir unsuru kamuoyuna, topluma göstermesi sorundur / olmamalıdır. çünkü laikliğin olduğu bir ülkede kitlelere başımız müslüman / yahudi / hristiyan vs. mesajı gönderilir, devletin dini var imajı sarf edilir. nasıl ki abdullah gül cumhurbaşkanı olduktan sonra tarafsızlık adına akp rozetini çıkardıysa * tarafsızlık adına cumhurbaşkanı eşinin de türbanlı olmaması gerekir.
meclis tatilden çıkar çıkmaz tekrar ve bu sefer ciddi bir şekilde ele alınacak mevzu. türkiye tez elden sivil bir anayasaya muhtaçtır. bunun için beklemenin, bu işi siyasi bir rant olarak geciktirmenin hiç bir anlamı yoktur. meclisin ve toplumun mutabakatı ile hazırlanan yeni ve sivil bir anayasa türkiye'nin önünü açacaktır.
