yeni anayasa oluşturulurken toplumsal uzlaşma hali

entry7 galeri1
    ?.
  1. anayasa toplumsal yaşamın kaynağı olduğu için anaysa yapmanın salt meclise ait bir görev olduğu kanısı gerçeği yansıtmaz. devlet sadece yasama değil aynı zamanda yürütme ve yargı organları ile bir bütündür. aynı zamanda akp her zaman ki yaptığı gibi yine kendi bildiğini okuyacaktır bu konuda. rte nin bugün rektörler kuruluna verdiği cevap uzlaşmaya ne kadar açık olduğunun göstergesidir zaten. ayrıca bu taslak çalışmalarında mecliste bulunan diğer parti mensuplarının bulunmaması ne kadar doğrudur. dengin mir mehmet fırat ın bugün buyurduğu gibi yeni anayasaya akp siyasi iradesini yansıtacaktır. sonuç olarak akp ye oy vermeyen vatandaşların iradelerini yansıtmayan bir anayasa olacak ve fırsatı ilk bulan tekrar değiştirecektir. bu politikasızlıkla toplum her geçen gün daha da gerilecek ve toplumsal olaylar kaçınılmaz bir şekilde ülkenin kaderi olacaktır.
    4 ...
  2. ?.
  3. seçimlerde %47 oranında oy almış olmanın verdiği cesaret ve meclisteki çoğunluk oluşturabilmenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyorlar şu anda, ancak mecliste çoğunluk olmak demek devletin temel niteliklerine zarar verebilme yetkisine sahip olmak anlamında değildir. evet anayasamızın zaten 82'den bu yana birçok yasası değiştirildi; ancak bu noktada demokrasi diyerek, halk referandumla karar versin diyerek demokrasi uygulanmış olmaz. ve mecliste tek bir partinin hakim olması ise anayasamız için risk teşkil etmektedir. demokrasi adına diyorum ki; demokrasinin de belirli çerçeveleri vardır. bugün halka şeriat gelsin mi diye de bir referandum yapılsa ve çoğunluk sağlansa ülkeye şeriat mi gelmeli? demokrasi ve toplumsal uzlaşma bu mudur?
    2 ...
  4. ?.
  5. cumhurbaşkanı seçiminde seçim akşamı uzlaşma arayacağız diye atıp tutan sonra da kendi bildiğini okuyan zihniyetin anayasa hazırlarken toplumsal uzlaşma araması ya da bundan bahsetmesi bile saçmalıktır. herşeyi kendi bildiği ve istediği şekilde yapmaya alışanların, toplumsal uzlaşma hiç mi hiç umrunda olmayacaktır zira onların amacı ne uzlaşma ne de demokrasidir, tek dertleri ileride kendilerine sorun çıkartabilecek devlet kurumlarını tırpanlamak, susturmaktır kaldı ki bu yeni anayasa neden yangından mal kaçırır gibi yapılmaya çalışılıyor, anlayan, bilen varsa beri gelsin.
    2 ...
  6. ?.
  7. Demokrasi diktatörlüğü'nün benimsemeyeceği yöntem.
    2 ...
  8. ?.
  9. olmayan haldir.

    geçen dönemki antidemokratik meclis oluşumuna rağmen bugünün cumhurbaşkanı abdullah gül, "chp ve akp eşit sayıda üyelerle ve sivil toplumla oluşturulacak, toplumsal mutabakat olacak, oluşturulan anayasa toplum sözleşmesi niteliğinde olmalıdır" demişti. *

    o günün zafer üskül adındaki kişisi ise; "böyle bir şey olmaz, yeni anayasa için kurucu bir meclis ortamı yaratılmalıdır, bu ortamda toplumun her kesimi temsil edilmelidir" demiştir, abdullah gül'ün teklifini antidemokratik bulduğunu belirtmiştir. bugünün akp milletvekili zafer üskül'ü ise her ne hikmetse itiraz ettiği abdullah gül'ün teklifinden bile daha kötü şekilde hazırlanan anayasaya karşı çıkmamaktadır. gerçi akp içinde değişiyor insanlar. gerçekten merak ediyorum, akp genel merkezinde bilimadamlarının inşa ettiği bir mutasyon cihazı mı var herkesten gizlenen? akp'ye katılan değişiyor arkadaş anlamadım ben bu işi.

    neyse; akp ne yapıyor şimdi, sanki bir reklam ajansına reklam siparişi veren firma gibi anayasa ısmarlıyor bir kurula bir sürü de para vererek. akp bir taslak hazırlamış tıpkı reklam ajansına sipariş veren şirket gibi. "bakın şunlar şunlar olsun, bunlar da olsun, ama bakın şunlar da olsun" dengir mir mehmet fırat çıkıp, "bu bizim -akp'yi kastederek- anayasamız" diyor, başbakan çıkıp, "bu akp'nin anayasası değil mutabakat arıyoruz" diyor. abant kampını ise her ne hikmetse bu sipariş verilen kurul ile akp milletvekilleri yapıyorlar. hani mutabakat? akp diyor; "bu anayasa kurulun", kurul diyor; "bizim değil". kimin ulan bu anayasa?

    öyle bir anayasa hazırlanıyor ki, emin olunuz akp milletvekillerinin bile çoğu bu taslağı görmedi. gerçi görmelerine de gerek yok, tayyip amcam "indirin, şimdi kaldırın" diyor ya kendilerine o yeterli. muhalefetten zaten köşe bucak saklanıyor, stk'lardan aynı şekilde. bir tek arada bir ab'ye gösteriyorlar.

    sen ab'ye taslak göster, kendi halkından ve siyasal organlarından sakla, sonra de ki, "biz demokratız" öyle bir halk düşünün ki, anayasa hazırlanıyor haberi yok bunlardan. gerçi hiç etüd etmeden düşünmeden "tabi canım cumhurbaşkanını biz seçelim" diyen bir milletiz. millet de haklı, ilk defa statü kazanmış hissetti kendisini, şey gibi düşünün ev hanımına kredi kartı veren bankalar vardır. ablama sorsan, kart gözünde değildir gözü verilen çantada veya şemsiyededir. adamın cumhurbaşkanını halk seçerse ne olur diye bir etüd etmeye ne bilgisi ne de vakti var. ver popülizm gazını "halk seçsin, bunlar halka karşı halkçı" de götür malı.

    o tayyip amcama bir sormak lazım, hani cumhurbaşkanını halk seçince daha bir demokratik oluyormuşuz ya, bu milletvekili seçimi için bir ön seçim olsa ne güzel olur değil mi? böylece mehmet ali şahin'i antalya milletvekili olarak atayamazsınız -aynı şey diğer partiler için de geçerli- halk yönetime daha çok katılır. ama olur mu o zaman canım? bizim "lider" dediklerimizin ne espirisi kalıyor? adam "bu böyle olacak" diyecek, etrafında şakşakçılar olacak, "sayın başkanım, sayın başkanım" diye etrafında pır dönen dalkavuklar olacak. bunlar olmazsa olmaz.

    ey halkım, cumhurbaşkanını seçiyorsun ama senden habersiz anayasa hazırlanıyor, senin mutabakatın aranmıyor, sen yine "tayyip'in dediğini yapmak veya yapmamak" olarak nitelenecek bir şekilde anayasa referandumu yapacaksın. ama ne gereği var değil mi bunları karıştırmanın? sen cumhurbaşkanını seçiyorsun ya, dünyanın en demokratik ülkesiyiz artık.

    toplumsal mutabakatmış, türkiye siyasi kültürü olmayan, halkın sadece ve sadece karnını doyurma amaçlı yaşadığı ve düşündüğü bir ülkedir. "bugün doyurdum ya, allah'a şükür" mantığı vardır. yarın ne olacak sadece kaygıdan ibarettir, düşünmek yoktur, "yarın bir olsun bakalım da" denir.

    devam et türkiye, 1960'larda mı daha demokratiktik yoksa şimdi mi? artık her şey sansüre uğruyor, her şey bizden-bizden olmayanlaştırılıyor. daha ne diyim?

    ya da boşverin, hükümete yaptığım menfur saldırılar, kimseyi yıldıramayacaktır. deniz bittiğinde ne olacak gerçekten çok merak ediyorum. satın gitsin.
    3 ...
  10. ?.
  11. ?.
  12. cuntanın iradesini yansıtan ve halkın %92 oyla yalayıp yuttuğu darbe anayasasının oluşturulmasında görülenin aynısı bir toplumsal uzlaşma aramama, buna gerek bile duymama halidir. halkın katılımı olmadan ve bu kez partiler varken ve güya sivil dönemi yaşamaktayken, cuntacılar yerine bu kez tek bir adamın iradesiyle oluşturulup bir şekilde halka yutturulacak bir anayasa, 12 eylül anayasasından bile daha kötü olur. böyle bir anayasa onaylansa bile, sadece yeni sancılara yol açar ve daha ilk gününden bu anayasa değişmelidir istekleri başlar.

    zaten akp'nin sorunu toplumsal uzlaşmayla anayasa hazırlamak değildir; bu görüntüyü nasıl veririz ve en geniş desteği nsıl alırız sorunudur. akp, toplumsal uzlaşma olmadan, "toplumsal destek almak" peşindedir. bunun için bdp'yle ittifak kurmuşlardır. al gülüm, ver gülüm veya başka bir deyişle; imralı'ya karşılık yeni anayasaya destek ! buna da "toplumsal uzlaşma" derlerse hiç şaşırmamak gerekir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük