öncelikle kafa tam boğaza sokulmadan yani tam alın bölgesinde duracak şekilde yaklaşık * 51 dakika beklenmelidir. o arada artık çekirdek mi çitlersiniz, entry mi girersiniz, tv mi izlersiniz o sizin bileceğiniz iş. 51 dakikadan sonra bir 5 dakika da tüylerini yolmakla uğraşın. * gönül rahatlığıyla giyebilirsiniz artık. güle güle kirletin.
yeni alınan boğazlı kazağın yaşattığı tek acının, ortamlarda cüneyt arkın gibi gezmek olduğunu sanıyordum (şurdan hemen bi mahalle kahvesine girip masaları dağıtmak, umarsızca kavga etmek, saçlarım sarsıla sarsıla dayak yemek ve sonra atmak istiyorum). meğer ne çok yanılmışım, meğer hep aldanmışım!
- yeni alınmış kazağın boğazı sıkı olur yeğeen, adamı nefessiz bırakır.
+ bilemedim dayı. bileydim böyle hemen giyip çıkar mıydım. evde yarımşar saat alıştırmaz mıydım kendimi ve de kazağı.
- erken davrandın yeğen!
günüm zehir oldu arkadaş. ilk başlarda anlamadım. metroda yanımdaki adam boğazıma çökmüş, zerrece acımadan sıkıyormuş gibi hissettim. değilmiş. sonra panik atak geçiriyorum sanıp 'günümüz modern yaşamının heyulası içinde yaşamanın doğal getirisi olarak...' filan diye triplere koştum. sonra bayılmışım.
çıkarıp atamıyorsun da hacıabi. kış günü askılı atletle dolanan, çok okumaktan kafayı çiğneyip öğütmüş zavallı deli muamelesi görmeyi göze alamıyors.. dur hele, nefesim kesildi. uzun cümle kuramıyorum.
öyle ben yeni kazak aldım, aleme göstereyim, tebrikleri alayım filan diye gazlara gelip hemen giyip dışarı çıkmamak lazımmış. yukarıda belirttiğim gibi, evde deneme sürüşleri yapacan:
15 dakka giy, 10 dakka gevşet. sonra 20 dakka giy, 5 dakka gevşet. böyle böyle alışmaya çalış. derin nefes alıyoruz, evet böyle. karın içeri, göğüs dışarı. hüüüüp, püüüüüh (ebru şallı nefesi)
çenemi de boğaz kısmına soktum şimdi. biraz faydası oluyor gibi. ama bugün akşam olmaz gibime geliyor. hırtlağımı sıkıyorlar, ümüğüme çöküyorlar.