sorun ülkenin rejimine muhalefet edilmesidir türban da bunun siyasi simgesidir.bunu başbakan bile kabul etmiştir.(velev ki siyasi simge olsun).
şeriatçı hilafetçi padişahçıların rejimi değiştirme hırsları yüzünden , mağdur olmuş dindar insandır. ayrıca da artık çoğu askeri tesiste bu insanlara anlayış gösterilmektedir. almayan subayın da annesi baş örtülüdür. (bu geçiş kanlı mı olcak kansız mı olacak(necmettin erbakan).
Ülkedeki Kadınların yarısından fazlasının başı kapalı. Bu kadınların yarısının erkek evlat sahibi olduğunu varsayarsak bu kadınların erkek evlatları ibne değil veya da çürük değilse eninde sonunda askere gidiyor. bu askere giden erkeklerin yarısının da annelerinin törenlerine gittiğini varsayarsak, Toplamda 3-5 yıl içerisinde milyonlarca böyle anne ortaya çıkması lazımdır bazı vatan haini köpeklerin iddiası üzerine dine baskı yapılsa idi.
Matematik basit arkadaş, münferit olaylar yaşanmış olabilir mi?
Oradaki komutanın kişiliğine dengeli veya dengesizliğine bağlı sonuçta binlerce subaydan oluşan bir ailedir TSK.
amca-teyze vs ile ile birkaç on kişi eden akrabalarınızda ailenizde bile ne kadar dengesiz insanlar çıkabileceğini hesaba katmadan binlerce kişilik ailede çıkaiblecek hataların üzerine saçmasapan bir şekilde gitmek art niyetlilikten başka bir şey değildir.
Mesela çok namuslu bildiğin kuzenin, kardeşin varlığından bile haberdar olmadığın erkek arkadaşına neler yapıyor haberin var mı?
ne tuhaf, ne karışık ülkemizde cereyan eden şu silsileler dizesi...sarmış, dört yanımızı tıpkı zehirli sarmaşıklar gibi. özgürlük en basit anlamıyla nedir? kişinin hür iradesine duyulan saygıdır. hukukun temel prensibi ise " bir kişinin hakkı, başka birinin hakkını kısıtlayana kadar geçerlidir " der. şimdi sorarım sizlere; içeri alınmayan bu kadınlar, kimin özgürlüğünü kısıtlamışlar(ki) içeri alınmıyorlar? olayın dramatik kurgusuna değinmeyeceğim bile. bir de türban-başartüsü ayrımı yapanlar var tabi. yok efenim biri masum inancı, diğeri siyaseti temsil ediyormuş. iyi de bunun ayrımını kime göre neye göre yapıyorsunuz? türban ya da başartüsü her ne zıkkımsa işte onun bağlanma şekline göre mi? yok efenim şeker paketi olursa masum inancı temsil ediyor, öbür türlüsü siyasi simge oluyor. öylemi? velev ki siyasi simge, siyasi simge kullanmak sadece bu kadınlara mı yasak? aynı düşüncedeki erkekler heryere girebiliyorken, bu yapılan nedir şimdi. negatif ayrımcılık mı? kaldı ki her insan kendini bir simgeyle ifade etmiyormu zaten? kılığımız kıyafetimiz, saçımız sakalımız, giydiğimiz ayakkabı, okuduğumuz gazete, seyrettiğimiz televizyon kanalı..hepsi bizleri ifade eden birer simge değil mi? derin ormanlar dikiyoruz ruhlarımıza, kuşkuların gölgeleri büyüsün diye. hem bu kadınların kıyafetlerinden dolayı, erkeklerin kölesi olduklarını söylüyorsunuz; hemde bizim istediğimiz gibi giyinirseniz haklarınıza kavuşursunuz diyorsunuz. yani bir kölelikten diğerine savuruyorsunuz. her iki durumda da birilerine, bi şeylere tabi olması gereken yine bu kadınlar. * herkes sadece kendi yaşama hakkına, düşünme hakkına, tercih hakkına saygı bekliyor. ötekiyi "kabullenmiyor"
oğlunu vatanı korumak için askere gönderen annedir. annesini almıyorsanız oğlunu da almayın denilesidir. aslında bakın şu daha mantıklı, tüm başörtülüleri öldürelim, türkiye bu pisliklerden kurtulsun. bu ne ya her yer başörtülü kaynıyor bir de utanmadan oğullarını askere gönderiyorlar. onların oğulları mı koruyacak bu ülkeyi. tehlikenin farkında mısınız(!)
mevzu bahis olan anne oğlu şehit olduğunda vatan sağolsun demesi beklenen annedir. siz olsanız size bu muameleyi yapanların varlığına rağmen vatan sağolsun dermisiniz böyle bir durumda?
keşke cumhuriyet azınlık gazetesi vasfından sıyrılsa,hem komünist geçinip, hem de aydın dogan, sabancı, koç ailesi, karamehmetler, eczacıbası gibi tüsiadcıların kurdugu bir oluşumla 100 işadamı bir araya gelip cumhuriyet i yasatma projesi ile, tek bir holdingin degil tüm tüsiad ın gazetesi olmaktan çıksa/ emrinden çıksa türk halkını bir kkucaklasa, olmaz a, ergenekonda aklansa mesela, hani belki bir gün darbeciligi de bırakır, biz görmeyiz ama.. haber7 de vermese bu haberleri hangi akredite sahtekardan okuyacagız bu zulmü.
birde annesi degil o kızkardeşi diyenler var ki, onlara gülüyorum ama yuh diyor içim, içim aglıyor.
sığ beyinlerin idrak zorluğu yaşadığını anladığımız olay. söylüyorum birader, islamın kabulunden beri başörtüsü türklüğün değeri olmuştur. safları kimse belirleyemez, kimsenin kalıplarında yaşayacak değilim. sonuna kadar türküm, laik falan değilim. değme milliyetçiden de milliyetçiyim. nedir sizin bu sistemperestliğiniz?
laik düzeni tanımıyorum evet, tek düzen muhammedi düzendir. siz sistem sevdasını milliyetçilik sanmaya devam edin. senin milliyetçiliğin sisteme bağlılıksa, ne mustafa kemal, ne mareşal fevzi çakmak, ne de kazım karabekir milliyetçiydi. kurtulun artık şu hezeyanınızdan.
rejimler milletlerin elbiseleridir. bilmem bu laf size tanıdık gelir mi? atsız ata'yı açıp oku bari, bilmeden atsızcılık oynama.
senin bir arada durmaz dediğin şeyin pratiği bin senedir yapılıyor, hiç değilse tarihe bak cehl-i mürekkep. türkle islam birdir, ayrı değildir artık. osmanlı döneminde bir hacca gitmiş, sormuşlar nasıldı die, cevap vermiş;
-valla çok güzel, ezanı türkçe okuyorlar, kuranı türkçe okuyorlar, namazı türkçe kılıyorlar, fakat iş konuşmaya geldi mi sapıtıyorlar bir şey anlamıyorum.
işte bu anlayıştır, türk islam. senin arap dediğin araptan çok benim zaten, kime ne?
islamın türklere zorla dayatılması meselesine gelince. be hayatı çelişki olmuş insan, türkler zorla ne yapmış ki, din değiştirsin. hem de toplu halde, bir kavmin işi de değil. ne oldu, biz türkler esaret altında yaşayamaz isyan ederizde, zorla din dayatılınca sustuk mu? tek kültür türk-islamdır, ne türksüz islam bana uyar, ne islamsız türk.
kendine milliyetçi deyip, milletin kafasını bulandırma, seninki rejimperestlik!
haberin dogruluğunu, yanlışlığını tartışmadan hakları gasp edilmiş anne olduğunu söylemek yerinde bir bakış açısı olucaktır.
bu anne şehit evladını karşılarken ve yine askeriye nin yaptığı törenlerde de "başörtülü anneler" törene alınmıyor mu?
sanmıyorum!
burada işlenen insanı değer yargılarını çürütmektir, yapmayın yazıktır!
tsk nın böyle bir tavrı var mı yok mu bilmiyorum.
ama varsa dogru degildir!
parmağın gösterdiği şey yerine o parmağın sahibine laf edilen sayısız olaydan biri.
bak ben dinsizim, öyle sadece türbana karşı olan "laik ama müslüman" değil, bildiğin kafir, dinsiz imansız, zındığın tekiyim. şu haberi yapan yayın organına en ufak saygım da yok. yeri geldi mi bu yayın organına da, bu yayın organını takip eden insanlara da, onların inançlarına da az saydırmadım bi sürü yazıyla. ama parmaklarıyla gösterdikleri şeye baktığımda neden bunlar birden gözümün önüne dizilsinler ki..
orada kadının başındaki örtüye (türban ya da başörtüsü ne farkeder, benim gözümde aynı şeyler sonuçta, nüans var aralarında sadece) ve o kadının inancına ve o kadının özgürlüğüne bi müdahale var mı yok mu.. var.
bırak sadece türbanı, dini bile yok etmenin hayalini kuruyorum ama bu hayalim şu an inancı yüzünden başını kapatan kadının bu özgürlüğünü elinden almayı mı gerektiriyor.. ya da bu kadının başını açmadığı zaman oğlunun yemin törenini seyredememesini onaylamam mı gerekiyor.. daha neler.
son olarak karşı savunmada hep geçen "kural böyle kardeşim" cümlesi aslında sadece bu olayda değil, başka her özgürlük mücadelesinde karşımıza çıkartılan salak saçma bi argüman. yani yarın meclis yasa çıkarsa, "nefes almak yasak" dese o yasağı da mı savunacağız.. kurallar dediğin de zaten insan yapımı değiller mi, o kuralların tabiatının yanlış ya da doğru olduğuna karar verecek olan yine insan değil mi, o kuralların evrensel hukuk ve çağdaş akıla vurulmaları ve ona göre değerlendirilmeleri gerekmez mi..
eğer bi kural yanlışsa ve "n'apalım kardeşim kural böyle" diyerek o yanlışlığı düzeltmenin imkanı var mıdır.. beş bin sene önceki kurallardan bugüne şu lafı diyenlerle mi geldik yoksa kuralları eleştirenlerle mi..
yasadışı dediğin fikirler de yine yasayı yapan insanlar sonucu olmuyor mu.. düşünmeyi ifade etmeye bile yasak getiren bu erkin beni yasadışı olarak etiketlediği gün benim bundan utanmamı mı bekleyeceksiniz.. gurur duyarım tersine.
sürüklendik konudan nerelere geldik ama ne yazık ki kaynak dipte derinde sizin özgürlük karşıtı fikirlerinizde yatıyor. ha evet, aynı özgürlük karşıtı fikirler dincilerde de var doğru.. bi aynadaki iki yansıma gibisiniz. insanların haklarını çiğnemekten zevk alan faşist tosuncuklardan ibaret değersiz güruh görüyorum iki tarafa da bakınca.
tsk ya bok atmaya çalışan bir takım akp zihniyetli fethullah zihniyetli insanların uydurmuş olduğu saçmalık. yemin törenine başı açığıda girebiliyor, türbanlısıda, çarşaflısıda giriyor.*
damarlarına şırınga edilmiş dincilik afyonu yüzünden özbenliğini unutmuş türk insanın gözü dönmüşcesine etrafa saldırmasına vesile olan bir tuhaf eylemin öznesi.
herşeyi söyle de be birader senin siyasal amaçlarla savunduğun arap bezi ne zamandan beri türk'ün ulusal değeri oldu? herhangi bir dinsel simge veyahut dince kutsal sayılan bir olgu bir toplumu bir arada tutmak için ne kadar yeterlidir? al işte ben türklüğümü derinden yaşayan bir insanım ama senin arap bezine saygı duymuyorum... öte yandan sen ümmet aşkına düştüğün için aynı soydan, aynı kandan geldiğin adam yerine din kardeşini tutuyorsun. müslüman arabı dinsiz türk'e yeğliyorsun. ee nasıl bir milli değer bu peki?
saflar belli aslında... ya türksün, laiksin, milliyetçisin. ya da ümmet sevdalısısın...
bir kez daha söyleyelim. milliyetçilik ile ümmetçilik aynı potada eritilemez. bunlar taban tabana zıt fikirlerdir. bir milliyetçi için bir insanı kardeş görme nedeni aynı dinden olması olamaz. açık ve net işte ümmetçi adam milliyetçi olamaz.
senin milli değer dediğin arap dini bu millete zorla dayatılmadan önce de tarihi türkler yazıyordu. bir zamanlar türk erkeği kadınını kendisine eş olarak görüp onu değil çuvallara sarıp sarmalak; kendisine baş ilan ederken bugün damarlarında akan asil türk kanının yerini gül suyu ile dolduranların iktidar sürdüğü türkiye'de kadınların kendi özgürlüklerinden vazgeçmek için verdiği mücadeleyi görüyoruz.
arap bezi için ibdacı da olursun hizbullahçı da! sorun senin kafanda...
kimse meşrulaştırmaya çalışmasın, ordunun ayıbıdır. bu millet ordusunu peygamber ocağı bilir, bilmem size yabancı geldi mi? başörtüsünü, pijamayla, uzun saçla, küpele vesairle kıyaslayıp "bakın onlarla da almıyorlar, niye böle diyorsunuz ki bik bik" demeyin. başörtüsü bu milletin değeridir. türklerin islama girmesinden bu yana vardır. bakın bakalım pijama, erkeklerde küpe kaç senedir kültürümüzde var? hayır, özgürlük adına falan değil, bu milletin en eski kurumu olan orduya, bu milletin öz evladının alınmamasına isyan ediyorum. jakoben laik beyninize bir baktırıp 85 testini yaptırın. aynı kafada kalmayın.
bu olay iddiadan da ibaret olsa, gerçeklik payı olmasa bile, daha evvel bu tip olaylar yaşandı. ordunun adının bu tip bir olayda anılabilmesi bile ordu adına utançtır. bizim generallerimiz hangi bıçak-çatalın hangi elle tutulacağından başka ne biliyor? nasıl bir terfi sistemimiz var? etliye sütlüye karışmayan yükseliyor, bu mudur türk ordusunun generalleri? hiç bir şey değil, siyasal islamcıların eline en büyük kozu veriyorsunuz. hangi ülkeden yaşıyorsunuz siz? en sonunda ibda-c ci yapacaksınız adamı!...
muhtemelen fethullah kaynaklı bir iftira propagandası. veyahut ordu içerisine sızmış fethullahçı bir subayın, komutanlarımıza çamur atmak için uyguladığı bir kontrgerilla faaliyeti. senede 4 tertip memleketin birçok yerinde yemin törenleri oluyor da neden sadece bir tek yerde belli bir zamanda bu tür haberler ortaya atılıyor? bunun tsk'nın bir uygulaması olduğuna kimse inandıramaz beni!
klasik ortamı germe hareketinden ziyade insanlık dışı keyfiyatlı bir uygulamadır. öncelikle vatani görevini yapmış biri olarak farklı kışlalarda uygulamaların kafadan kafaya değiştiğini belirtmek isterim. tamamen alay komutanının insiyatifinde bu durum. her ne kadar tsk ya mevcut durumda gelen giden vuruyor gibi bir ortam oluşmuşsa da eleştirilmesi gerekilen vicdani bir konudur.
şortlu ve derin dekolteli de olsa o törene alınmayacak muhtemelen türbanlı annedir.
doğru veya yanlış, kurallar var. ordu evlerinde yapılan düğünlere bile bazen insanları bu tip gerekçelerle almıyorlar. bana kalırsa zaten varolan bu uygulamayı şimdi olaylaştırıyorlar. biraz daha kızışırsa ortam, yemin törenine alınmayan mini etekli anne olarak da haber çıkar ama haber 7 tarafından değil tabii ki.
ha tabii bir gelenek içinde başörtüsü takan oğlunu gururla seyretmek için gelen ve kapıda kalan bir anne nasıl büyük hayal kırıklığı yaşar, tahmin edebiliyorum ama insanların niyetlerini ölçmeden bu sistem içinde yapılabilen de nihaytinde bu gibi. zannetmiyorum ki giremeyenler de şaşırsın ya da acaba alınır mıyım kaygısı gütmeden gitsinler. illa ki akıllarından geçmiştir; acaba?
ve evet 40 yaş kısmı olayı tartışılır ve gülünür hale getirmiş, mantık anlaşılır gibi olsa da çok fazla açıklanabilir bir şey olmuyor. fakat bir de şöyle düşünmek lazım, ordunun tarafsızlıktan ziyade koruması gereken bir duruş var. ve ordu, ordu mensupları da bir şekilde bunu korumaya çalışıyorlar.
klasik dinci basın kindarlığı.
zaten bilinen birşey bu alınmama olayı.
ama hala şu dönemde bile utanmadan bunu haber yapıp amaçları o anneyi haber yapmaktan öte tsk'ya kin kusmak olan bu zavallı basın için diyecek birşey yok.
kendi pisliklerinden, deniz fenerinden tek kelam laf etmezler ama tsk'ya kin kusmak olunca, hemen aslan kesilirler.
