çocukları kandırmaya yönelik cümlecikdir. halbuki o da insandır, midesi ne kadar alıyorsa o kadar yedirilmelidir. açlık grevine girip intihar eden çocuk yoktur. acıkınca yiyecektir. zorlamayınız efendim.
annelerin çocuklarına uyguladıkları baskının en sık kullanılan cümlesidir. genelde iştahsız çocuklar üzerinde sıkça kullanılan bu ikna cümlesinin zaman içinde kimi yavrulara yaramadığıda görülmüştür. her gördüğüne arkandan ağlar diyen anne, zamanla çocuğunu obez haline getirebilir. bir de bunun başka bir yöntemi de mevcuttur. ele alınan bir adet lokma, karşıdaki yavrumuz beyin özürlüymüş gibi varsayılarak;
- aa bak uçak, aç bakayım ağzını
denir. sanılır ki çocuk bu numarayı yedi. gelenin uçak değil bir adet hoşlanılmayan gıda olduğu gayet açıktır, lakin dinlemezler. anlatamazsınız.
kısacası; çocuk olmak zor zanaattır efendim.
annelerin kandırma söylemi. önünüze konan kocaman bir tabak yemek ile annenizin duygu sömürüsü. o yemeğin bitirilmesi ve gelecekte 80 kiloya inemeyen bir çocuk.***
(bkz: anne ben obez oldum)
hep amerika'nın oyunlarıdır bunlar, türkiye'deki çocukları şişmanlatıp kendilerine benzetmeye çalıştıkları için annelere bu tarz yöntemleri öğretiyorlar. sonra benim gibi obez oluyor çocuklar pısıp kalıyorlar. ***
annelerin cocuklarina yemek yedirebilme politikalarindan birisidir..
tabakta kalirsa aglayacagina inanilan ve bir lokmayi bile incitmek istemeyen cocugun duygulariyla oynanir..
sonra ogrenilir ki tabakta kalanin agladigi falan yok..
çocukları paranoyak eden, korkutan tehdittir.
çocuğumuz o yemediği şeyin artık hep onu takip ettiğini, nereye giderse arkasından geldiğini falan zanneder. ikide bir dönüp dönüp arkasından gelen bir yiyecek maddesi var mıdır diye bakar. he bir de, yiyeceklerin canlanabileceğini falan düşünür.
annelerin çocuklarını beslerken annelik içgüdüsüylü çocuklarının daha iyi beslenmesini istedikleri için kurdukları cümle. olaya bir de şöyle bakmak lazım dünya da(özellikle afrika da) birçok insan açlıktan ölürken en ufak israftan bile kaçınmalıyız. bir dilim ekmek bile israf etmemek lazım, bir kişiden ne olur demeden. kusal varlık anaların dediği her lafta bir keramet olduğu bir kez daha kanıtlandı böylece.
arkadan ağlaması bi derecede tabakta kalan pirinçlerin bu kadar çocuğun olur diye toplatılması çok vahim bi durum.9 yaşıma kadar bir aşiretim olucağını düşünüp o kadar çocuğu nasıl doğuracağım korkusunu taşıdım.yapmayın minicik veletlere böyle eziyetler ya...
-yemezsen arkandan ağlar çocuğum, hadi ham yap...
-kıyamam ben ona verin de yiyeyim,
verin de dişlerimle parçalıyayım,
dolaşım sistemim de dolaşsın,
midemde ki asitler yapıtaşlarına ayırsın lokmayı,
sonrada işe yarar kısımlarını kanıma karıştırayım,
atık gibi s.çayım geri kalan kısmını,
kullanılmış ve bir kenara atılmış hissetsin kendini...
çoktan ağlamıştır bence o, daha yesemde işe yaramaz bence.
-beeey! bu niye yaşıtları gibi ağlayıp sızlamıyo da, garip garip konuşuyo?
-ne bileyim hanım? doktor aşırı duyarlılık var, dahi felan olabilir dedi. olmuşmudur acaba?
çook eskiden bir çocuk (ismi lazım değil) ananesinin dediği bir lafa şaşmış kalmış.
"yemezsen arkandan ağlar!" yemeğini bırakıp araştırmacı kimliği sayesinde yemeği 2 saat arayla sürekli kontrol etme kararı almış. 3 gün boyunca yemeği gözlemlemiş. en sonunda küflenen yemeği gören çocuk:
-hayıyy anane hayıııyy sen yanlış biliyorsun. bu yemek ağlamıyor, kusuyor bak ıyyk! her yer kusmuk olmuş!
zamanla çocuk su bardağından aşağı düşer, evdeki devetabanında safariye çıkar, karasineklerle ateşkes imzalar, tuzluktan hidrojen bombası yapar, enginarlar ağlayarak bunu kovalar. bunlar dikkatle kullanılması gereken cümlelerdir.
küçükken tabakta yemek kalmasın diye annelerimiz tarafından söylenen o lanet söz.
Ne yazık ki genelde çocuklar da bu söze inanırlar.
halbuki "aaa yazık mendil getiriyim o zaman.sümüklerini siler" diye cevap verbilseydik yeni nesilin kilo problemi olmazdı.
ey anne adayları!
siz siz olun çocuğunuza bunu söylemeyin.