"ımm, biraz şey olmuş, nası desem, ımm" gibi cümlelerin sıklıkla kurulduğu bbg tadındaki yemek programı. "ımm"mış, "şey" miş. adam gibi konuş yahu. kötü olmuş de, patatesler pişmemiş de, bilseydik dışardan köfte yaptırırdık de, nimete küfür olmaz ama yarrağıma benzemiş de. de allahaşkına birşey de. ama, "ımm, biraz şey olmuş" diyip, dudağını büküp, kırk yılın gurmesi gibi davranma.
şişman teyzenin çorbayı görmesiyle "ben bunla doymam" demesi bir oldu. ayrıca bir omzu sürekli açık.
ayrıca mercimek çorbasını sevmeyenler de yaşıyormuş bu ülkede, şaşırdım doğrusu.
dakka başı "damak tadıma uymuyor" repliği duyulan program. yav arkadaş bu kadar mı klişe, bu kadar mı kısır tanımlama beceriniz. gerçi bir peynirin tadı soba borusuna benzetilince bırakın hiç tanımlamayın diyesi geliyor insanın.
bir de daha 3. buluşmada hangi arada derede karşındaki yarışmacının yüzüne "bu görünüşünün altında çakalık var" denecek bir patavatsızlık aşamasına gelinmiş anlaşılır gibi değil, pes doğrusu.
yine de izlettiriyor kendini bu program, ratinglerde 9. olmuş valla.
sarışın şişman teyzenin bariz çingene olduğu yarışmadır. daha önce adını duymadığı ve yemediği yemeklere "türk damak tadına uymuyo." başlığı altında bok atmak kolayına geliyo galiba ablanın. "adını hiç duymadığı soba borusu tadına sahip olan isli peyniri" ise senelerdir ailecek beğenerek yiyoruz efenim. ha bi de burcu denilen bi hatun varki uyuzlukta son nokta. hiçbir yemek damak tadına uymuyor bu sağlık düşkünü hanfendinin. koy önüne iki marul yaprağı,sen rahat ben rahat.
allah muhafaza para ödülü biraz daha yüksek olsa yarışmacıların çatal, bıçak; artık masada ellerine ne geçerse birbirlerine girişecekleri yarışma. sofraya oturup da yemekleri tatmayı bırak, daha yolda gelirken eleştiriler diziliyor; yarışmacının evine adım atar atmaz "aha yine aç kalıcaz bugün" şeklinde laflar ortada dönüyor. yemek süresince insanlar birbirine hakaret ediyor ve herbiri sırayla bu duruma katlanıyor. sırf para uğruna bu rezilliğe neredeyse gık çıkarmadan oturuyorlar. bu kadar eleştirmeme rağmen bu yarışmanın çok tutacağını da tahmin ediyorum. zira bizim millet bayılır böyle şeylere; millet birbirini yesin, içlerinden biri parayı alsın, ekran başında öyle trene bakar gibi bakalım. var mısın yok musun'un tahtını bile sallayabilir gibime geliyor. esas mantık olarak çok bir farklılık yok. insanların birbiriyle sataşma halinde olamsı da artısı bence.
yarışmacıların aslında birbirine benzedikleri yarışmadır. bir tane şişman teyze, bir tane hanım hanımcık görünen bir teyze, biri erkek biri dişi olmak üzere 2 genç, birde kıl bir adam.
hadımköy'deki güzel evinde misafirlerini ağırlayan zengin ve güzel bir kızı salt kıskançlıkla eleştirmekten öte hakaretlere boğan insanların yarışma kazandığı bir program.
aç tartılsa 200 küsur kilo çekecek olan söz konusu sarışın ablanın bile midesine dokunabildiyse, ev sahibi olan yarışmacının yemeği nasıl yaptığı ayrı bir merak konusudur.
bahsi geçen sarışın sözde tekstilci ablanın osmanlı kültürünün yemeklerini sevdiğini ve tamak (kullanılan ifade budur) tadına hitap ettiğini söylediği yarışmadır. Ayrıca brokoliye de brikoli demiştir. Ortamda bir de Bulgar kökenli masör bulunmaktadır. Damak tadı üzerine ahkam kesmektedir ve tatlıya tükürdün mü sorusunu sormuştur. ihtiyar teyze ise tam bir istanbul hanımefendisidir favoridir.
yeni hafta yarışmacılardan özellikle sarışın bayan dikkat çekicidir. Meslek olarak tekstilci ibaresi yazmıştır isminin altında. gardiyana infaz koruma memuru, sekretere yönetici asistanı kayırılan akrabaya danışman dendiği bir ülkede bohçaçıya da tekstilci denir. az önce mutfaga gidip çöpe tükürmüştür acem pilavını. sürekli türk damak tadı ve kültüründen dem vurmaktadır. bir yerden çıkartacağım kadını ama nereden.
(bkz: nimet lan çarpar)
yarışmaya katılabilmek için yetim olmak gerekmektedir. şahsen dikkat ettim evine yemeğe gidilen yarışmacıların evlerinde kendilerinden başka hiçkimse yoktur. yazık lan insanlara. anneleri, babaları, eşleri, kardeşleri yani kısaca evde onlardan başka kimse yok. delirip kendini yemeğe vermişler. yaptıkları yemekleride kimse beğenmiyo zaten. tabi beğenmez olm. sen hergün kalamar, hayvar fln yiyen insanlara dana incik pişirirsen beğenmemesi normal. hepsi 2. elizabethin torunları sanki msnkyim.
biz hiç böyle görmemiştik oysa;
yok ben mutfağıma kimseyi sokmam, ben istemediğim sürece masayı kimse toplayamaz, evimde kimse oraya buraya girip çıkamaz, ben misafirim masaya el bile sürmem -sanki kraliçe elizabeth-, mutfağım benim özelimdir -yuh artık!-, yok ben kimsenin mutfağına giremem -sanki karı koca sevişirken yatak odasına girecek-.
böyle abidik gubidik insanların yarıştığı bir yarışma.