Türk yarışma tarihine adını altın harflerle yazdırmış programdır. Ota çöpe mana bulan bir alay yarışmacının ego yarışına sahne olmaktadır. Eğer kurmaca degilse örf adet anane babane hiçbir şeyin kalmadığının göstergesidir. Tüm yarışmacılar Bolu orijinli ve kalkıp isviçre'de aşçılık üzerinde master doktora post doktora yapmış havalarında. Ulan izliyoruz nasıl yemek yaptığınızı. Pis el beziyle silinmiş masada hamur açmalar, lavaboda duran elmayı daha sonra kullanmalar. izledikten sonra bir yabancının evinde yemek yeme fobisi oluşturdunuz. Sanırım yarın akşam restoran işletmecisi yarışmacı testere 6'ya konu olacak bir ekşına girecek gibi görülüyor. Arkasını bekliyoruz.
yarınki bölüm müthiş olacaktır, reklamlardan gördük ki, hiç bir yemek yapmayan adam, gıcık kadınlara ağzının payını verecek sanırım.
böyle olursa ben kalkar giderim diyen sarışın kadına, evet bence de lütfen gider misiniz demesi ardından kadının sus pus oturması müthişti.
yarışmacıların birbirlerine ayar üstü ayar verdikleri programımsı. ha izleniyor mu evet, ama sadece millet nasıl yemek yapıyor diye, açlıktan yani... *
yarışmacıların önce "çok açız,yemek nerde yeemeek yeemeek" diye şov yapıp sonradan ota boka "hiç sevmem", "ı ıh yiyemiiiceem" demeye programlandığı yarışma. tamam mönülerde gosterişli isimlerde bir şeyler yazılı ancak sofraya gelen gıda maddelerinde öyle pek uçuk bir şeyler yok ki nedir bu asla yememeler, kenara sıyırmalar. sanki önlerine lulu kabilesi geleneksel yemeklerinden bok boceği kızartması konuluyor da ona tepki gosteriyorlar.
geceleri can sıkıntısından tekrarını izlediğim garip program.
hacı bu insanların derdi ne yahu, sofra düzenide neymiş?!
çatal orda tabağın yanında biyerde özgürce durur durmalıdır!
bildiğin yurdum insanlarının birbirine sosyetik takıldığı yarışma. bakıyorsun adam somon yapmış; somon ne lan? yok mu hamsi; pişir tavada ye mis gibi. yok efendim sütlaç yemezlermiş, toplasan bir ya da iki kez sütlaç pişirmiş. kuzum evde ne yiyorsunuz siz? benim bildiğim annem süt bulunca habire tatlı niyetine hemen sütlaç yapardı. ya biz türkiye'de yaşamıyoruz ya da onlar türk değil. ben bir türlü çözemedim.
yarışmacılarının modern olduklarını kanıtlmak uğruna garip garip ne olduğunu tam çözemediğim garip şeyler pişirdikleri, yemek yerine birbirlerini yedikleri program.
en komik bolumunun dun aksam yayınlandıgı program. yarısmacılardan umit(ki samimi tavırlarıyla benim gozumde acık ara yarısmanın birincisidir kendisi) yarısmacılardan dırdırcı teyzeyi masada once bir guzel hasladı ardından da masadan kovdu. dırdırcı teyze umit'den tırsmıs olacak ki hazır sutlacı 'pirincini soyle haslamıssın, pirinc ununu kıvamında koymussun, ooo kıvamı da super olmus' diye bir anlattı ki gozumden yaslar geldi. sonra da yorumlarken is uzamasın diye sutlacın hazır oldugunu soyleyemedim dedi ki bence de akıllıca bir hareketti. mazallah umit iki tokat atıp sutlacı kafasına gecirebilirdi.
bir tv. programi. hic izleyemedim kendisini, nedir ne degildir bilmiyorum. hakkinda soyleyecegim tek sey su; gunlerdir sol framede zirt pirt karsima cikiyor kendisi "yemekteyiz" diye hoykuruyor suratima suratima... bende her defasinda kendimi tutamayip kendi kendime afiyet olsun diye mirildaniyorum..napiyim kardesim boyle gorduk biz alla alla...aha al bkz. da vereyim bari temelli bitsin bu azap.
yarışmadaki çirkef menapozlu teyzelerden birinin menüdeki mongol yuvarlama çorbasını gördükten sonra "yuvarlama çorbasını biliyoruz da mongol yuvarlama çorbası nedir? mongollar mı yuvarlıyor onu?" diyerek şahsımı yardığı deney tadında bir yarışma.
daha şimdiden dillere pelesenk olan üzüm var üzüm yiyin sözünün sahibi ümit'in aslında çok da kral yemekler yaptığı ama nedense konuklar gelmeden 5 saat önce bu yemekleri yapmaya başladığı için yemeklerin soğuduğu, konukların üzüme talim ettiği, ümit'in de doğal olarak babayı aldığı yarışma. halbuki yapsana onlar gelmeden 1 saat önce mis gibi.