ilk birkaç bölümüne bakıp izlenilebilir bulduğum mütavazı bile denilebilir bir yarışma iken geçen gün baktığım bölümüyle bbg ve benzeri birsürü saçma sapan programlara hafif hafif benzemiş olan yarışma. yine birbirine sataşmalar, dedikodular vs. vs.
nika : kesin şu an kendi gibi tikky kankileriyle milleti nasıl yediğinin geyiğini yapıyordur, zaten programa evini hatta kendi odasını tanıtarak başlamadı mı? yorum yapmaya bile gerek yok.
mert: ismi gibi olmasını becermeye az kalmış kişi. her haliyle gıcık oldugunu belli ettiği naimle takışmasaydı birinci olurdu.
burcu: ah keşke şu satırları okusa da konuşurken ağzını annemin çamaşır leğeni gibi yaya yaya konuşmasa, vallahi gıcık oldum.
naim: allah için iyi yemek yaptı çocuk, budur dedirtti, ne diyim.
"böyle nostaljik masalarda mum ışığında güneş gözlüğü takarım" diyen yemekteyiz hasan ile yemekteyiz naim in aynı hafta içinde yarışmasını istediğimiz programın bu akşam final bölümünü izledik güle oynaya.
naim in evinden (malikanesi mi deseydim) yapılan yarışmanın finali hiç ummadığımız gibi bitti. baştan itibaren kısaca hatırlayalım:
* bu güne kadar iğneden ipliğe herkesi ve herşeyi eleştirdiği için tüm arkadaş grubumuz ve ben baştan kaşlarımızın bir tanesini kaldırıp öyle izlemeye başladık naim i.
* baştan gülüp eğleniyorduk. nüfus kağıdının pembe olduğunu düşündüğümüz eleştirsel kimliğin evinde gezinmeye başladı kamera. naim kendini yüzükoyun deri bir kanepenin üzerine attı ve bacaklarını havaya kaldırarak poz verdi, biz koptuk. "çok eğleneceğiz" dedik. naim, içinden geldiği gibi davranıyordu. belki de bu hareketin bir mesajı vardı inceden, anlamamazlıktan gelmedik biz de tabi.
* manava giden naim i izlemeye devam ettik. patlıcanları kameraya sallayıp, "bunların uzun olanlarını seviyorm" diyince bir arkadaş kendin koltuktan aşağı attı, karnını tutarak gülmesi epey sürdü.
* ordan kasaba uğradı bu. ya da şarküteri reyonuydu hatırlamıyorum ama hatırladığım tek şey bir an için sanki fatih ürek konuştu fonda; "yaa ben kemiksiz tavuk budu istiyouuuaaam yaaa" dedi minik kuş, tombul kuş, arabaya koş.
* eve geldi, yemek yapmaya başladı can ciğer kız kardeşimiz. bu noktadan sonra bizde sürekli bir "hasiktiiiiir" havası oluşmaya başladı çünkü adam doğruya doğru denebilecek bir tavırla olaya hakimdi. çerkez tavuğu yaptı, yaprak sarma sardı, barbunyasıydı, kebabıydı, pilavıydı derken "vaybeeaa" sesleri yükseldi bizim evden. bir saniye durmadı, herşeyi yetiştirdi. mutfak dağıldı diye çok bozuldu ama.
* bunlarla da kalmayıp hanım kızımız bir masa kurdu (!) kız arkadaşlar bile; "aşmış olm bu adam" demeye başladılar. gerçekten o güne kadar duymuş olduğumuz -bu tarz erkeklerin (!) çok mükemmelliyetçi oldukları, çok titiz oldukları gerçeği- kafamızda bir kez daha tasdiklenmiş oldu. *
* yemek faslı, daha önceki yapmış olduğum tesbitteki gibi nesrin in sonradan açılan çenesi ile bi skime benzemedi. kadına üç kuruş verdiler konuşturmak için 5 e susmadı o derece. ama nika ya söyledikleri çok bombaydı. heh, şimdi sarı saçlarını dolayacak eline dedik ama o olmadı malesef. sinir bozukluğu ile çekip gitti zaten nesrin. ayıp mı etti bilemedik. (sanki biraz da kıskandı naim i. çünkü barbunya uzaktan bile iyi gözüküyordu. en azından onunkinden iyi gözüküyordu)
* gecenin sonunda, "benim diyen kadın böyle ağırlayamaz abi, sezarın hakkı sezara" falan diyenler olduysa da benim gönlüm efendiliğinden midir, saflığından mıdır bilmem hiç kendini bozmayan mert in kazanmasından yanaydı. hem paraya daha çok ihtiyacı vardı lakin nika uyuzunun (bu gece hoştu yalnız) yüzünden (10 verdi inat için, kalleş) naim in zaferi ile sonuçlandı.
* bu hafta da böyle bitti. bir sonraki haftanın yarışmacılarını gördük, vasattı. o yüzden bir daha böyle uzun yorum yapmam diyorum ama bilemiyorum tabi, ishal çene sonuçta.
* yalnız baştaki söylemimi tekrar ediyor ve derhal hasan amca ile naim in bir araya gelmesini talep ediyorum çünkü dinsizin hakkından imansız gelir, biz de epey eğleniriz.
yumurta kırarken sanki bende o programdaymışcasına kendime kendime "misafirlerime çok güzel şeyler hazırlayacağım eminim beğeneceklerdir" gibi cümleler kurdurtan garip program.
"bakınız ben ne kadar kültürlüyüm, yemekteyiz ve gelin kaynana proğramlarını hiç seyretmiyorum. cnbc e seyredip bu ülkede yaşadığımı zannediyorum" diyenlere; senin anan baban da cnbc e seyrediyordu dimi? sen de zaten ingiliz asilzadesisin sülaleden" , dedikten sonra gelelim toplumsal çözümlemelerime.
efenim ben deniz, vaktim olursa özellikle seyrederim, bu tip proğramları. halkın çoğunluğu böyle olmasa da, halkınızı ( kendinizi ) tanımanızı sağlar bu tip proğramlar. hatta bunları eğitici buluyorum. bu tip rezil insanlar daha fazla teşhir edilsinler ki, ne mal oldukları ortaya çıksın. ister para için olsun, ister koca bulma olsun. keşke bunları 24 saat yayınlayan bi kanal olsa.. çünkü bazen insanlar, davranışlarına dışarıdan bakamayınca ne kadar iğrenç davrandıklarını farkedemiyorlar.
üstelik bu hepimiz için geçerli , hepimiz yapıyoruz bu tip şeyleri. işyerinde birisinin arkasından konuşmak, daha iyi bi pozisyona gelebilmek için çıkar amaçlı samimiyetler kurmak vs.vs.. hatta sözlük ortamlarında bile sık sık rastlarız bu durumlara. artı oy almak için arkadaş gurubu kurmak, yazdıklarınla değilde arkadaşların sayesinde karma yapmak gibi.. ama bi an için bütün bunlara dışarıdan bi izleyici olarak bakınca, ne kadar sefil yaratıklar olduğumuz bir tokat gibi patlıyor yüzümüze. eminim ki bi müddet sonra bu sefil yaratıkları görenler bu yarışmaya katıldıklarında bunlar kadar rezil davranamayacaklar. *
yarışmaya dönecek olursak, küçük sürtük nika sayesinde, yarışmayı * naim kazanmıştır. tutankamun nesrin hanımsa haklı olduğu bi konuda haksız duruma düşmüştür. küçük beyni ve büyük cüretiyle, kendisinin aksanıyla dalga geçen naime:
-ulan sende topsun, ben söylüyormuyum yüzüne karşı
demek yerine, sinirlenmiş, sonra da * naim' in çiceğini kabul etmiş, en başta yapması gerekeni en son yaparak yarışmayı terk etmiştir.. küçük sürtük nika ise resmen naime vermiştir ( yani parayı ) . burcu' ya karşı olan derin hislerimi! ise daha önce yazmıştım. (bkz: #4254452)
canımız ciğerimiz mert ise, bütün bu rezillik içinde, adam gibi durarak bizlere " nerede olduğun değil, olduğun yerde nasıl durduğun önemli " sözünü bir kez daha hatırlatmıştır.
evet sevgili sözlük sakinleri bu hikayeden çıkaracağımız dersler:
1: tarhana çorbasına ıspanak katılmaz
2: balık yedikten sonra helva yenmez ( en azından misafir varken denemeyin )
3: açlık hiç bi şeydir damak tadı herşey. ( yani gittiğiniz ortamlarda, aç gibi yemeklere saldırmayın )
Yarışmayı başından beri izliyorum. Kıssadan hisse gibi valla her bölümü. ilk yarışmacılardan eczacı ev hanımı Gaye'ye sinir oldum. Kadın kırk yıllık ev hanımı, hazır yufkadan börek, pilav ve puding yaptı. 10 yaşındaki tüyü bitmemiş bebeler bile bu menüyü yarım saatte bitirebilirken, koca kıçını kıvırarak güç bela halletti. Acayip uyuzdu.
Romen gacısı Figen'in karşısında yemek yiyebilmek cesaret ister. Kadın bütün yemekleri döke saça yedi, üstelik habire ağzında yemek varken konuşup duruyordu.
Aynı haftadaki genç kız, (yanağında ben olan) çok kıldı. Yemekleri kakaya benzetmeler vs. tavırları çok itici ve saygısızdı.
Naim, şu ana kadar gördüğüm kıl yarışmacılar listesinde top 10'a aday olabilecek kıvamdaydı. Acayip dedikoducuydu. (ama hakkını yemeyeyem, şu ana kadar yapılan en mükemmel servist ve yemekleri o yaptı. Bi de amerikan servis yerine şık bir sofra örtüsü kullanıp, çeyizinden çıkardığı gümüş çatal kaşıkları tozunu yıkasa daha da iyi olurdu)
Nika ve Hasan Çiftçi'ye ise yorum yapmıyor, kendilerini Allah'a havale ediyorum.
Bu arada Burcu'yu es geçmemek lazım. Aslında efendi efendi konuşsa fena bir insana dönüşmeyecek olan bu hanım kız, "Kırıtarak" konuşmak uğruna ağzını şekilde şekile sokarak aniden uzaylıya dönüşüyor. Kızı dinlerken ağız hareketlerini takip etmekte zorlandım.
Yemeklerini hazırlarken giydiği ufak paçalı tavuklara benzeyen pantolonu, hiç ergonomik değildi. Bir de misafirlerini uyuzluğundan adam gibi ağırlayamadı. Kendisi şık ayakkabılarıyla evin içinde tıkır tıkır arz-ı endam ederkene, zavallı misafirlerine koca evde terlik bulamadı. Çok ayıp. (Bi tek kıl Naim'e terlik bulabildi.) Diğerlerine ağzını yayarak "Aaaa bi bakayııım" diye kırıtarak oyaladı. Sonrası, terlik melik merlik hak getire. Geri yanı heç yok.
her hafta 1 bekar erkek, 1 dedikoducu,çirkef erkek, 1 kokoş kadın, 1 genç,durmadan konuşan kız ve 1 30-40 yaş arası bayanın her hafta 10.000 lira icin yarışma adı altında alçaklaştıkları, deyim yerindeyse osuruktan nem kapan yorumların yapıldığı, izlenerek vakit kaybedilmemesi gereken, tabiki show tv de yayınlanan program.
toplumun ilginç yönlerini gözler önüne seren, gerek güldürme potansiyeli, gerekse ev hanımlarına yemek yapma rehberi olma potansiyeli çok yüksek olan, bu çok yönlülüğü sayesinde de reytingini hızla artıran tv programı.
ismi "sidik yarışındayız" olarak değiştirilmesi gereken yarışma.
zira yemekle, ekmekle, suyla bir alakası yok. insanlar yapılan yemekleri anca birbirlerine laf sokma aracı olarak kullanıyorlar. yemekleri programdan çıkarsalar da, herkes herkese istediğini rahat rahat söylese keşke diyoruz.
günlerdir görüyordum sözlükte bu başlığı. başlardan yine birisi saçma sapan başlık açmış, arkadaşlar da ayar veriyordur diye düşündüydüm. ulan 1 değil, 2 değil her gün sol frame gelip, onlarca entryle bezenince dayanamayıp girilen tüm entryleri okudum ( ben senin aklını zikeyim )
anladımki ödüllü bir yemek programıymış. içimde nasıl şu programı izlemek için fırtınalar koptu anlatamam. programın yayınlanma saatiyle, çalışma saatleri birbirine çakıştığı için bu pek mümkün görünmüyordu tabii. neyse, öğle yemeği aramı programın saatine göre ayarladım bir gün. gittim lokantaya. aşçı başı pür dikkat programı izliyor, verilen direktifler doğrultusunda bi şeyler hazırlıyıp, yamağına emirler yağdırıyor.
- hişşş oğlum, git ördek al gel. yarına ördek yağnisi yapacağız.
+ abi, nerden bulayım ya ben ördeği. tavuk alayım ikiside aynı soydan geliyor.
- ne bileyim nerde bulacağını. en olmadı kahveci memet ustanın beslediklerinden arakla.
+ anduruna koduğuummm programı. meslekten soğuttu lan beni.
şimcik, o gün programda ( her gün değişiyor mu bilmiyorum ) ya maraş'lı ya da çorum'lu biri vardı. çıktı dediki; kuru fasülye benim damak zevkime uymuyor... haydaaaa. kuru fasülyemi kaşıklamayı bıraktım. aşçı başıyla göz göze geldik. adam, fasülyesine laf söyleyeceğim diye nasıl korktu anlatamam. şuna bak yav, sadrazamın sol daşşağından düşmüş sanki pezevenk. juru fasülye damak zevkine uymuyormuş. italyan mutfağıyla mı büyüdün be ibiş? hayatında kaç kere götüne semiz otu sokulmuş polenez ördeği gördün de " hımmm leziz olmuş " deyip, fasülyeye laf atıyorsun?
damak zevkinize zokayım. sizin yüzünüzden 3 gündür lokantada ağzına yumurta sıkıştırılmış kaz çıkıyor. ( ördek bulamamış yamak ) aşçı başı niyeti iyice bozdu, kaya tuzlu alabalık falan yapacakmış. yumurta kırıyom artık iş yerinde.
ilk haftalar 20 küsür puanla birinci olunabilirken son haftalar 17-15 gibi puanlarla birinci olunabilen yarışma. ilerleyen zamanlarda 10 puanla birinci olan olursa şaşırmayacağım programdır aynı zamanda.
nika isimli yemek yapmaktan anlamayıp yemek yarışmasına katılan iki yüzlü tikky ve naim isimli arıza çıkarmakta üstüne olmayıp, erkek olma ihtimali de bulunan elemanın kutsal ittifaklar kurarak, içine ettikleri yarışma.
tabi bu ittifak neticesinde naim isimli eleman birinci oldu ama ben ikisinin anlaşıp beşer bin lirayı indiragandi yaptıklarını ciddi ciddi düşünmekteyim.
anneannemin her bir harekette cıkcıklayıp, muhalefet ettiği program. en son o güzel kafasını kızartmanın ağır kaçması ve yarışmacının tek başına çok iş yapmasına taktı. oysa kurgunun allahı dönüyor bir bilse.
