aslında çok komik olan yemekteyiz programı yarışmacısı. gittiği zengin evlerine gözlerini açarak evin herhangi bir eşyasına zarar verdirten, nazar değdirten şahsiyet. acınasıdır, fakirdir. haline acıdığım için, içimdeki insan sevgisinden dolayı domates sosu tarifini birebir uyguladığım yarışmacıdır.
asla yemekte olunmaması gereken, dünyanın en asil bağyanı.
o değil de, bu kadar ses getirmiş olmasından mütevellit bir program, albüm, dizi teklifi falan alması mümkündür. zaten amacı da bu olsa gerek.
insanların dış görünüşlerine laf dokundurmaktan hoşlanmadığım için "yemekteyiz figen" in dış görünüşüne dair birçok yazar arkadaş gibi iğneleyici konuşmayacağım. kişilerin ne tür problemlerle karşılaştıkları ya da ne tür nedenler sonucunda kilo aldıkları bilinmediğinden kırıcı olmamak gerekir. beni alakadar eden figen hanım' ın sergilediği davranışlar. yarışma boyunca ben bilirim, ben ederim tavrında olan ; birçok yarışmacının yemeklerini olur olmaz yere eleştiren figen hanım' ın bu kadar başarısız olması şaşırtıcı. gören de süper aşçı zanneder. yaptığı yemekleri bir tarafa bırakırsak saygı sınırlarının çoktan dibine vurduğu ve sırf ilgi çekmek için kullanmaya çalıştığı güncel kelimeleri doğru kullanamadığını rahatlıkla görebiliyoruz. hayatımda tahammül edemeyeceğim bir kişiliğe sahip kendileri.
zannımca "komple" falan olmayıp sadece iğrendikleri içün, ilk defa yemeklerin hiç bir yarışmacı tarafından yenmediği, şişman, roman, çok konuşan, düşman başına kadın.
komik olansa ne yazık ki rezil olduğunun farkına bile varmaması.
ille kendince değişik kelimeler kullanıp * kendini herşeyi bilen kadın havasına sokmaya çalışıyor. çalıştıkça batıyor.
bu akşamki bölümde ev sahibi olan yarışmacı. bölüm sonunda verdiği demeçte yaptığı bütün menüden hiçbirşeye dokunmayan yarışmacıların gidip yayın ekibinin yemeğine çullanmasını kompli olarak vurgulamıştır. o aklı başında, sessiz sedasız teyze bile "yağlı bunlar" diyebildiğine göre gerçekten yemeklerin yağlı olma ihtimali vardır ki zaten izlediğim kadarıyla pilavı hazırlarken bir tavaya neredeyse avuç büyüklüğünde tereyağı koymuş, köfte harcına hatırı sayılır miktarda kuyruk yağı eklemiştir.
lömbür lömbür etlerine rağmen ne tek kollu zımbırtılar giymekten çekinen ne mini etkek giymekten geri kalan çingene. damak tadı, kusu fasulye pilav olan bu lömbürtünün her gittiği evde ''bu benim damak lezzetime uymuyor'' diyip yememesi pek yadırganmamalı zira daha fazlası beklenemez.
biliyorum çelişicem kendimle ama klasik türk ailesinde de öyle acip yemekler zaten pişmez. mesela bizim evde karidesli salata falan olmaz.
böyleyiz biz ama lömbürdek haline bakmadan iğrenç giyinmesi de nedense kendisini her gördüğümde utanmama sebep oluyor.