gramer açısından inceleyecek olursak;
ikisinin de kökü ye- fiilidir. birincisi artık bir nesneye isim olmuştur. ikincisi ise ye- eyleminin mastarı yani ismidir.
özellikle akşamları, arkasını uykunun kovalaması an meselesidir.*
vücudumuzun doğal ihtiyacıdır.
keyifli bir iştir.*
diğer adı beslenmektir.
kişiye bağlı olarak düzenli, düzensiz ya da dengeli, dengesiz bir durum alabilir.
tuvalete gitmek, banyo yapmak, su içmek kadar güzel bir şey. her şey bir akış içinde. birinden biri olmadan olmuyor.. ama biri olunca hepsi bir sırayla gerçekleşmekte.
isim ve fiil çiftleşmesinden doğan yemeği ağız vasıtasıyla midemize indirmemizi anlatan ifadedir.
öncelikle bu ifadenin gerçekleşmesi için uygun koşulları sağlamamız muhakkak idir. nedir bu koşullar? elbette söz konusu yiyicinin acıkması ve söz konusu yiyici için gerekli yiyeceklerin gerek ateş vasıtası ile gerek bu vasıta gözetmeksizin karışması yahut sek bir şekilde servise sunulması ön koşulumuzdur. ama aslolan şey; acıkmış yiyicimiz ile karışımımızı bir araya getirmektir.
işte bütün bu şart ve koşullar bir araya geldiğinde ''yemek yemek'' eylemi gerçekleştirilir.
tabii ben bu girişi belki bir umut konuya farklı bir bakış açısı getiririm umudu ile yaptım ama ilham gelmedi ve bu şaheser tanımım ile kavramı açıkladım lütfen yetininiz.
sonsuz bir haz ve mutluluk sebebi... hele de yeni tatlara ve farklı mutfaklara açık biri iseniz, çok keyifli bir eylemdir. ihtiyacınız kadarını vücudunuza sağladıktan sonrası tamamen vicdanınıza kalmıştır. bir yandan yemek yemenin doyumu sizi cezbederken, bir yandan da -muhtemelen- alacağınız kiloları düşünürsünüz. karar size kalmıştır...