yemek yapmak nedir ki, bakar tarife yapar, büyütmemek lazım. misal yoğurt çorbası, su yoğurt salça, oldu bitti...*
bu arada adını anmışken, selamun aleykum salça abi.
neymiş efendim zamanı olmayan kadınlarmış ta bıdı bıdı bilmem ne! ulan olimpiyatlara hazırlanan milli yüzücümüsün sen ne zamanın yok? nasıl zamanın yok? tornacı mısın sen nası zamanın yok? ulan kerhanede çamıyan kadınlar bile yamak yapmasını bilir o kadar iş yoğunluğu arasında. sen kimsin de zamanın yok? başbakan mısın lan sen?
gerizekalıdır. zira her yemeğin yapılışı hemen hemen aynıdır. buna rağmen idrak edemiyorsa kafadan problem var demektir.
ha yemek yapıyordur ama lezzetsiz oluyordur ona bişey diyemem.
"ben dizi izlemiyorum" edasıyla dile getirdikleri için samimi bulunmamaktadırlar efendim, bu sanki onlara artı puan kazandırmaktadır.. halbuki gerçek hiç öyle değildir " fransız mürebbiyelerle mi büyüdün afedersin havan kime?" denmesi gereken kadınlardır.
kadinlari, yemek yapmak zorunda olan varliklar olarak gormeyen, kadinlarin toplum ici rollerinin ve insanliga katkilarinin, midelerine inecek bir kac yaprak sarmasindan, bir kac dilim kol boreginden hatta sarimsakli yogurt ve bol tereyagli mantidan bile daha onemli oldugunun farkinda olan cagdas, modern hayati ozumsemis insanlar icin tanimasi sasirtici olmayan kutsal varliklar.*
muhtemelen gençtir ve ailesiyle yaşıyordur. kendi başına yaşamaya başlamasını beklemek lazım gelir.
her bilgi bir gereklilikle öğrenilmiştir/öğrenilir diye bir kaide yok muhakkak ama çoğu bilgimizin ya da becerimizin kaynağı yine de budur.