çoğu kişinin hobisi olmakla birlikte en zevkli işlerden biridir. bu zevki en çok arttıran şey ise yemeğin başkaları tarafından beğenilmesi 10 üzerinden 6+ oy alınmasıdır.
yine yeni yeniden elimi yakmakla sonuçlandırdığım, bu sebeple başlamadan önce yanıma silverdin ve anestol aldığım mis gibi eylem. koyuyosun salcayı, soğanı sonrası zaten el alışkanlığı.
sevilen müzikle beraber icra edilince oldukça eğlenceli bir hal alan aktivite. adamın gözünde büyüyen yemek yapma işlevi müzikle göz açıp kapayıncaya kadar biter. fakat açken, işten döndükten sonra işkenceye dönüşebilir, yapmak istemez bünye, sadece yemeğe odaklanmıştır. akşamdan yemeği yapıp dolaba koymak en mantıklısıdır.
zaman zaman çok eğlenceli zaman zaman işkence gibi gelen bir iştir. eğer bir arkadaşına veya ailene yemek hazırlıyorsan çok güzel seve seve yaparsın, özenirsin iştahla yersin hele insanların çok güzel olmuş gibisinden yorumlarını duyunca sevinirsin ancak dürüm söyleyecek kontörün yoksa veya kebapçıya gitmeye üşeniyorsan ya makarna yada menemen yaparsın o makarnayı yapana kadar canın çıkar hele birde istemeyerek yaptığın için tuz katmayı unutursan makarnaya o yemek değil tam bir işkence olur. Hee birde bir kere şekerpare bile yapmıştım lan güzel olmuştu.
bu konuda istemsizce yetenekliyim. Oylesine yaptigim sey bile cok guzel. Seviyorum yapmayi..cunku yaptiklarimin karsiligini veren tek sey o. Sonunda guzel bi sey ortaya cikiyor.
Daha cok daha cok ve daha cok. Hic yenilmiycek yemekler.
örneğin; "kesilme" denilen durumun oluşmaması için sıcak şeylerle soğuk şeyler aniden temas ettirilmemeli. malzemeler, iğrenç bir şekilde katılaşmaktan kurtulur bu şekilde. azar azar kata kata ılıştırmak, en iyisidir. el ayarı, göz kararı gibi kavramlar da uzak olmamalıdır tabii ki yemek yapacak kişiye.
çok eğlencelidir. hele iki elinizle de bir şeyler yapıyorsanız on numara haz alırsınız. mesela bir elinizle bir tencereyi karıştırıyorsanız ve diğer elinizle de başka bir şey yanmasın diye karıştırıyorsanız. bir de yanında şarkı açmışsanız tadından yenmez bir iş haline gelir
her şey üniversitede başladı. ilk zamanlar makarna mı menemen mi ikilemi yaşarken ilerleyen zamanlarda el mecbur denkleme yeni oyuncular katıldı. sulu patates, et veya tavuk sote, kuru fasulye... menü gitgide zenginleşiyordu. fakat kendi kendime bir söz vermiştim; ne olursa olsun hamur yoğurmayacaktım. nihayetinde erkeğin eline hamur yakışmazdı. fakat dün o tabuyu da yıkmak zorunda kaldım. orucun verdiği açlık ve evde boş boş oturmamın verdiği cesaret birleşti ve o elim vaka yaşandı. 25 yaşında kalktım peynirli poğaça yaptım. şimdiye kadar yediğim en iyi poğaça olmadı belki ama ilk 5 te olduğu kesin. bundan sonra iflah olacağımı sanmıyorum. en iyisi bir merdane alayım. madem yapıyorum tam olsun *
Enerji ve sabır gerektirir.
Sabırsız ve üşengeç için yemek sıcak yağın üstüne kırılmış yumurta gibidir.
Dirençli, istekli ve sabırlı biri için ise yemek pilavın üzerine dökülmüş kuru fasülye + türlü'dür.