beyaz gömlek giymekten korkuyorum artık. sebebi yemek suyunu sıçratmak konusundaki maharetim.
öğle yemeği sırasında çataldan kurtulan minik bir barbunya tanesi, tabağın içindeki yağlı salçalı maiye düştü ve olanlar oldu. o küçücük şey o sıçratmayı nasıl becerdi hayret ettim doğrusu. sinirimden ağlıyacaktım az daha yeminlen. yok yok vallahi önlük takacağım artık. canıma tak etti.
Misafir gelecek der büyüklerimiz yemek tabağın dışına sıçradığı zaman. ben de mutlaka bi tabak ayırırım kenara. ve beklenen misafir gelir. nasıl bir enerjiyse artık, düşünerek misafir cagirabiliyorum. Bu da benim olağan üstü kabiliyetim olsun.
misafir mi, buyursun gelsin.
başımızın üstünde yeri var, böyle gördük. böyle yaşarız.
istisnasız sadece beyaz gömlek ya da tişört giydiğiniz günlere denk gelecek olaydır. o gün yemekte mutlaka sulu yemek vardır ve ne kadar sakınırsanız sakının (bkz: merak etmeyin o sizi bulur)