nostalji konusunda işin şokunu çıkarmış insan modelidir. önemli olan, şarkının eskiyi hatırlatmasıdır onun için; "eskiden bununla ne güzel göbek atıyoduk sahnelerde" der, ağlar. **
melodi kulağına çalınır çalınmaz, kendisini siyah-beyaz bir televizyonun karşısında bulan insandır. saçları üç numara, üstü başı dağınık bir çocuktur. ne mory kante'yi bilir, ne de adam akıllı klip denen şeyin ne olduğunu. ses güzeldir, sözleri eğlencelidir. o sırada tek derdi, evden kaçıp sokaklarda umarsızca dolaşmaktır. televizyondaki ses kulağına, gönlüne, ruhuna yer eder.
yeke yeke dinlerken ağlayan insan, saçları üç numara kesik çocuğun özlediği demir arabalarıdır aslında. kar topu oynarken burnu havuç gibi olmuş, romatizmadan günde iki iğne yiyen ufaklığın, annesine sokulurken hissettiği güvendir. bahçe duvarına çıkıp beklediği, babasının getireceği ramazan çöreğine saplanmış horoz şekeridir.
belki büyük şehirlerde, tadını bulamadığı bir fincan kahvedir. sanki bir mucize izler gibi izlediği, sevdiği kızın tüle düşmüş gölgesidir, sokağa sinmiş kokusudur. gece lambalarının ürkek aydınlığında, ürperti veren köpek sesleri, çöp bidonlarıdır. yüreğindeki ateşi kadehindeki zehirle söndürmeye çalışan kalender bir sarhoşun geceyi bölen narasıdır.