Beni var ya cons ücreti yüzünden çin de bi dövdüler, tadı damağımda kaldı. Kaburgayı alıyorlardı az daha 8 ay sızım sızım sızladı şerefsiz. 2 kişiyi aldim, 6 tane daha geldi toptan siktiler belamı. Böyle dayak dünyanın öbür ucunda zor yenir. Bize kısmetmiş (:
en son ne zaman dayak yediğimi hatırlamıyorum ama küçükken ablamla bir odaya girip çok pis dövüştüğümüzü hatırlıyorum. müthişti ya sürekli dövüyordum onu.
Hayatın ta kendisidir, beynin hava alması, anksiyete, depresyon, hayata tutunamamak, sorgulamak vs. Nedeni mi? Rafet el roman'ın bir parçası vardı bir melek diliyorum tanrıdan tüm insanlara diye.
Çünkü insanlar çaresiz, ajitasyon mu? Bilmiyorum. Hassas olmak mı? Mümkün. Siz bir yerde yemek yerken gelip cama dayanıp bakan birini gördüğünüzde neden diyorsun? O orada, ben buradayım. Dünyanın adalet dengesini sen mi kuracaksın? Tanrı rolüne mi bürünmek istiyorsun? Herkese ulaşmak, dokunmak mı istiyorsun? Mümkün değil, olmuyor ve bu da seni çok rahatsız ediyor değil mi? Dünya iyi bir yer değil sanki dostlar. Savaş, silah, ölüm, zorbalık, hastalık, yaşlılık vs. var. Fiziki acılar bir şekilde geçiyor da şu gönüldeki sızılar ve beyinde oluşan boşluklar biraz zor geçiyor.
Kardeşimle biraz tartışmanın dozunu kaçırmıştık yine galiba.
Annelerin vazgeçilmez silahıdır oklava..
Eğer kaval kemiğine geldiyse zaten o an herşey kararıyor. Bir de vurduktan sonra vurma diyecek bile hal kalmıyor insanda. Ve acıdan direkt gülmeye başlıyorsunuz.
Bir kaç tane yemiş olabilirim ama acısı büyük..
Babamın attığı Tokat. Köye gitmiştik, bir düğüne denk geldik. düğünde peş peşe silahlar patlıyor. Babam da hiç sevmez. "Gitme kızım, tehlikeli" dedi. Ben diğer çocuklarla elimde poşet silahlardan çıkan boş kovanları toplamaya gittim. Toplayıp ne yapacaksam, çocukluk işte. En zorlu yerlerde en çok kovanı toplayıp birinci olacaktım, olmadı. omzumda bir el hissettim, babam sakince "eve gidelim" dedi. Sonrası aynı sakinlikte bir tokat işte. Utandım anlatırken ya.
Yıllar sonra mevzu açıldı, babam "ama çok korkmuştum, tutamadım kendimi" dedi. özür dilemeye çalıştı herhalde. Merak etme, benim için içime dokunan bir anı değil bu. Şimdi ettiklerimi olgunlukla karşılıyorsun ya, yaram kalmadı benim.