mesela yediğimiz şeker içerikli şeylerin içine mısırdan elde edilen glükoz şurubu konulur. mısırdan şeker elde etmek pancarı ya da şeker kamışını işler gibi basit bir biçimde olmamaktadır, kompleks bir süreç gerektirmektedir.
ya da yediğimiz çoğu meyve ve sebzenin tohumu suni olarak üretilmektedir. yani o tohumlar normalde yediğimiz sebze meyvenin tohumu olmalıyken, ayrıca üretilir. daha da önemlisi yediğin sebze meyvenin tohumu kısırdır. çünkü tohum üreticileri gelir akışını sürekli kılmak isterler.
ayrıca yediklerimizin üstüne bir çok suni madde dökülmektedir. öncelikle böcekler yemesin, hastalık bulaşmasın diye olması gerekenenin çok üstünde ilaç sıkılmaktadır. yeni nesil ilaçlar bitkinin içine kadar giremekte dolayısıyla, yıkamayla veya kabuğunu soymayla giderilemektedir. ayrıca uzun yolculuklar geçiren ithal meyve ve sebzelerin üstüne koruyucu olarak ayrıca ilaç konulmakta ya da mum gibi maddelerle kaplanmaktadır.
son olarak yeni nesil tarım ürünleri besinsiz büyütecek şekilde tasarlanmıştır. yani seni 1 dönüm arsadan 1 ölçek ürün elde edebiliyorken, 2 ölçek ürün elde etmeye başlamışsan, toprak aynı kaldığına göre ürünlerdeki besin değeri yarıya inmiştir.
işte burada organik ürün denilebilir ama orada da çok büyük sıkıntı var. öncelikle istanbul haricinde bulmak çok zor hatta imkansız, bulsan bile çok pahalıdır. sonra bir çok sahtekarlık oluyor. ayrıca organik ürün için organik tohum gerekiyor ama o tohumlar da ithal ediliyor, dolayısıyla tarımı bu hale getirenlerin sattığı tohuma da çok güvenilmiyor.
sabah sabah içimdeki canan karatayı çıkartınız, ayrıca ahmet aydın ölmedi kalbimizde yaşıyor.
