kuvvetle muhtemeldir. zira altıncı neslin ne kadar berbat, ne kadar kötü, ne kadar yüzeysel yazdığı herkesin malumudur sanıyorum. bundan daha kötüsünü tahayyül etmekse beşerin algı kapasitesini aşacak düzeyde olduğundan çok büyük bir ihtimalle yedinci nesil altıncı nesilden istese bile daha berbat, daha yüzeysel ve hatta daha bilgisiz ol(a)mayacaktır. hatta altıncı nesilden çok daha iyi bir nesil olması çok daha mümkün, ki orta halli herhangi bir insan evladı olmak altıncı nesil ortalamasından çok daha iyi olmak için yeter özelliktir.
dolayısıyla zamanında "ama nesilcik yapmak çok kötü:( hem sözlüğe önce gelince bişi mi oluyo yea" diye zırıldayan 'bir kısım altıncı nesil'in şimdi utanmadan yedinci nesle nesilcilik yapmak için beklemede olmasının bir gerizekalının bile fark edebileceği kadar aşikar bir tutarsızlık olması bir yana, beyhude bir beklentidir. zira uludağ sözlüğün altıncı nesli bütün sözlüklerdeki bütün nesillerin en berbatı, sözlük tarihinin en kötü neslidir.
yedinci nesili bu yüzden hasretle ve saygıyla bekliyoruz. bir nebze yeni nesil ortalaması yükselir belki...
kendi nesiline hakaretler yağdıran bir altıncı nesilin, yedinci nesile övgülerini sunması durumudur.
yedinci nesil kapak olacaksa altıncı nesil için "şişe" benzetmesi yapılabilir o zaman.
sıkma tatlı canını, uğraşma bunlarla, değmez boşver. sen en iyisi, şişeyi de al git bu beğenmediğin sözlük yazarlarının arasından. şişeyi ne mi yapacaksın? vallahi bilemedim...
gerçekleştiğinde altıncı neslin gözyaşlarına boğulacağı teknik buluş. yok öyle yıllarca neslcilik çok kötü diye zırıldayıp sonradan yedinci nesle hallenmeye kalkmak.. gerçi yedinci neslin de bundan etkileneceğini veya altta kalacağını pek sanmıyoruzm. zira muarızı altıncı nesil sonuçta..
Muhtemelen kendisinden daha önceki nesile ait yazarlardan sıkça fırça yemiş yazarların, kendisinden daha sonra gelen neslin alayını yaftalamayı adetten sanmaları olayı galiba bu da.
ırkçılığa giren bir durumdur.ne gerek var sen beşinci nesilsin, sen altıncı nesilsin gibi boş başlıklara. hepimiz bu sözlüğün yazarıyız. çekemeyen anten taksın.
üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü neslin sürekli eleştirilmesinin verdiği rahatsızlıktır. evet bu bir rahatsızlıktır, ama sürekli bu konuda genelleme yapıp açılan başlıkların sayısı tahmin edilememektedir. nesil yarıştırmaktan alınan haz nedir bu da bilinmez. yedinci nesilden mantıksız, abartılı, asılsız, Türkçe'yi katleden düşünceler de çıkar. o zaman bi 100 başlık daha açılır "sekizinci neslin yedinci nesle kapak olması" diye. madem altıncı nesil beğenilmemektedir, o zaman diğer nesillerle muhattap olunmalıdır.
yedinci nesil dediğin, tanrı'nın yeni yarattığı insanlar, son model zihinlerle donatılmış mekanizmalar sanki.
abi bende mi yanlışlık var, öyleyse birisi uyarsın. yedinci nesil de, anne babadan çıkma, evde boş vakti olup sözlüğe yazma isteği olan insanlardan oluşmayacak mı, benim bilmediğim bir şeyler mi var?
kapak olacakmış, kavanoz muyuz lan biz.
gereksiz entrylerin süzgeçten geçmediğinin kanıtı bir başlık. bu işi yapması gerekenler adı moderatör, kontrolör ya da her ne ise, ya yetersiz kalıyor ya da her entriye ulaşamıyorlar. bu başlıkla kimle neyi paylaşmış kime ne bilgi verilmiştir kim nereye kapak olmuştur, lüzumsuz işler bunlar.
7. nesil olarak, "acaba bu başlığı açan arkadaşın topu küçükken, 6. nesil birkaç amelenin bulunduğu inşaata mı kaçmış?" veya "mahallede 6. nesil bir amca her cumartesi öğleden sonra kendisine elma şekeri verip dağları kırları gezdirmeye mi götürüyomuş" gibi soru öbeklerini aklıma getiren, ilginç cümle. (bkz: budaklı neşe odunu)