Orhan Hançerlioğlu'nun bürokrasiyi eleştiren çok güzel bir kitabı. Franz Kafka'nın Şato isimli kitabının Türkiye versiyonu diyebiliriz. Ayrıca 100 temel eser içerisinde diye hatırlıyorum.
bir ihsan oktay anar kitabı. bunu da okuduktan sonra iyice netleşti ki; hiçbiri puslu kıtalar atlası tadını veremedi. yine de hikaye gücü oldukça iyidir ihsancığımın. (yer yer kopsanız da) okuyunuz.
Sadece bana mı oldu bilmiyorum ama kitabın son bölümlerinde hangisi gerçek, hangisi rüya; hangisi kul, hangisi tanrı ikilemleriyle yüz yüze kalıyorsunuz.
ihsan sait'in zamanda yolculuk yapması tanrısal bir tarzda yorumlanmış. Ayrıca kitabın son bölümlerinde dünyanın 6 günde yaratılması ve yedi uyurlar gibi dini argümanlar, ihsan sait'e tanrısal bir özellik yüklemekte.
KitaP, 2.abdülhamit'in Dolmabahçe sarayı'nda büyük bir istanbul maketine bakarken, makette kendini görmesi gibi dehşet verici bir başlangıca sahiptir. Aslında ilk sayfalardan itibaren kitap, ne kadar kafa karıştırıcı olacağını belli etmiştir. Ayrıca sosyal ve siyasi hicivler de işin çabası.
Biraz iddialı olmakla beraber bu romanın tanrıyı anlattığını savunabiliriz. Tanrı denilen bu mutlak gücün karşısında insanoğlunun ne kadar zayıf kaldığını ve bazı insanların Tanrıya özenip nasıl insan kıyımı yaptığını net bir şekilde gözler önüne serer.