Bir başkasının yaşam öyküsünden yapılma bir adada kendi ayak izlerinize rastlarsınız.
Daha önce oradan bir yabancı gibi geçtiğinizin anısı adımlarınıza vurur, ancak şimdi anlamlandırabilmişsinizdir.
Bazı anlamlar yıllarla kazanılır. Kimi kitapları yıllar sonra yeniden okuduğumuzda yaşadığımız da budur.
Bazı kitapların ancak yıllar sonra okunabileceği gerçeğini okuruz orada.
Murathan Mungan'ın 2007'de Metis Yayınları tarafından yayımlanan öykü kitabıdır. Yazarın Kırk Oda'yla başlayıp Üç Aynalı Kırk Oda'yla devam eden "Kırk Oda" serisinin üçüncü kitabıdır. Kitabın ilk öyküsü olan Dumrul ile Azrail, diğer öyküler henüz tamamlanmamışken, Adam Öykü dergisinde yayımlandı.
murathan mungan'ın mükemmel hikayelerinin yer aldığı bi kitap..
kanımca dumrul ile azrail ve hamlet ile hitler hikayeleri öne çıkan hikayeler..iyi ki edebiyat var diyeceğiniz bir murathan mungan kitabı..
"ne kadar sonra karşılaşırlar
ilk karşılaşıklarından
birbirine karşı yönde ilerleyen
iki tren
saate şu kadar hızla
ve ne kadar sonra karşılaşırlar
hiçbir zaman... hiçbir zaman..."
Murathan Mungan'ın kırk oda serisinin son kitabı. Seri, 1987'de ilk baskısı yapılan kırk oda ile başlamıştı. Sonraki kitap ise, 1999'da ilk baskısı yapılan üç aynalı kırk oda idi. Bu son kitap ise başlangıcının yirmi sene sonrasında noktası (bekli de virgülü demeliyim?) konulan bir mungan durağı.
Kitabı metis yayınları basmış, ilk baskı ekim 2007 tarihini taşıyor.
Yedi kapılı kırk oda'yı elimize ilk aldığımızda gözümüze ilk çarpan unsur kitabın kapağı. Kapakta mehmet güleryüz tarafından kitap için özel olarak yapılmış bir resim var. Takipçileri, Mehmet güleryüz ve Murathan mungan'ın bir süreden beri ortak çalışmalar içinde olduğunu bilirler.
Kitabın içeriğine gelince, kitabın adından da çıkarım yapılabileceği gibi toplam yedi öykü var. Bu yedi öykü bir yandan birbirleri ile kesişirken diğer yandan da serinin diğer iki kitabına göndermeler barındırıyorlar. Bu göndermeler çoğu zaman içerikle ilgiliyken kimi yerlerde de doğrudan metinlerarası bir yapıdalar.
Yedi kapılı kırk oda, her birisi ikişer öykü barındıran üç kemer ile yalnızca bir öykü barındıran yer kapısı gök kapısı isimli dördüncü bir bölümden oluşuyor. Kitaptaki öyküler uzun öykü sınırlarında geziniyor ancak mavisakal isimli öykü hem içerik olarak hem de biçim olarak kısa roman sınırlarında. (112 sayfa)
Kitabın birinci kemer ini oluşturan dumrul ile Azrail ve kan kalesi mungan ın Ortadoğulu kimliğini sergilediği doğu efsanelerinden de izler taşıyan öyküler.
ikinci kemerin ilk öyküsü robinson ile crusoe malum roman üstüne yazılmış bir metin-öykü. ikinci öykü olan mavisakal ise bilimkurgu ile polisiyenin sınırlarında dolaşan akıcı bir öykü. Uzunluğuna rağmen kitabın en kolay okunan bölümü.
Üçüncü kemeri oluşturan hamlet ile hitler ve Wagner körfezi ise en sıkı okurları bile zorlayan öykülerden, mavisakal ile okurunu dinlendiren mungan, burada tarih-felsefe-tiyatro gibi farklı disiplinler arasında gidip gelen öyküler tasarlamış.
Kitabın son başlığı olan yer kapısı gök kapısı ise ayrı bir başlık içinde olmasının yanı sıra içerik olarak da bambaşka bir yeri işaret ediyor.
dumrul ile azrail öyküsüyle insanda derin bir iz bırakan, acaba benim yerime kim canını verir veya kimin yerine canımı veririm sorularını sordurtan murathan mungan kitabı.
yedi hikayeden oluşan, metis yayınevinden çıkan ve de murathan mungan imzalı kitaptır. karakterleri ile süprizlerle dolu kitap diğer mungan kitapları gibi bitmesi istenilmeyenlerdendi. murahtan mungan'ın bu kitaptaki hikayelerinde uzun uzun zaman ve aşk tanımlamaları üzerinde durmuş olması oldukça dikkat çekici.