yüksek perdeden giriş yaptilar. emegi gecen herkesin eline sağlik. bu dizide oynayan oyuncular kariyerlerine cok onemli bir tecrube ekleyecekler. insallah böyle devam eder.
önce ağır eleştiriler düzme niyetindeydim. ama sonra daha ilk bölümden bu kadar acımasız olmanın çok doğru olmadığı kanaatine vardım. yedi güzel adam'ı şiirlerini eserlerini hayatlarını az çok okumuşluğumdan bilirim. konuya lafım olmaz dizinin; ama karakterlerin ilerleyen bölümlerde biraz daha rahat ve konuşmalarının daha doğal olması gerekli gibi sanki.
seksenli yılların kimi yeşilçam filmleri, bize hep bu tip kitapsal, kurallı konuşmaların varlığından dolayı komik gelirdi. reel yaşamla kıyasladığımızda çok büyük kopukluklar vardı ve bir türlü bunları tam olarak içselleştiremedik.
işte yedi güzel adam'ı izlerken aklım direk yeşilçam filmlerine doğru gitti. umarım sonraki bölümlerde bunları göz önüne alırlar. ki alırlarsa da epey iş görür bir dizi.
cahit zarifoğlundan mütevellit bir süre takip etmeyi düşündüğüm dizi. tv izlemeyi bıraktığım için muhtemelen 5-6 bölüm biriktirip toplu intrnetten izlerim. ancak önemli bir dizi olabilir.
keza şiire yön vermiş, sanatçı kimlikleri ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanmış kişi bu 7 güzel adam.
'ne çok acı var' diye başlarsa da mutlu olurum aslında.
beklediğime değen dizi. ne zamandır saygın bir şeyler seyretmiyorduk. özellikle de ortalık mafya bozuntusu kazıkların ergen lise öğrencisi diye satılmaya çalışıldığı tuhaf dizilerle kaynıyorken, "kimileri gençken böyle güzel şeylerle meşguldü." mesajı çok iyi düşünülmüş.
lisedeyken biz de dünyayı düzeltmeye, güzelleştirmeye çalışırdık. tamam başaramazdık belki ama...
güzel bir 2.bölümü geride bıraktık.
gene kulaklarımızın pası silindi. ama daha çok şiir istiyor insan.
diziden çok belgesel tadı almak istediğim için midir nedir dizide kötü karakter görmek sanki dizinin ruhuna naifliğine aykırı geliyor bana.
emine nin güzel giden bir şeyleri bozma durumu tüm güzelliği alıp götürüyor.
ama işte dizinin de ilerlemesi gerek. bunda da emine başı çekiyor.
dizinin akışını, güzelliğini bir emine bozmasın, rica ederim.
illa kötü şeyler olmasın dizi olması için. şiir olsun, özlem olsun, edebiyat olsun, müzik olsun.
leyla ile mecnun'un yayından kaldırılmasından sonra, trt'ye tekrar kanımın kaynamasına neden olan dizi. fragmanını gördükten sonra merak etmiştim ve meraklanmama da, beklediğime de değdi açıkçası.
--spoiler--
yalanın hüküm sürmediği tek yerdir şiir.
--spoiler--
o dönemin gençlerinin sadece kız peşinde koşmadıklarını, ideallerinin de peşinden koşan gençler olduğunu göstermiştir. umarım "halk bunu istiyor, şunu istiyor" zırvalarıyla reyting canavarına kurban gitmez.
--spoiler--
madem öğretmen sınıfa girdiğinde arkadaşların gibi saygıdan ayağa kalkmıyorsun, şimdi de sen ayakta dur ki muhaliflerin bir farkı olsun
--spoiler--
ismi 7 güzel adam olan ama hikmetse bu 7 adamdan biri bile edebiyat dünyasında adam bir yer edinmemiş, edebiyatın e sinden anlamayanlar için şimdiden çok kaliteli bir yapım diye adlandırılan, klasik bir samanyolu dizisi formatında ilerleyeceğini her bölümde daha da ortaya koyan trt nin dizisi...
yapmayın şöyleşeyler güzel durmuyor üzerinizde be yobazlar!
leyla ile mecnun kalktiktan sonra ilk kez trt nin basina oturmama sebep olmus dizidir. ama ne hayallerle oturmustum. bir kere yedi guzel adamin ustadi olan sezai karakoc trt nin yedi adami arasinda yer almiyormus. bunu ogreninceyine de hadi be ordan diye salak bir umutla televizyonun karsisina oturdum ama nafile,cidden yok.
ikinci bir sorun,abi adamlar siir okumuyor ya. bolum basi 3-4 siir bile yok. hos daha 2 bolum yayinlandi ama ilk izlenim her zaman daha onemlidir. trt guzel bir projeye niyeletlenmis ama niyetle kalsalar daha basarili olurdu herhalde.
Son donemde izledigim en guzel trt dizisi. O kambur beslemeyi daha ilk gordugumde olaylari tahmin etmeye baslamistim. Ayrica "dayan kalbim" siirinin efsane ayar oldugu sahneyi de unutamam. Ozet gecersek: izleyin izlettirin.
izlemediğim dizi.lakin burada bazı dangozları görüyorum sinir tepeme çıkıyor.diziyi beğenmeyebilirsin , cahit zarifoğlu erdem beyazıt gibi adamların ideolojisi ve hayat görüşü sana ters gelebilir ama sen edebiyatın ''e'' sini ağzına alıyorsan erdem beyazıtı cahit zarifoğlunu küçümseyemezsin necip fazılı da küçümseyemezsin ya da akifi de.aynı şekilde karşı tarafın dangozlarıda nazım hikmeti yaşar kemali yakup kadri yi attila ilhanı küçük göremez onalara hakaret edemez.bu adamlar bizim değerimiz bizim geçmişimiz sesli tarihimiz vicdanımız.böyle adamlara terbiyesizlik etmek kimsenin haddi değildir.
not:artık şu sikimdirik sidik yarışınızı 2 kelime okumadan savurduğunuz iftiralarınızı sırf görüşü kendinle paralel diye ilah yaptığınız kendi tarafınıza edebiyatçıyı sanatçıyı tarihi kişiliği kullanma öküzlüğünüzü bunun yanında sadece kendi siyasi görüşünle farklı düşünmesi sebebiyle böyle önemli adamları itibarsızlaştırmaya varan hakaretlerinizi ve son olarak beş kuruş etmeyen şu karşıt ideolojilerinizi alın ve siktirolup gidin vatanımdan.