Uzun zamandır girmemiştim bi ÖSYM sınavına; kavuştuk nihayet. Evden çıkarken az daha kimliğimi unutuyordum, o kadar olumsuzdu ki sınav giriş kağıdı kendini de unutsaydın klişesini yerle bir eder vallahi.
Sabah sabah cüzdanı ve araba anahtarını vs sokmaya çalışanların eşliğinde bi güzel mıncıklandık. Sınıfta dijital saat falan vardı hemde kameralı. Başvuru paraları boşa gitmemiş demek. Bu arada bir dipnot son Yapılan referandum ÖSYM'nin kasasında biriken para ile yapılmış, o kadar zengin ki harcayacak yeri yok demek.
Dağıttılar kalem falan üstünde de 'emeğiniz emanetimizdir' yazıyor. Yani ajan seçme sınavında belki uygulanacak bu güvenlik sistemiyle gurur duyuyor adamlar. Sormazlar mı ulan bre pezevenkler yaptığınız sınav neden milleti kopyaya zorluyor ki böyle hayvanca önlemler alıyorsun. Yarrak kafalılar övünüyor birde bak bak. Resmen Krallık kurdunuz adaletsizliğinizle. Sanki sınav sistemi falan adil de önlemler ile hava atıyor merkezini siktiklerim.
Neyse sınava geçelim. Bence sınavın ingilizce yeterliliği ölçme gibi bir durumu yok. 2 aylık sınav kursu alan birisi çok rahat yüksek alır hiç ingilizce bilmeden, sınav kelimeleri diye birşey var amk. Ben 50. Sorudan sonra koptum. Yani özellikle son 15 soru türkçe olsa yine yapamazdım öyle ki dandik ve yorucuydu. Adalet mi lan bu yavşak! Birde çok saçma sorular vardı. Mesela Figen var saatlerdir saçma sapan birşeye gülüyor. Neymiş arkadaşının ayakkabı dükkanındaki ayakkabılar denenmekten genişliyormuşta buna gülüyormuş saatlerdir. Sırf figen'e söverek harcadım 5 dakikamı. Herneyse olan oldu son söz şu ki;
(bkz: sizin yapacağınız işi sikeyim)
hayatımda ilk defa çeviri sorularında bu kadar zorlandığım sınavdır. paragraflar bile daha kolaydı. cümle tamamlamalar dikkat gerektiriyordu ve şıklar birbirine yakındı.
