“Soluk alabiliyor, yiyebiliyor, içebiliyor, uyuyabiliyordum. Bunları yapmamak zaten elimde olan bir şey değildi. Ama yaşamıyordum, çünkü gerçekleştirmeyi mantıklı bulabileceğim hiç bir arzum yotku.”
uzun süre görüşülmeyen kişilerin aniden yazdıkları samimiyetsiz cümle. yok senle konuşmadım diye öldüm. yaşamıyorum yok senle konuşmam lazımdı illa yaşadığımı belli etmek için.
yaşamıyorum dersem yalan olur ama yaşıyorum dersem de doğru sayılmaz. Dışarıya, çevremdeki arkadaşlarıma karşı kendimi çok yüzeysel hissediyorum. Konuştuğumuz, ettiğimiz, yaptığımız beni hiç tatmin etmiyor. Ya aslında tatmin olmak gibi basit bir kelimeyle ifade etmek hoş değil. Neyse buralarda eksik bir şeyler var. Belki havalar daha da soğursa ve o soğuğu yersem göğüs kafesimdeki o garip sıcaklık diner.
durumden domatesleri ayiklayan dengesiz bir arkadasim vardi.
hem durumu domatesli isteyip hem ugrasip cikarirdi her isirikta.
bir gun dedim ugrasma sununla igreniyorum savunmaya bak domatesi sevmiyorum ama suyunu severim guzel oluyor.
iki üç gün haber alınamadığında arkadaşlardan da gelen trip şeklindeki mesajlardır. Bazen arkadaşlıkla sevgili olmak arasındaki çizgiyi anlamakta çekiyolar sanırım.
trip atacak sevgili mesajıdır. cevap verdiğiniz taktirde hemen arkasından trip gelir.
eğer böyle değil ve öldüğümden şüphe ediyorsan araman gerekli, mesaj atmak neyin nesidir diye beni sinir eden sorudur.
- yaşıyor musun
- yok hayır, öbür tarafta vize işlemleriyle uğraşıyorum.