yaşıtları çizgi film izlerken, yaşıtlarının aksine sıkıcı siyaset programlarını izleyip farklılık yaratmak isteyen çocuktur.
güzelim cumartesi günü haftasonu tatili yaparken, annemin "misafirlerim geliyor, çocukları da var sana rahatsızlık verirler sen dışarı çık demesiyle" o günle ilgili tüm hayallerim ve planlarım söndü. önce bir "ha siktir lan" çekip sonra silkinerek kendime geldim ve kahvaltımı yapıp dışarıya çıktım. günümü öyle böyle sıkıntı ile geçirdim.
akşamüstü eve bir iştahla döndükten sonra babamı fırın kuyruğunda gördüm. hemen yanına giderek ne iş? diye sordum. o da bana malum işkence geçireceğim akşamın müjdesini verdi. dedemler de gelmiş dedemler misafirleri bırakmamış akşama da kalmalarına ikna etmiş. işte o gün yine dünyaya lanet ettim. babamla eve doğru yürürken babamın iğrenç esprilerine maruz kaldım.
+lan sana sütçünün kızını alıyım mı?
-baba manavdan karpuz mu alıyorsun ya.
+vay karpuz diyon, sana karpuzu geniş bir kız alıyım o zaman;
gibi iğrenç esprilerle evin önüne geldikten sonra kapıda 3 4 tane çocuk ayakkabısı gördüm. neyse bugün de geçer diye iç geçirdikten sonra eve girdim. misafirlerinin elini öpüp hoşgeldiniz dedikten sonra odama girip kapıyı kilitledim. akşam saat 9'a kadar mutluydum. sonra kapıyı açıp annemin yanına giderken o saatte uyumamış tek bir çocuk gördüm. gözlüklü, az hafif kilolu ve kimseyle konuşmayıp yaramazlık yapmayan bir çocuk. bunla konuştum sevdim, odama götürdüm bilgisayar oynattım sevindirdim garibi. sonra bana "saat kaç limitsiz abi?" diye sordu. saati söyledim. sonra bir baktım ki odamdaki 32 ekran televizyonu açıp siyaset programı açmış. arkamı bir döndüm rasim ozan kütahyalı, hemen velete dönüp
+bu ne lan siyaset programı izliyorsun?
-evet ne olmuş.
+devrelerin yandı heral bu sıcakta. yumurcak tv 22. sırada.
-hayır ben çizgi film izlemem. ben gerçeği bulmaya çalışıyorum.
+ee bulabildin mi peki?
-sanırım.
+çok şey mi biliyon lan sen siyaset, askeriye vesaire hakkında, lan gel bari beni pazartesi günkü milli güvenlik sınavına çalıştır.
evet bu inanılmaz lafı da söyledim. çocuk o kadar zekiydi ki bizim hocalardan daha iyi anlatıp o kalın kafama herşeyi soktu. bu çocukla o geceyi siyaset programı izleyerek geçirdim. gece evlerine giderken kafama vurup, "arada saksıyı çalıştır len" deyip beni bir de rezil etmiştir. ama hiç kızmadım, ne de olsa artık kankam sayılır.
o günden sonra inanmadığım "büyümüş de küçülmüş" lafına inandım.
çocukluğunu yaşayamayacaktır. çocuk yaşta saçlarının beyazlaşacağını tahmin dahi edemeyen veledin gelecekte büyük bir milletvekili olacağının göstergesidir.