yaşlılık

entry78 galeri18
    26.
  1. koku alımı bile azalır
    yaşlılık her an hız alır
    dostların gün geçtikçe azalır
    ihtiyarlığın hali böyledir

    hiçbir şeyin kalmadı tadı, tuzu
    çekilmez bedenin şikayeti, nazı
    olursun sen tavşan, hayat tazı
    ölünceye kadar koşar durursun

    koçken olursun koyun kuzu
    başlar ağrılar çoğalır sızı
    çevrende göremen oğlu kızı
    yaşlanmanın sonu böyledir

    hatırlarsın gençliği bazen bazı
    ihtiyarlık insana kara yazı
    dersin gençliğin kalsaydı birazı
    ihtiyarlığı ihtiyar olunca anlarsın.

    necati gençağa
    0 ...
  2. 25.
  3. yaşlılık ah yaşlılık ne yapcaz ozamanlar ya... Demicem tabikide daha gencim anı yaşamam lazım, ilerisini hatta yaşlılığı düşünüp kendimi karanlıkların içine atamam. hayatın her anından zevk almam lazım. futbol oynamam akşam eve geç gelip babamdan azar işitip sonra odamda kıs kıs gülmem lazım. 18 yaşıma girince Antalyaya, Fethiyeye arkadaşlarımla gitmedi planlamam lazım haksızsam söyleyin ey dostlar.
    0 ...
  4. 24.
  5. 23.
  6. “Bir genç bir yaşlıya yaşlılığından dolayı saygı gösterirse, Allah’ta yaşlandığında kendisine saygı gösterenleri yaratır” (Tirmizi)

    hadis-i şerif...
    1 ...
  7. 23.
  8. Bence yaşlılık, ne saçın ağarması, ne de belin bükülmesidir, gayesi biten ve ümidi sönen herkes yaşlıdır!
    1 ...
  9. 22.
  10. her güzel şeyin nihayet bulması gibi;hayatın "son fırt"ıdır.
    0 ...
  11. 21.
  12. yaşanan herşey yüzünde çıkan çizgilerde saklı kalır. kimisi olgunlaşmak der, kimisi çocuklaşmak. her bir çizgi atılan adımların yanlışlığı ile büyür, doğruluğu ile kaybolacak kadar küçülür.
    2 ...
  13. 20.
  14. erikson a göre benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk yaşanan dönemdir.
    1 ...
  15. 19.
  16. taktım bu sıralar yaşlanmaya, düşünsene diyorum kendi kendime sen yaşlanacaksın. hatta o moda bile soktum kendimi saçlarımda 3-5 tel beyaz görür oldum, o beyazlara efkarlanıp bıyık bıraktım, olmuşken bir şeye benzesin madem diye. biraz melankoli iyidir.

    evim huzurevine yakın çok sık önünden geçiyorum, hatta iş için bazen gidiyorum. geçen hafta 78 yaşında bir amcanın yanına oturdum. ben sadece merhaba dedim ve daha da konuşmama fırsat vermedi, anlattı da anlattı o derece konuşmaya hasret kalmış kafam kaldırmadı yarım saatten sonra hmm, hmm diye geçiştirdim. koca 78 yılı 1 saate sığdırmayı başardı. boşuna değil aslında yaşlılarla çocukların çok iyi anlaşması her ikisinide kimse dinlemiyor, onlar anlatıp duruyorlar birbirilerine ve dinliyorlar birbirilerini. acaba diyorum bende yaşlanınca böyle çok konuşacakmıyım, yada şimdi haz etmediğim hayatı o zaman ballandıra ballandıra anlatacakmıyım. huzur evinin o soğukluğundansa ölümü tercih edecek cesarete sahip olabilecekmiyim. yoksa hayat yirmibeş yaşındaki can tatlılığını o zamanda sunacakmı bana.gerçi bu kadar yaşadım yeter diyenini görmedim daha, ölüm döşeğindeki herkes 1 gün daha istiyor, oysa bir dakika bile olmuyor.

    ve bütün yaşlıların dilinde aynı türkü var ' ah şimdi genç olsaydım ' . keşke hiç yaşlanmasaydım diyorum. hadi yaşlanacaksam da yaşımdan tasarruf edip 26. yaşımı hiç yaşamayıp 27 ye atlamak istiyorum.70 ine gelince 71. yaşımı es geçip 1 yıl 26 ya dönmek istiyorum. en azından içimde kalmaz
    'ah şimdi genç olsaydım'.türküsü.
    1 ...
  17. 18.
  18. hiç başımıza gelmeyecekmiş gibi yaşayıp ulaştığımız "öleyazmak". öleyazmak. yani nerdeyse ölüvermek, tekrar tekrar paçayı sıyırmak. her yaşlı ağır hasta değildir tabi.
    ama köyde bugün rastladığım nene hüznümü artırdı. kaslarımı çözdü.

    nene tek yaşarmış. beydali derler neneye. bir akranı babaannem kalmış köyde. ona kızmış kaç zamandır gelmiyor diye.
    ben de babaannemi almaya geldim oracığa. "biraz otur" dedi.

    oturdum. gözler yaşlı ikisininde. kadıncağız duvara sırtını vermiş öylece ahlıyordu.
    kemikleri eriyormuş. acıları azmış. kadın eriyormuş.

    birden çenesine ağrı bastı. "hep bu kemik erimesi yüzünden" dedim içinden.
    ağlıyordu. koca kadın ağlıyordu. kocakarı ağlıyordu.

    babaannem gidelim dedi. helallik istedi beydali'den. bişeler mırıldandı beydali. duyamadık.

    mırıldandı, mırıldandı:
    - armut, armut...

    armut varmış balkonda onu ikram etmek istiyormuş.
    kadın eriyordu, armut veriyordu. beydaliymiş ismi.
    kadın eriyordu, bana ders veriyordu.

    Allah yardımcısı olsun...
    1 ...
  19. 17.
  20. ağızda bir limon ekşiliği, konuşurken kelimelerin buruk buruk çıkması. yorulmuş kalplerin ve vücutların birer körebe gibi ölümün peşinde koşması.
    3 ...
  21. 16.
  22. Gençliği ve yeniliği çekemediğiniz, yeniliklerin zevkine varamadığınız, karşı cins için artık ilginç olmadığınız ve fedâkarlığı göze alamadığınız zaman başlayandır.
    0 ...
  23. 15.
  24. --spoiler--
    Gençlik bir kuş imiş, uçurdum tutamadım. Yaşlılık bir top kumaş, gezdirdim satamadım...
    --spoiler--
    0 ...
  25. 14.
  26. engellenemeyen doğal bir olay.*
    1 ...
  27. 13.
  28. gençliğimizde öğreniriz... yaşlandığımızda anlarız...
    3 ...
  29. 12.
  30. Yüzlerce kitap okumuş, her yeri gezmiş bir genç ancak bir yaşlının yerini tutabilir.
    Yaşlılık yalnızlıktır, bilgeliktir, yeni nesile ve kültürlere yabancılaşmadır.
    40'ların çocuklarından yani dedelerimizden, annanelerimizden öğreneceğimiz çok şey var.
    Aynalara bakmaya korkarmış yaşlılar, yüzlerindeki çizgilerden ve vücutlarında belli belirsiz çıkan kahverengi lekelerinden utanırlarmış.
    Hayata dair her şeyleri açığa kavuşup, sonlandığı için de bir beklentileri kalmazmış yaşamdan.
    Gençliklerindeki büyük hayalleri ve çabaları artık birer şakacı tebessüm olurmuş suratlarında.
    Kendi yaşam tecrübelerinden öğütler vererek paylaşırlar bizimle ve bunu yapmaktan büyük keyif alırlar ki bu keyfin hazzını onların kırışmış yüzlerinin arkasındaki çocuksu gözlerinden hemen anlayabiliriz.
    ilgi isterler, dinlenmek isterler yani bir nevi çocukluğa dönüştür yaşlanmak çünkü her zaman dikkatlerin onların üstünde olmasını dilerler.
    Ve biz onlara hiçbir zaman gerektiği kadar vakit ayıramadığımızı, onların sessiz evlerinde öldüklerinin haberini aldığımız vakit anlarız.
    Oysaki bizden bir hayat istemezler, tek beklentileri ilgi ve sevgidir.
    Ama insanoğlu dedelerinin zaten çoktan yaşadığı şeyleri yaşamak için kaytarırlar bu ziyaretleri.
    Biz bir dinlemeye başlasak, onlar da bir anlatmaya başlasa biz de o yaşlılığın bilgeliğinden küçük bir parça alabilsek hem onları daha iyi anlayabiliriz hem onları kendilerini dinlettirdikleri için mutlu etmiş oluruz hem de edineceğimiz tecrübelerle yaşantımızı kolaylaştırabiliriz.
    Onların bizden çok daha önce ölecekleri matematiksel bir gerçek ve bizi beklediklerini hepimiz biliyoruz.
    40'ların çocukları, 60'ların delikanlıları ve hanımları şimdi bizim merhametimizi beklerken ve ölümü biraz daha geçiştirmek için hergün kutu kutu ilaçlarını içerken biz nasıl onları yoksayar da gerektiği kadar önemsemeyiz?
    Steven Stiles '' Tanrı ölümü nerede duracağımızı bilmemiz için icat etti. '' diyerek ölümün gerekliliğini savunuyordu.
    Ve ne yazıkki 40'ların çocuklarının tanrının bu acımasız icadından nasiplerini alacakları günleri bizimkilerden yakın gibi görünüyor.
    2 ...
  31. 11.
  32. doğumundan o güne yaşadıklarını düşünme,edinilen tecrübeleri bir ögüt şeklinde torunlara aktarmanın zamanın geldiği,sona yaklaşılan devre
    1 ...
  33. 11.
  34. enteresan belirtileri vardir yasliligin. en önde gideni sikayettir.
    eger
    - ay, gec kaldik
    - ay, erken geldik
    - ay, basim agriyor
    - ay, hava cok sicak
    - ay, hava cok soguk
    diye sacma sapan nedenler yüzünden hayatinizi karartip hayiflanmaya basladiysaniz, vasiyet yazmanin zamani geldi demektir.
    2 ...
  35. 10.
  36. her yaşın güzelliği olduğu gibi yaşlılık evresinin de güzel yönleri olsa gerek fakat hayat ağacının tükendiği işaretini ettiği için sevilmez korkulur hep. bir de elden ayaktan düşmeyle birilerine muhtaç yaşamak tabi ki.
    hani denir ya:
    gençlik elde bir kuştu; uçtu gitti tutamadım. yaşlılık bir top kumaş; elde kaldı satamadım.
    zor.
    0 ...
  37. 9.
  38. yüce yaradanın insanları yazarlıktan çaylaklığa geçirdiği durum. devamında silik olmak vardır.

    (bkz: hayatı sözlüğe uyarlamak)
    4 ...
  39. 8.
  40. kurtlar köpeklere ne zaman maskara olurmuş???
    1 ...
  41. 7.
  42. an itibari ile yasamdıgımız bilmedigimiz bir konu.
    1 ...
  43. 6.
  44. 5.
  45. uçarı gençliğin unuttuğu şeyleri hatırlatıp pişmanlığa sevkeden, olgunluğun kazanıldığı hayat dilimi.
    1 ...
  46. 4.
© 2025 uludağ sözlük