eskiden kalma alışkanlıklarını günümüz gençliği ile bütünleştiremediklerinin kanıtıdır, yaptıkları işten kalma geleneklerini sürdürüp hele ki torun sevdasıyla apartmanda sevgisini göstermeye kalktılar mı, kaçan uykunun peşinden koşmayın da göreyim...
adem amca, torunun alt katında kalıyor her gün bildiğin gördüğün çocuk ne diye apartman içinde böğüre böğüre seversin.
susanna tamaro' nun " yüreğini götürdüğü yere git " adlı eserinde baş karakter olan seksen yaşındaki ninenin torununa yakarışı olarak aklımda kalmıştır. gençken öğlenlere kadar uyumaya doyamayan kadın, bu yaşında nasıl bu kadar erken kalktığına kendide hayıflanmaktadır.
ihtiyarladıkça uyku süresi düşer. Çok erken uyanılır. Çocuk veya gençlik çağımızda daha uzun süre uyuruz.
Sabahın köründe ne işleri var yollarda? diye bir soru geliyorsa akla, yine uyanmalarıyla alakalı. Sabahtan işlerini halletmek, gideceği yere gitmek, faturalarını yatırmak isterler.
Onlar bizim gibi mobil bankacılık kullanıp tüm işlemlerini online yapamıyor, bazan bilseler de bilinçli olarak yapmıyorlar
49 liralık su faturasını yatırmaya bankaya gelmiş dezzem. Hem yoğunluğa sebebiyet veriyor hem de kendini yoruyor.
Vay dezzem vay, yok mu çor çocuk bu sıcakta sen niye geldin?
Dedem de sabahın köründe denize girerdi ekmek alıp gelirdi bir gün deniz çarşaf gibiydi palamutlar kenara kadar geldi diye heyecanla anlatıyordu kahvaltıda.