yaşlı insanlardaki aşırı özgüven

entry26 galeri0
    26.
  1. Satıp savacak bir şey kalmamıştır. Yokluktan geliyordur o özgüven. Bende daha beteri var mesela o özgüvenin. Niye kaybedecek bir şeyim yok mesela o yüzden.
    0 ...
  2. 25.
  3. yani bırakında o kadar çok özgüvenleri olsun nitekim bir sürü olaylar görmüş geçirmişlerdir.
    0 ...
  4. 24.
  5. şaka yapınca benimle maytap mı geçiyorsun derler bi de.
    1 ...
  6. 23.
  7. kendini genç ve bomba gibi hissediyorlardır.
    (bkz: çağdaş insanlar.)
    0 ...
  8. 22.
  9. özgüven kelimesi az kalır aslında. tramvayda otobüste hatta camide. cuma namazlarında arka saflarda yer alınır ve namazın başlaması beklenir hemen ardından omuzlarda bir el hissedilir seni hunharca sola sağa kaktırır geçmek için amaç namazını ön saflarda kılmaktır. lan kıl işte arkada. daha mı çok sevap kazanıyorsun imama yakın kılınca. puan mı lan bu önde kılınca ya da arkada kılınca fark etsin. * *
    0 ...
  10. 21.
  11. kişisel gelişim evrelerinden yaşlılığa kadar olan kısmı normal ya da normale yakın olarak yaşayabilmiş insandır. ancak takdir edilir ki pek azdır. nimettir.
    0 ...
  12. 20.
  13. tuhaftır.

    birkaç sene önce aynı günde başıma gelen iki olay neticesinde kendi içimde çelişmeme neden olanlardır.

    okuldan çıkmışım, sırtımda çantam, çizim çantamı da çapraz asmışım, arasından fırlayan t cetveli cabası, elimde de 1/50 maketimle okulun sıhhiye servisinden indim otobüs durağına doğru ilerliyorum.

    sıhhiye köprüsünün orda merdivenlerden inerken, merdivenlerden çıkan bir amca bütün çekilme çabalarıma rağmen çat diye omzuma koydu bir güzel, sonra da beni kolumdan tutup çevirdi, başladı söylenmeye. her zamanki gibi gençlerin ne kadar terbiyesiz olduğundan, hiç ahlak ve saygı kalmadığından dem vuruyordu. çevredekiler de tabii ki onaylıyor ve kınayan bakışlarla bana bakıp içlerinden muhtemelen bana demedikleri lafı bırakmıyorlardı.

    bir şey demedim, "kusura bakmayın" dedim, gittim durağa. her neyse, otobüs geldi. bindim otobüs dolu, ayaktayım. birkaç durak sonra boşalan bir yere oturdum. tam o sırada da birkaç sarı renkte kuş yuvası modeli saçlı teyze otobüse bindi.

    ondan sonra aralarında mahsus yüksek sesle konuşup beni taciz etmeye yeltendiler ki, utanıp sıkılayım yer vereyim de kendileri otursunlar. yok ama. yemezler.

    sen günden gelmişsin, oturmuş konken oynamışsın bütün gün (bunu da konuşurlarken duydum) ama ben kaç saatlik jüriden çıkmışım, bir de jürim var diye o gece okulda kalmışım haliyle 1.5 saat çizim masasının üzerinde ona uyumak denirse uyumuşum ve tobüste elimde o kadar yüküm varken sana yer vereceğim öyle mi? vermem arkadaş. senin yaşın benden büyük diye, benim yorgunluğuma-yüküme hürmetin yoksa, ben de senin yaşına hürmet göstermem, kimse kusura bakmasın.

    her neyse, teyze baktı ki bende hiç utanma sıkılma yok, yaklaştı yanıma. "kızım" dedi, "bak 2 duraktır oturuyorsun, biz yaşlıyız kalksan da yer versen artık" işin ilginci herhangi bir şey olsa da ben geçip o teyzeye "teyze sen yaşlısın" desem kıyamet kopar. "kusura bakmayın, yüküm fazla, bunlarla ayakta duramam" dedim. teyzenin gözü nasıl bir döndüyse oturmak için, yükümü taşıyabileceğini söyledi. yok dedim, "bu benim final projem şimdi bir şey olur falan"...

    ondan sonra karalama kampanyası yine başladı. yine teyzeler demediklerini bırakmadılar. bu sefer cengaverler atıldı, haklısın teyze haklısın, ve o zamana kadar oturan bütün dallamalar kadınlara yer verdi.

    hayır benim anlamadığım, niye benden yer istiyorsunuz lan? bir sürü genç insan daha var o otobüste gidin onlardan isteyin. o dalyaraklara da diyecek sözüm yok zaten, sanki kendileri önceden yer vermişler de teyzeler oturmamış gibi bir anda beni günah keçisi ilan ettiler.

    diyeceğim o ki, kimi yaşlılar böyle bir özgüvene sahiptir, yapacak bir şey yoktur, ama o yaşlılara o özgüveni veren de yine bizizdir.

    ben otobüsün ortasında "gaaaaarg" diye geğirsem otobüsten atarlar, dedeler yapınca ne güzel, ne sevimli.

    ben de pembe sıçıyorum o zaman, bana da müsamaha gösterin!

    --spoiler--
    ve galiba şuan yine saygısız pislik izlenimi yarattım. allahım ben napıcam ya of!
    --spoiler--
    3 ...
  14. 19.
  15. 'gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünür , yaşlılar gençlerin aptal olduğunu bilir' şeklindedir.
    1 ...
  16. 18.
  17. yemişlik ve yutmuşluktan kaynaklanır.

    ben ben olalı daha bir yaşlıyı kaale almamazlık etmedim. ne durumda olursa olsun karakterinde duvarlaşmış özgüveni haçlı ordusu gelse yıkamaz. bizim gibileri ve bizden öncekileri okumuş hatmetmiş üstüne de bi dünya göt sikmiştir.

    eyleme dökmüştür bir çoğu, şimdi senin anca rüyanda göreceğin olayı.
    0 ...
  18. 17.
  19. yaşlı insanların; tecrübelerine, yaşlılıklarına, pörsümüş yanaklarındaki neşelerine güvenerek herşeye karşı bir fikrinin olmasından dolayı oluşan özgüven durumu. bunun sonucunda durup dururken, hayat hakkında nutuk verebiliyorlar otobüste veya zamane insanlarından dem vurabiliyorlar. mütemadiyen sıcak kanlı insanlar bu yaşlılar.
    0 ...
  20. 16.
  21. evet doğrudur, aşırı öz güven yılların verdiğ deneyim, insan ilişkilerinde ki rahatlıktan kaynaklanır. * *
    1 ...
  22. 15.
  23. bırak da o kadar olsun lan. tecrübe var, birikim var.. özgüveni de olacak tabi. saygı duy kırmıyım bi tarafını.

    not: yaşlı değilim.
    0 ...
  24. 14.
  25. 13.
  26. 12.
  27. 11.
  28. nasıl bir psikoloji olduğunu asla anlayamadığımdır. herkes yemek yerken geğirmeye başlar, takma dişlerini iğrenç bardakta salonda sergiler, misafir geldiğinde her şeyi konuşabilecek kadar cüretkardır.*
    0 ...
  29. 10.
  30. amiyane tabirle (bkz: kaşarlanmak) tan kaynaklanan durum..
    0 ...
  31. 9.
  32. babaannemin okuma yazması yoktur lakin zehir gibi bir kadındır. gençlerle vakit geçirmeye bayılır, sorana yaşını 10 yıl azaltır. bir kere hüviyetini yakmaya niyetlenmişti de elzem bir şey olduğunu güç bela izah edebilmiştik kendisine.

    gezmeyi pek sever. öyle ki gecenin bi vakti canı sıkılıyorsa gider otobüs garına, biner antep otobüsüne. antep ten de arar: "beni merak etmeyin azıcık para gönderin" diye. sonradan öğreniriz 8 çocuğunu aramış her birinden parayı almış. ama çok ama az.

    25'i geçmiş torunu var ise şayet başlar kız beğenmeye. en kötü "bulurum ben sana antep ten" der. inanılması güç çoğu kuzen onun sayesinde evlendi. düğünlerinde anna baba hak getire, baş köşedeydi hep kendisi.

    oturduğu binanın tam karşısındaki apartman eğriydi. bir süre sonra yıkım kararı verildi. apartman boşaltıldı yıkım işlemi tamamlandı. babaannemin evi artık denizi görebiliyordu. kendisinden daha yaşlı olduğunu iddia ettiği bir dostuna evini bizlerden habersiz sattı. deniz manzaralı önü kapanmaz diye kadını bildiğin kandırdı. antep teki akrabaları arayıp "oğullarım beni evsiz bıraktı" diye ağladı. çalan telefonlardan sebep çocukları ona ev açtı. evini eşyalı satmış yepyeni eşyalar aldırdı.

    ama evlere şenlik bir anım var ki anlatmak şart. 6-7 yaşlarındayken beni, birkaç kuzenimi, kardeşten öte beyazin gorunmez hali nickli dostumu alıp çınarcık'a tek başına götürebileceğini iddia etti. biz sevinmişiz tabii, anneler babalar "nasıl olur becerebilir misin" deseler de, "ben biliyorum gideceğimiz yeri" dedi ve ikna etti herkesi. tek sıra halinde dizdi bizi arkasında, bindik minibüse. istikamet halamın yazlığı...

    minibüs şöförü: nerde ineceksin teyze?
    babaannem: çınarcık'a gidiyoruz biz.
    m.ş: tamam teyze doğru minibüstesin de nerde indireyim hangi durakta?
    b: bakkalın orda inicez oğlum biz.
    m.ş: teyzecim yol üstünde her köşe başında bakkal var hangisinde diyorum?
    b: mavi tentesi olan hani, hasan işletiyor bizim. topal hasan.
    m.ş: la havle...

    devamı mavi tenteli bir bakkal önünde inmemiz, yol boyu dakikalarca yürümemizle sonuçlandı. bulduk mu? tanıştık topal hasan la bile. sen ne diyosun?

    hadi biz çocuk aklı takıldık peşine, hadi cahil cesareti dedik yaptığın hareketlere; her şey bi kenara herkesi ikna etme kabiliyetinde gizliydi kendine duyduğun güven aslında.

    inanır, kandırırlar efenim. dikkat derim.
    26 ...
  33. 8.
  34. tamam hayat tecrübeleri fazla olabilir, görmüş geçirmiş olabilirler ama aşırı özgüvenleriyle sürekli ona buna karışmaları, her şeyden ben anlarım havalarında dolanmaları, genç kuşağın her hareketine bir kusur bulmaya çalışmaları kabul edilebilir gibi değil.

    ayrıca akıl yaşta değil baştadır.
    1 ...
  35. 7.
  36. yaşamış oldukları tecrübelerden ötürü her şeyi en iyi kendilerinin bildiklerini düşünürler, yanılırlar.
    0 ...
  37. 6.
  38. 5.
  39. ersin- anane bütün maaşını cüzdanda taşıma ya. hırlısı var, hırsızı var, kapkaççısı var.
    ananem- ben bu cüzdanla onun ense köküne bir çarparım.

    74 yaşındadır kendileri.
    5 ...
  40. 4.
  41. geçeceğimiz ya da geçmekte olduğumuz yolların sonuna gelmiş olmalarından yani deneyim ve bilgiden kaynaklanan özgüvendir.
    2 ...
  42. 3.
  43. çok okumuş, gezmiş, görmüş fikrinin verdiği bir şey olsa gerek. ha birde beyaz saç, sakal.
    2 ...
  44. 2.
  45. - torun, koş bana su getir!
    + tabi babanecim!

    - torun, ben bu gece senin odanda yatıcam!
    + olur babanecim!

    - torun, uyku tutmuyo gel bana masal anlat!
    - oha! yok artık!
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük