- 25 yaşı doldurduğumdan beri bunu her farkettiğim an. 25'ime kadar 'büyümek' derdim, şimdi çok hızlı geçmiş zaman yaşlanmanın başlangıcındayım diyorum.
- Masamın üstünde duran çocukluk fotoğrafıma baktığım bir diğer an. Küçücük, masum ve mutluluk doluydum deyip, biraz hüzünleniyorum. Şimdi o kadar neşe dolu olamıyorum.
- Bir diğeri de aynaya bakıp alnımda derinleşen 2 çizgiyi gördüğüm an. Yaşlanıyor olduğumdan artık emin oluyorum.
insana garip eden anlardır. Bugün jandarma astsubay myo'nun başvuru kılavuzunu inceliyorum. Bi baktım 1995liler ve sonrasında doğanlar başvuru yapabiliyormuş. Başvuru yapacağımdan değilde ben kendimi 17-18 yaşlarında hissederken 2 yılla kaçırmak koydu yani.
dışarı çıkmak için bahaneler ürettiğim anlardır. artık evde oturup dinlenmek istiyorum. halbuki çıksam sosyalleşsem falan çok iyi. fakat beden yorgun. işte bu an anlıyorum artık o genç beden yok.
Elimde büyüyen, kendisini yürütmek için elinden tuttuğum yeğenimin geçenlerde gelip hala ben bi çocuktan hoşlanıyorum dediğini duyduğumda hissetmiştim öyle. Devrik bi cümle oldu sanki. Olsun.
henüz yaşlanmamışken dahi yaşadığım anlardır. bugün ilkokuldaki yakın arkadaşımın küçük kardeşini gördüm yıllar sonra, o harçlıklarına çöktüğümüz minik bebe büyümüş eşşşek kadar olmuş. hüzünlendim birden, keşke geri dönebilsem o kaygısız yıllarıma.
Kardeşimle gittiğim alışverişte onun annesi sanıldığım an. Cahil tezgahtar. O gün bugündür her hafta gidip onlarca şeyi deneyip o sinsi gülüşümü fırlatarak "ah ben birde diğer mağazalara bakıyım." deyip çıkıyorum.
anne ve babanın yüzüne bakıp onlara sonsuz merhamet duyduğun anlardır. küçükken onların sana göstermiş olduğu merhametin aynısı. onları daha fazla sevmek ve öpmek için yardım etsin yaradan. amin.