Bazen bir kac kere yasanması gerekse de insanların artık bir süre sonra davranış degisikligine sevkederek öğrenmesini saglayan sürectir. Neden hep bu benim basıma geliyorun cünkü hala ögrenemedinli cevabı yani.
bazen de acı tecrübeler geçirerek içinde olduğunuz durumdur.
dün, belediye otobüsüne bindim. akbil denen zıkkımdan bende olmadığı için, şoföre akbilim yok dedim. normal şartlarda şoför akbilini veriyor, basıyorsunuz ve ona ücret ödüyorsunuz. bu kadar basit bir süreç. bu sefer öyle olmadı. adam bana gayet laubali bir şekilde sen paradan haber ver, kolay dedi. ne lan eroin mi istiyorum ya da kadın mı pazarlıyorsun? bu ne demek? kalakaldım. para vereceğim zaten ama akbili basmam gerekli dedim. uzattı. yavşak. bastım. ekranda 1.50 yazıyor. ben de o kadar verdim. ilerlerken beni geri çağırdı. 25 kuruş daha verecekmişim. ikinci kez kalakaldım. insanlar ne aciz duruma gelmişler meğer, 25 kuruşa tenezzül edebiliyorlar... dedim ki: ama ekranda 1.50 yazıyor, gerisi haram dedim. aynı yavşak sırıtmayla sana hizmet veriyoruz, akbilin yoktu dedi. suratına fırlatmak istediğim 25 kuruşu verdim. ama parayı helal etmediğimi de söyledim. içimde kalmadı en azından. kat kat fazlasını doktor parası versin inşallah. adi herif.
şimdi diyeceksiniz ki nedir sana bu kadar koyan? insanların dininin imanının para olması, değerlerimizi yitirmeyle yüzyüze olmamız. iyilik, yardım, hoşgörü yok mu oluyor diye düşünmem. uzun süre bu basit ama aslında hoş olmayan durumu düşündüm, düşündükçe içlendim. bazen çok saf olabiliyoruz dostlarım, insanların nelere tenezzül edebileceğini anlayamayışımız, o yavşak, para delisi sırıtmaları görünce inanamayışımız hep bu yüzden, saflığımızdan, kötüyü göremememizden. allah topunun belasını versin demek geliyor içimden ama bela çift taraflıdır diye korkup allah'a havale ediyorum. ve çıkarsız, riyasız, parasız, sade ve iyilik dolu bir dünya hayal ederek yazımı bitiriyorum. bir umut...
öğrenmenin yoludur. okulda alınan bilgiler uygulamaya geçirilmediği müddetce öğrenilmiş sayılmaz. üniversiteyi bitirmiş harita mühendisi ekibimize geldiği zaman biz alaylı topoğraflar tarafından tekrar eğitelerek tam anlamıyla arazi mühendisi olabilmiş ve ekip şefi yapılmıştı.
pratiğin teorideki öğretilerden daha fazla difüze edici özelliğini düşünürsek, en iyi eğitim hatalarımız ve bu hatalardan çıkartılabilen ana temadır.
elbette ki; hata yapacağız ve elbette ki ders alacağız. düşüp kalkacağız tekrar düşeceğiz... çok dert değil bu. en güzeli '' vay be demek böyle değilmiş, böyle yapmayayım bidahâ'' yı diyebilmek.
örnek geçen gün yaptığım kek için malzemede yeni bişey uydurup denedim. olmadı yani doğruya doğru. ve dedim ki bir daha asla... *
bir husumet bin nasihattan iyidir felsefesi ile aynıdır. önemli olan yaşadığınız şeylerden gerçekten öğrendiklerinizi sonraki tecrübelerinizde hesaba katmaktır.