yaşanmamış aşk hikayeleri

entry6 galeri0
    1.
  1. okudukça yürek burkan hikayelerdir. hepsi sonu farklı kapılara çıkan ihtimaller zinciri gibidir. içlerinden sadece seçim yaptıklarını yaşıyor insan.
    0 ...
  2. 2.
  3. --spoiler--
    Ayrı kara parçalarında
    Ortak gökyüzüne bakmanın
    Avuntusu var şimdi
    Ne denir ki bu aşka...
    Yokluğumun kültablasında
    Kırmızı rujlu sönmüş sigara izmariti
    Üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkımız
    Ne denir ki bu aşka...
    Çarşafı bozulmayan bir sevdamız var şimdi

    --spoiler--

    (bkz: serbest çağrışım)
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. yarım bırakılanlr var bi de.
    0 ...
  8. 6.
  9. en çok düşündüren en çok üzerine kafa yorulan, en çok can sıkan, yaşanamamış, yaşansa güzel şeylere öncülük edecek olasılıklardır.

    kaseti geriye doğru sardığımda yaşadığım kadar yaşamadığım, gerekli özeni gösterseydim belki de yaşayabileceğim bir çok olasılık çıkıyor. en çok aklımda yer edenler en çok düşündüklerim. ilk aşk maceramı yazayım. 2000 2001 zamanları.. fotosunu gördüm az önce twitter'da. evlenmiş üç tane çocuğu var.. onun anısına tee en baştan başlayalım.

    ergenlik yıllarımda ebru diye bir kıza aşıktım. ortamdaki en güzel kız oydu, bembeyaz teni, buğday sarısı saçlarıyla herkesin dikkatini çekiyordu zaten. kahverenginin en güzel tonu onun gözlerindeydi. onu fark etmem bir sıra arkasında oturmamla başladı. cam tarafında oturup rüzgarın anlık bir esintisiyle saçları arkasında olan benim yüzüme değmişti. okşamıştı ya da.. mükemmel bir kokosu vardı.

    herkes onu tanıyor herkes onu seviyordu, ortada bir güzellik varsa onu sahiplenmek isteyen de çok oluyordu haliyle. hep hazırlık yapıyordum bir sonraki gün onunla konuşmak için. her gün cesaret yemini edip diyalog kurucam diye söz verip başarısız oluyor boktan günler geçiriyordum. duygularını belli edip açılmak bile değildi yapmak istediğim. sadece konuşmak, onun benim için bir kaç cümle kurduğunu görmek, dikkatinin bir kaç saniyeliğine de olsa benim gözlerimde toplandığını görebilmekti.

    sonraki günde konuşmayı başaramamıştım.. ondan sonraki günde.. ondan sonraki haftada.. saatler, günler haftalar geçmesine rağmen, hemen arkasında olamama rağmen tek kelime edememiştim.

    evde herkes ebru'yu tanıyordu, arkadaşlar, akrabalar hatta bakkal rıza bile. herkes benim ebru'ya aşık olduğumu biliyordu. ebru haricinde herkes.. bir tek o habersizdi. artık iyice yormuştu bu durum beni, ne olursa olsun gidip konuşucaktım.

    bunu yapmaya karar verdiğimde ağzımdan çıkan ilk söz ananı sikerim oldu.

    onunla konuşmak için yanına gittiğimde, gözlerimiz birbirine kenetlenip bana tam 'bir şey mi diyeceksin' dercesine baktığında o zamanki yakın arkadaşlarımdan biri kafama top attı. refleks olarak ananı sikeyim dedim istemsizce.

    ebru'ya bakarak..

    bir kaç saniye şaşkınlıkla yüzüme baktı ve gülmeye başladı. ağzımdan çıkan lafa değil kafama atılan topa gülüyordu. bir şey demeden gitti. ders bitişi arkadaşı komalık edip eve gittim. ve ilk sigaramı yaktım. hayat çok boktan her şey herkes üstüme geliyor gibi hissediyordum. tam bir ergendim.

    bir hafta okula gitmedim...

    bir hafta sonra gittiğimde hiç bir şey demeden ebru'nun arkasına geçip oturdum.. umutsuzca etrafa bakarken esen rüzgarla saçları yine yüzümü okşamaya başladı. onlarca kişi ders dinliyor ben ise başka bir hayat yaşıyordum sanki. daha fazla dayanamayıp ebru deyip elimi omuzuna attım. saçlarını geri atarak arkasını döndü.

    ıslak dudakları, iri gözleri ve bembeyaz teniyle balıklama atlayabileceğim bir havuz gibi duruyordu karşımda.. tam ağzımı açıcakken biliyorum dedi..

    to be continued
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük