ne kadar daha yaşayacağımızı hiçbir zaman bilemeyeceğimiz bu dünyada içinde bulunduğumuz anı doya doya yaşamayı anlatır.
bir yanımız geçmişin bazı puslu parçalarına takılıp kalır bir yanımız da geleceğin karanlık yollarına bakmaya zorlar bizi gözümüzün bu karanlığa hiçbir zaman alışamayacağını bile bile. bu iki uç arasında olduğumuzu bile bile tam da ayaklarımızın altında olan 'an' ın kıymetini bilemez ve her tik tak sesinde çok önemli bir değeri yitiririz.
geçmiş geçmiştir.
gelecek...
koyalım götüne geleceğin.
avuçlarımızdaki anlarımızın akışını izleyelim sadece.
bir sivrisineğin bizi sokuşunun,
doğmak üzere olan bir çocuğun,
yanağımızdan süzülmekte olan bir yaşın
tadını çıkartalım.
bu kadarı yeter bize.
artmaz belki ama yeter.
not: bu bir şiir falan değil. aklıma gelen tüm kelimeleri ve cümleleri yazdım.
Ölümle yaşam arasında ki bu ince çizgide bazen sollama yaparken yaşam tarafına kaymaktır. Hayatta hep zıt terimlerin üstüne kurulu değil midir zaten?
Evet-Hayır
Varlık-yokluk
Yaşam-ölüm
Dünya üç gündür son günde bugündür deyim koyverme çabasıdır bazende. *
insanın sevdiği kişiyle birlikte geçirdiği her an. ister biraz hüzünlü olsun, ister çok neşeli. kös kös evde oturmak bile herşeyiyle güzel sevdiğin insanla fiziken ve illaki ruhen bir aradaysan. Yaşmanın ve yaşamanın tadını çıkarmanın mümkün olduğu yer sevdiğinin yanıdır