Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarlıyorsunuz. Ben de diyorum ki bir dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. iş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur...
bir zamanlar kafayı taktığım sorunsaldır, kendi adıma. yani hepimiz bir gün ölücez, bu kesin. öldüğümüzde bir iki üzülen olur, gözyaşı döken falan. sonra silineceğiz hayattan, hiç yaşamamış gibi. kimsenin haberi olmayacak bir aralar var olduğumuzdan. bu yüzden geri de bir iz bırakmak istemiştim o zamanlar. hani sanatçılar da ister ya. işte öldükten sonra da kitapları okunsun, resimleri sergilensin, filmleri izlensin. iz bırakma kaygısı. sonraysa bunu yapamayacağımı farkettim, kabullendim. herkes gibi günlük kaygılarıma döndüm. öf ya sivilce çıkmış yüzümde yine.*