Din kültürü hocalarına ve bilgin kişilere sorduklarımdan anladığım kadarıyla" bizim cennete veya cehenneme gideceğimiz önceden bellidir ancak cehenneme gidenler Allah'ım nEden bize bir fırsat vermedin demesinler diye herkes dünya hayatinı yaşar" diye kanaat getirdim ve iknada oldum kendimce.
neden amacı olması gerektiği de sorgulanmalıdır. sahil kenarında duran bir çakıl taşının amacından daha önemli bir amacınız ve konumunuz veya dünyayı değiştirecek idealleriniz mi var sanki amk.
bir ineğin, bir atın ya da bir böceğin yaşama amacı neyse bizim yaşama amacımız da odur. beynimiz biraz daha geliştiği için kendimizce süslü, hoş amaçlar edinebiliriz kendimize... ancak bu şey avuntudan öteye gitmeyecektir.
allah kainatı insan için, insanı ise kendini tanıması için yaratmıştır. dolayısıyla insan için hayatın gayesi marifetullah'dır.(marifetullah=allah'ı bilme ve tanıma) insandan başka hiçbir varlıkta bahsedilen görevi layıkıyla yerine getirme potansiyeli yoktur.
marifetullah'dan başka her şey ikinci planda gelir ve bunlar asıl gayeye tâbî kılınmalıdır. insan yaratılıştan gelen amacına yaklaştıkça ödüllendirilir(huzur), uzaklaştıkça azaba uğrar(depresyon, anksiyete, korku, evham)
yaşamın varlığı, aynı zamanda istisnası olmayan tek durum olan ölümü de beraberinde barındırır. bunu hissi ve akli olarak kabullenebilen kişi, hayatın amacıyla ilgili bütün soruları arkada bırakmış olur.
korkularla şekillenen hayatlar, acabalarla son bulur.
Yaşamak. Yaşamaya çalışmak. Yaşatmak. Ya ya ya -hayır hande- yaşasın.
Amaç aramayı sevmiyorum. Bulamam çünkü şanslı mıyım şanssız mıyım, doğru olan, olması gereken nedir? Uuu bir sürü soruyu ardında getirir. Şu an gerek yok.