yarin basina nelerin gelecegini bilmeden yasamak daha kötüsü ne zaman ölecegini bilmemek insani yasamdan ve yasamaktan korkutur/sogutur.
evet, hayat herseye ragmen yasamaya deger de olsa gelecek korkusu cogunlukla insana hayati zindan eder.
ölümden korkmamak değil yaşamdan korkmamaktır marifet. şunun için bunun ölmek, canını feda etmek değil dolu dolu insan gibi yaşamak için savaşmaktır marifet. aslında savaşçı değil barışçıdır cesur olan, insan olan. kaç ya da savaş hayvansal dürtüsünü aşabilendir barışçı. ülkemiz gibi en ufak hayati edinimler, insan hakları için bile savaşım vermek zorunda olan imitasyon demokrasilerde insanların bu gerçeği görmeleri özellikle engellenir, insanca yaşamak için savaşmak küçümsenir, ölüm yüceltilir insanlar öldükten sonra yaşayacakları hayata yönlendirilir. çünkü korkak kapitalistlerin ve onların kuklası iktidarların arzusu budur, insanların halkların uyanmasından korkarlar. iğrenç kültür emperyalizmleriyle insani olmayan her şeyi yüceltirken (disiplin, savaş, askerlik, subaylık, köle gibi çalışmak, mekanize ibadet) insani olan değerler küçümsenir (felsefe edebiyat sanat psikoloji, düşüce ve yaşama özgürlüğü).