--spoiler--
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
--spoiler--
yaşadım diyebilmek güzel şey. mutluyum. bırakıp gittiğim her şey bir yerlerde. beni bırakıp gidenler de öyle. yine de içinde bir şeyler bir yerlerden gelen ne garip diyor, ne garip bir yer burası. ben ne yapıyorum burada? what is the aim of my life? Was ist mein lebensziel? Pourquoi suis-je vivant?
En çok 1. Kısmını sevdiğim nazım hikmet şiiri.
Hatta en çok da şu kısmını :
yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
nazım hikmet'in en sevdiğim şiirlerinden birisidir, özellikle genco erkal'ın anlatımı ile dinlemek aşırı güzel oluyor...
"yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak."