yaşamaktan soğutan anlar

    3.
  1. sabahın köründe kalkıp, uykulu bir halde yüz yıkamaya giderken ayak serçe parmağını kapıya çarpmak.
    148 ...
  2. 32.
  3. alkolik bir baba ile şizofreni hastası bir annenin ilk çocuğu olan 14 yaşındaki bir kızın psikiyatri servisinde major depresyon tedavisinin tamamlanıp '' abi ne olur o eve göndermeyin beni,ne olur'' diye yalvarması ve sizin elinizden bir şey gelmemesidir.
    62 ...
  4. 21.
  5. hitler'in zamanında yahudilere yaptığına üzülürken, pazar sabahı güne tatilin verdiği mutlulukla başlamak yerine yahudilerin 250 müslümanı öldürdüğü haberinin görüldüğü an.
    41 ...
  6. 34.
  7. oniki yaşındaydım sanırım, kendimden 6 yaş küçük kardeşimle günlük oyunlarımız, kavgalarımız falan vardı. bir gün ben bir tekme atmıştım kardeşimin kıçına.
    ağlamaya başladı, isyan ediyordu, kardeşim ilk kez üstüme yürüye yürüye ağlıyordu. öyle dayılanmak için değil, isyan ediyordu, ne yaptım ben sana, ha abi ne yaptım ben sana da bana vuruyosun diyordu ağlayarak, haykırarak.

    çok içime oturdu, ben de sadece oniki yaşındaydım. bir daha vurmadım sanırım kardeşime, oyunlarımızın konseptini değiştirdik, o gün bugündür scrabble, upwords oynuyoruz.
    34 ...
  8. 20.
  9. babanızın kanser olduğunu duymak. çaresizsiniz çünkü, babanız kanserdir. eliniz kolunuz bağlıdır, yapabileceğiniz hiç bir şey yoktur. her gün babanızın ölebileceğini düşünmek, gece yatakta uyayamak, onu her gördüğünüzde gözleriniz dolması ve ona belli etmemek için odaya kaçmak. babanızın gözününüzün önünde eriyip gitmesi, size bakan, bugünlere getiren, yemeyip yediren, giymeyip giydiren babanın ölümünü beklemek.
    33 ...
  10. 6.
  11. fakültede masum masum müzik indirirken limewire ın azizliğine uğrayarak sevdiğiniz grubun vidyosuyla karşılaşmayı hayal ederken bir pornoyla karşı karşıya kalmak.

    Bu olay anında etrafınızda ekranı gören bir sürü insan olması.

    Ve asıl sebebi soğuk havadan donmuş olmanız olan garip hareketlerinizin bu pornoya atfedilmesi.
    33 ...
  12. 23.
  13. bazen allaha şükretmem gerektiğini düşündüğümde zihnimde hep bir neden canlandırmaya çalışırım. beni diğerlerinden farklı kılan bir neden. şanslı olduğumu hissettiren.
    hani bazen derste, otobüste, iş görüşmesinde aklınıza bir şey gelir ve kahkahalarla gülersiniz. ne yaparsanız yapın durduramazsınız kendinizi ve aklınıza hemen kötü bir şey getirmeye çalışırsınız. anne ölümü, baba dayağı vb.. işte ben de oofff yine mi makarna yine mi patates diye düşündüğüm anlarda hep bir şükür nedeni ararım ve hep aynı nedenle pişman olurum:
    ilkokulda sıradan bir sabah sıraya girdiğimde arkamda canımdan çok sevdiğim arkadaşımın yerdeki çamurlu suya düşen ekmeği alıp ağzında suyunu akıtarak yemesi ve daha da acısı bir üst sınıftaki abisinin çaresizce onu izlemesi...
    şimdi bile yaşamaktan soğutuyor, lanet ettiriyor. ama şükrettiriyor..
    31 ...
  14. 5.
  15. dolabın kapağını, kafanı hizasından çekmeden önce kapamak.

    (bkz: allahım bu salaklık nasıl bi salaklık)
    28 ...
  16. 19.
  17. olmasını çok istediğiniz, çok arzu ettiğiniz bir şeyde çaresizliğinizin elinizi kolunuzu bağlaması...
    22 ...
  18. 2.
© 2025 uludağ sözlük