hayatta huzurlu olduğum bir tek yerin bile varolmaması evde, işyerinde hiçbiryerde sorunsuz bir günümün geçmemesinden, hayatta şansımın yüzüme hiç gülmemesinden dolayı yaptığım harekettir. evet bıktım. alıp başımı gideyim diyorum per perişan kalma ihtimali olmasına rağmen.
ertesi güne uyanmak için neden bulamayınca, monotonluk, ard arda gelen başarısızlıklar sonucunda insan yaşamaktan bıkmak eylemin öznesi olduğunun farkına varır.
herşeyi olduğu gibi hayatıda tadında bırakmak gerekir,70-80 yaşlarına gelip sefaletle ve zorluklarla o eski güzel günleri hatırlayıp üzülmek değmez bile onun için 40 oldumu gitmek gerekir bu dünyadan...
Her zaman depresyonla ilgili olmayabilir. Hayattan alınacak bilimum zevkleri aldıysanız hiçbirinin kalıcı olmadığının farkındasınızdır. Hatta her tekrarladığınız zevk veren hareket bir öncekine rahmet okutur hale gelir. E bir şeyleri elde etmek de o kadar kolay değil. Çalışıyosun uğraşıyosun bir şeyler üretiyosun sonunda maddi manevi bir haz yakalıyosun evet ama bunca çabaya bu karşılık çoğu zaman(aslında hiçbir zaman) değmiyor. Yani bunu terazi hesabı olarak da yapabiliriz. Bir mutluluk için sarf ettiğiniz çabayı, uşraştığınız orospu çocuklarını bir kefeye, sonunda elde ettiğiniz şeyi ve etkilerini de diğer kefeye koyun. Eğer ilk kefe ağır geliyosa burdan yaşamanın çok da matah bir şey olmadığını anlıyorsunuz.