sevmek, sevilmek..
sevdiklerinin hayatta olması, hala duyabiliyor, görebiliyor, hissedebiliyor, nefes alabiliyor olmak..
gece ve gündüzü yaşamak..
üşümek, sıcaktan terlemek..
mutlu olmak, depresyona girmek, tüm gün boyunca ağlamak..
yemek yemek, su içmek..
sevmediğiniz halde sonunu merak ettiğiniz resmen işkence çekerek izlediğiniz fakat bırakıp gidemediğiniz bir film gibi... ne olucağını merak etmek sadece.
hastanelerin onkoloji servislerinde, sırf bir iki ay daha fazla yaşabilme umuduyla tedavi olan insanların yorgun gözlerindeki ışık...
ve bu azmin, ne kadar ufak tefek, basit şeyleri dert edinip, sahip olduklarının kıymetini bilmeyenlere verdiği ders.
allah'a inanmak ta yaşamak için bir sebeptir. aslında insandan insana değişir. kesinlikle saygı duyulması gereken bir durumdur. sonuçta bu sebep kişinin kendisine hitap etmektedir.
öncelikle düzenin bi parçası olmaya mahkum olmamız en büyük sebeptir . kimsenin kendine ait extra bir sebebi yoktur.kendimize düzenin daha önce yaşanmış olan duygularından seçme sebepler edinir ve benimseriz.
neler oluyor hayatta ?
bir de şu rüya gerçek olsa olsa.
sabah olup uyanınca
herşey gene aynı kalsa.
beni unuttu sanmıştım
bir de baktım ki işte orda orda.
anladım ki çok yanılmışım
beni seviyormuş oysa.
onun sesi ta kendisi
geri gelmiş demek
sensiz diyor yaşanmıyor
aşk bu olsa gerek
karanlıkta sokaklarda
elinde bir çiçek
beni arıyor
beni soruyor
hayırdır inşallah
hey.
neler oluyor hayatta ?
bir de şu rüya gerçek olsa olsa.
sabah olup uyanınca
herşey gene aynı kalsa.
uzun desem uzun değil
bir yol var önümde.
yeşil desem yeşil değil
beyaz bir elbise.
gümüş desem gümüş değil
altın bir yüzükle.
bana bakıyor gülümsüyor
hayırdır inşallah
hey. *
hayatı her geçen gün zindan gibi algılayan bünyenin, yaşama sıkı sıkı tutunmak için sarılmak istediği sebeplerdir. yaşamak için sebep arayan birinin alnına silahı dayarsam,acaba nasıl bir tepki verir, hep merak etmişimdir. sıksana lan der mi acaba?