yaşamak için bir neden söyle

entry55 galeri3
    26.
  1. ben, sen, o
    biz, siz, onlar.
    yaşamak istedikten sonra nedenden bol birşey yok.
    insan yaşamak istemeye görsün.
    yaşatacak hiçbirşey yok.
    0 ...
  2. 27.
  3. 28.
  4. 29.
  5. yaşamak için bir neden bulamayan ama en azından arayan insanın yönelttiği istektir.
    kendisine, olasılıklar evreninde her düşünce varolmak için sonu gelmez bir mücadele içindeyken bu savaşın içinden sıyrılıp varolmasını sağlayan düşünceye odaklanmasını salık veririm.
    neden sonsuz düşünce içinden, sonsuz sayıda olasılık olarak kalan düşünceye rağmen kendisini vareden düşünce varlık perdesine gölgesini yansıtabilmiş ve neden o perdenin gerisinde gölge olarak kalmak varken, perdenin hayata dönük yüzünde ışık olmayı seçmiştir sormasını isterim. eğer varolmak istemeseydi bunu başarabilirdi. sadece bir meninin ve bir yumurtanın iradesi ile varolduğuna inanıyorsa o başka.
    0 ...
  6. 30.
  7. hayallerin, umutların, ideallerin olması...
    1 ...
  8. 31.
  9. dünyanın bir yerinde seni sevme ihtimali bulunan birinin varlığını hayal etme.
    1 ...
  10. 32.
  11. 33.
  12. 34.
  13. yaşamak için bir nedenin yoksa beni neden yarattın tanrım ben boşluğum insan dahi olamam demiş olursun. bunun için herkesin kendince nedenleri vardır. benimkisi eğlence.
    0 ...
  14. 35.
  15. yaşamak için sebep arıyorsan yaşamak için sebebin kalmamıştır. öl gitsin.
    1 ...
  16. 36.
  17. 37.
  18. 38.
  19. intihar etmek tehlikeli ve yasaktır.
    0 ...
  20. 39.
  21. hala dinlemediğim müthiş şarkılar ve yazamadığım şiirlerim var. sende ölme, belki beraber bir şeyler yaparız. gezer, tozar, denizi izler, hamakta uyur, şarap içeriz. belki bir kitap cümlesinde günlerce, şiirin en olmadık yerinde gelen noktalamasında, oğuz atayın tutunamayanlarında kendimizi keşfederiz. ne de olsa bir şey yapmadan da öleceksin. neden daha çoğu varken azıyla yetinesin.
    0 ...
  22. 40.
  23. intiharın islamda ne kadar büyük bir günah olduğu gerçeği.

    üstad rabbin sana ömür vermiş, kader vermiş ve en nihayetinde ecel vermiş. her canlı vadesi geldiğinde cennet bahçesine yahut cehennem ateşine gidecektir. dünyada yaşamış, yapmış bulunduğun ameller defterinde yazılı bir halde iken ahiret'e göçüp gideceksin.

    sen ki kendi eceline kendin son verecek gücü, haddi nerden alıyorsun? sorarlar.
    bu cana, bu ellere, bu vücuda, kıdeme sen kendin mi ulaştın ki kendi canına kendin son verebilesin.
    0 ...
  24. 41.
  25. 42.
  26. yok. hayat bir mektup. postacı kapıyı çalıyor. açıyorum ve mektubu teslim almış bulunuyorum. her günü böyle bu dünyanın. o mektup bazen boş oluyor. bazen limon suyuyla yazılmış oluyor ve ancak altına ateş tutunca okunuyor. bazen acı, çok nadir tatmin edici, bir duygusal karmaşaya sevk edip kenara çekilen bir kağıt parçası oluyor o mektup. yaşamak sebepler dairesinin çok dışında bir sır belki de. bir milyar sebep söyleyecek olabilsek bile azrail canımızı almaya geldiğinde bunları anlatmak için bir fırsatımız yok. hayatı vermek bizim elimizde değil ama bazen almanın bizim de elimizde olabileceği yanılsamasını yaşıyoruz sadece.
    0 ...
  27. 43.
  28. bi yerlerde mutlaka bi adalet olmalıdır ,

    bunun varlığına inanırsan sen de buna yardımcı olmak istersen eğer yaşamak da isteyebilirsin.

    bilirsin karanlığa sövmek yerine kalkıp bir mum yakma olayı işte.
    0 ...
  29. 44.
  30. 45.
  31. Başkalarına ölmek için sebep olma fırsatı. iyi bir ölüm sebebi aynı zamanda iyi bir yaşama nedeni olabilir. Veya tersten iyi bir yaşama sebebi iyi bir ölme nedenidir aynı zamanda.
    0 ...
  32. 46.
  33. ölmek istemiyorsun. kendi canına kastedemeyecek kadar korkaksın.
    0 ...
  34. 47.
  35. --spoiler--
    bir yaz gecesiydi...
    her tarafta araba farları,parlak parlak!
    senle geçiyorduk bir kebapçının önünden
    saat 00:00!
    bir tinerci geçiyordu önümüzden,yolumuzu kesercesine
    veriyordum parasını gidiyordu,haince bakarak...
    hiç böyle olmamıştı sanki buralar
    hiç böyle kokmamıştı bu sokaklar...
    ne kadar solgundu yüzler,ne kadar çaresiz
    bir sonbahar yaprağı gibiydi dökülüyordu
    caddeler boyu insanlar akın akın...
    sen ise hiç aldırmıyordun,elimi tutuyordun
    sarmıştı beni senin sıcaklığın buram buram
    ne kadar pürüzsüzdü tenin ne kadar yumuşak
    bir yakamoz ışıltısı gibi gözlerin bana bakarken
    ne kadar temiz,ne kadar canlıydın sen
    bütün bu insanların bezmiş hallerine rağmen
    ne kadar dimdik ve ne kadar alımlı duruşun
    dokunuşun...
    bir meltem rüzgarı gibi ılık ılık,tane tane
    hevesliydik ikimiz de,gençtik!
    heyecanlıydık,özlem duyuyorduk geleceğimize
    güzel yarınlara,yarınlardaki çocuklarımıza
    o gece...
    bir kalp krizi gibi saplandı yüreğime hançer
    ölüm buz gibi kesmişti ortalığı...
    bir canlı bomba kendini patlatıyordu ötemizde
    ölüm...ölüm...buz gibi! ..
    o gece ne olduysa oldu,sen gittin
    geri dönüşü olmayan bir gemiyle çektin ve gittin
    o gece...ölüm...bezmiş hayatlar...sen yoksun...
    *
    --spoiler--

    ya şimdi ölmek için bir neden söyle?...
    0 ...
  36. 48.
  37. kişi bu soruyu sorma eşiğine geldiyse alacağı cevaplar yeterli olmayacaktır.
    0 ...
  38. 49.
  39. "illa ki bir neden mi olmalı yahu?" dedirten ve böyle bir konuda işi edebiyata bağlamaya çekindiren konu.
    0 ...
  40. 50.
  41. --spoiler--
    yaşlanıyoruz… yaşlanıyoruz hepimiz…

    hızlı tükenen hayatların memleketindeyiz

    kaçınılmaz ey dost, çarçabuk tükenişimiz

    böyledir işte bizim yaşamlarımız;

    doğarız, yaşarız, hem de ne yaşamak!

    ve son… ölümlüyüz ya işte, ölürüz.

    ölüm, dört harfli, varlığı mutlak ve sonsuz

    yaşamaktan daha anlamlı ölüm denen şey

    kırışıklıklarımızdan daha çok şey anlatır bize

    herkes bir bütünün karşısında eşittir aslında

    böyledir işte bizim eşitliğimiz

    doğarız, yaşarız ve herkes gibi ölürüz..!
    *
    --spoiler--

    yaşamanın tek nedeni ölümün güzelliğinin kıymetini öğrenmemiz için olmasıdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük