sevmediğin ot burnun biter derler ya aynen o hesap.
yahu arkadaş cafedeyiz, goy goy*****un dibine vurmuşuz. kahkahalar, makaralar. ortada da viski. haa cafede. daha neler. neyse, kulaklarımda bir ses... ama nasıl anırıyor... abbouv ! lan dedim şuna ekmek su bir şey verin. bu adam hayatında hiç mi mutlu olmamış, o nasıl bir tiptir. bak yemin ediyorum bizim mahallede bir deli var adam üniversite terk hacı fazla zekadan sıyırmış. adamı gör, gider fotoğraf çektirirsin ''anaaa halil sezai lan!! bak bak! abi bi isyeeeaaaan dermisin be arkadaşı arayıp dinletcem. '' o derece.
''bi bitmediniz'' dediğiniz anlar insanı yaşamdan soğutur. Seversin karşılık bulamazsın, beklersin gelmez, istersin olmaz, hiçbir şey yolunda gitmez, genelleme yapılır(önyargı), çabuk unutulursunuz. En çokta en çok sevdikleriniz zarar görmesi ve en çok değerli kıldıklarınızın sizi zor durumda bırakmasıdır. kullanıldığı farketmek, aldatılmak işte bunlar insanı soğutur.
özellikle evlatlarını kaybeden anne ve babalar da görülen durumdur. adeta yaşam ışıkları sönmüşçesine karanlıkta yaşar bir çoğu ve yaşam sevinçlerini yitirirler. kolay değildir, zordur.
çaresiz bi hastalığa tutulmak,
işsizlik,
geçim derdi,
estetik kaygılar (küçük göğüs ya da küçük pipi sorunsalı),
yemeğe düşen kıl,
ilk sevişmede gözünüzün önüne gelen basur-hemoroid görüntüsü,
kız istemeye gittiğinizde ishal olmak,
misafir tuvaletini kullananaları düşünp tuvalete gidememek,
saçlarınızın genç yaşta dökülmesi,
anne-baba-kardeş ölümü,
yaşama amacını sorgulama ve bulamama,
kendini başarısız ve gereksiz görme.... gibi örnekler.