yaşam

entry189 galeri7
    63.
  1. 62.
  2. bu kadar büyük görme kendini yaşam,
    Küçümsediğin ölüm olmasa ne değerin kalır?
    Kavuşmak dediler yaşama,
    Oysa ayrılıktan kaçmak yaşam, ölümden.
    0 ...
  3. 61.
  4. -''yaşam uğruna yaşamaya değecek bir yaş am bulduğunda güzeldir''.

    Bir vatandaş.
    0 ...
  5. 60.
  6. yaşam kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. neler söylediğin ve ne demek istediğindir, söylediklerinin arkasında durmandır...
    1 ...
  7. 59.
  8. farkına vardığımdır,boş bir odada sessiliğe dalımışken kapı gıcırtısıyla irkilip.bu kadar basittir varlık.ve gıcırtı kadar geçicidir.
    1 ...
  9. 58.
  10. BÖYLE BiR ŞEYDiR YAŞAM

    Gözler hızla hareket eder
    Gerilmiştir bedenin kasılır baştan aşağı
    Sakinliğinle telaşın arasındaki mesafe
    En kısa zamanda geçilir kargaşan büyüdükçe
    Kim bilir kaç tane daha var senin gibi?
    Her nefes ayrı bir şaşkınlık yaratır yine de..
    işte böyle bir şeydir yaşam
    Bu kavruk derinin altında..

    Koklayarak yürüyorsan toprağı
    Normaldir yılanlarla karşılaşman
    Koklayarak yaşamayı seviyorsan..
    Ya da kızartınca güneş kumları
    Cehennemi dünyada yaşaman..
    Normaldir..

    Bir ağaç altı gölgesi cennetin oluverir
    Dalıp gider gözlerin ufkun kızıllığına
    Bol acılı heyecanla çarparken kalbin
    Yenilerini beklersin
    Günü kurtarmanın ve gölgenin verdiği rahatlıkla..
    Çok kısadır ziyareti rahatlığın..
    Kolay da değildir tadını çıkarmak
    Rüyalardaki engin deryaların..

    Vaat edilenler değil
    Kendine vaat ettiğin kadardır yaşam..
    Heyecanların kadardır kısa soluklanmalarda
    Her verilen nefes en az içimize çektiğimiz kadar değerlidir..
    işte böyle bir şeydir yaşam ;
    Akıp giden bir nehirdir,
    Bu kavruk derinin altında..

    Samuelenko
    1 ...
  11. 57.
  12. Özgürlüğü gerçekten yaşamayan insanların saçmalamasını sağlayan zamanın tümü. insanın zaaflarından ve korkularından yararlanıp bunu mantıksız da olsa gözdağı vererek anlatan insanlar; şu güne kadar adı bilinen ve unutulmayan insanlardır. bilinmeyenlerinin hikayelerini ise 3-4 yıldır uğraşmama rağmen çözemedim. söylemezler onlar çünkü. Anlatmaya gerek duymazlar. bilirler, anlatsalar da hiç farketmeyeceğini. susarlar bu yüzden. peygamberler, krallar, şehzadeler, cariyeler vs... her birisi de kanırta kanırta gelmiştir bu güne. ismi değil cismi vardır onların. düşünmüşlerdir zamanında zekice. bir gün öleceklerini bilmelerine rağmen o tarihe kadar nasıl güzel günler geçiririm derdindelerdir. ihtimaller de önemlidir. çaktırmadan onlarda önsemsenmiştir ama unutulan bir şey var;

    o gün size dua edenin torunu, bugün sizi hiç sevmiyor..
    3 ...
  13. 56.
  14. 55.
  15. 54.
  16. hala anlayamadığımız şey.
    1 ...
  17. 53.
  18. 52.
  19. tembellik dünya'da en büyük şeyin israfıdır: yaşamın. jeremy taylor
    1 ...
  20. 51.
  21. bilimci babalara göre, yaşam bir yanma, bir oksidasyon sürecinden başka birşey değildir...
    0 ...
  22. 50.
  23. gelecekte yaşanabileceklerin tasaları ve geçmişteki hayal kırıklıklarının arasında ki kısacık zaman dilimi...

    en azından böyle olmamalı ama bir çoğumuz için malesef böyle. asıl hayat şu an klavyeye bastığım andır en güzeli anı yaşamaktır.
    1 ...
  24. 49.
  25. canlıların birbirini sikmesi üzerine kurulu bir düzen; ne kadar anlamlı olabilir ki... sadece düz anlamını kastetmiyorum tabii, mecazen de; mesela, bazı canlılar enerji ihtiyaçlarını karşılamak için diğerlerini yiyebiliyorlar* ne kabalık. otoburlar da nezaketen ot yemiyorlar tabii, otların da canlı olmasını geçtim sonuçta çevreye uyum sağlama filan. şartlar gerektirir de sindirim sistemleri de uyarsa seni, beni de yerler. etobur ot türleri de var mesela*... ee hayat.

    demem o ki, içinde amansız yaşam mücadelelerinin* verildiği 1 m2 lik bi çayırlıktan, sabah derslerinin uyku saatleriyle çakışmasına varıncaya değin, yaşam toplamda acıdır. ve yaşamın kendisi başlıbaşına bir bug olabilir, yeterli bir zeka düzeyine gelindiğinde belki de en doğrusunun onu yok etmek olduğunu anlayacağız.

    belki de evrende bu yüzden başka uygarlıklara rastlamıyoruz, yaşam ortaya çıktıktan sonra belli bir zeka, anlayış düzeyine geldiğinde her seferinde kendini yok ediyor. belki de yine böyle olmalı. evrende bizden başka canlılar da olmalı o halde "neredeler" diye bir soru var ya fermi nin miydi? belki de oradaydılar*

    bazen düşünüyorum da, şu technological singularity veya benzeri bir teori gerçekleşir de insandan zilyon kez zeki bir "program" ortaya çıkarsa, belki de bütün ihtimalleri, entropiyi şunu bunu hesaplayıp yaşamı kökünden yok eder, tamamen iyi bi niyetle yani. belki de bütün olasılıkları hesapladıktan sonra şöyle bir komut verir; </life>
    2 ...
  26. 48.
  27. ve dahi aklımıza gelmişken sözlük:

    "yaşadığın her an,
    her yaşadığın an,
    yaşar."
    de ki işte
    1 ...
  28. 47.
  29. tanımı ustalarca yapılmış bize soluması kalmış muammadır.
    soludukça içiniz de kimi zaman yanan bir şey hissedersiniz...

    "yaşam, geçiştirdiğin birşey olacak
    -içinden geçtiğin; geçtikçe geciktiğin;
    sonra da, geip gitmesine izin verdiğin bir şey..."
    * de ki işte
    0 ...
  30. 46.
  31. geriye gitmenin mümkün olmadığı ama ileriye koşmanın serbest olduğu bir yol.
    2 ...
  32. 45.
  33. benimle başlayıp benimle biten beni benden eden uzun ince patika.
    2 ...
  34. 44.
  35. 43.
  36. dürüst olduğunu söyleyen bi adama asıl soruları sormadığımız müddetçe o nun dürüst olduğuna aldanabilir hatta buna kendisinin bile inandığını görebiliriz.
    yalan ın dille ortaya çıktığını ve günümüze kadar güzel bir sistemle geldiğini bilirsek, aslında yalanın yaşamın bir parçası olduğunu kabul edip mutlu olabiliriz. bunun bir çeşit kişisel çeşitlilik olduğunu ve hayata anlaşılırlık kattığını bile iddia edebilirim. bunu yapabildiğimiz zaman başkalarının abukluklarına kızmaya gerek kalmaz. çünkü yalanın ya da bir kişinin çok da kendisinin dışında davranışlar sergiliyor olmasını anlaşır kılar. bir gün sinirli ertesi gün sevecen bir sonra ki gün karamsar olmasının sebebi de budur. normal olan budur. ama mükemmel olmaya çalışan bizler tek düzeliğin içine girip kişiliğimizi tekleştirdikçe deliliğe adım atmış oluruz. oysaki çeşitli olabilmeyi yaşamda gerçekleştirebilirsek bütün seçimlerimizde az ya da çok mutlu olabiliriz. tek seçenekle sınırlandırmak bizi anlayışsız, monoton ve sıkıcı hale getirir.
    etrafınızda bu insanlardan yeterince yok mu?
    sürekli aynı işe giden adamlara bi bakın. öyleyse yeni bir fikir sunmak istiyorum. yaşamları boyunca edindikleri meslek olan insanları bu monotonluktan kurtarıp belirli sürelerle iş değiş tokuş u yapılmasını tavsiye ediyorum. böylece kişi çeşitlenecek, tek düze olmaktan ve dolayısıyla delilikten uzaklaşacaktır.

    çevremizin söylediklerinin ve inançlarımızın evrensel olmadığını görmek; değerlerin kişisel ve keyfi, arzularınsa çoğu zaman yanlış olduğunun hatırlatılması, bizleri tek bir kişilik olmaya zorlamaz mı? sen bir el yapımı sanat mısın ki tek olasın. sen bir insansın. çeşitlisin, fikirlerin var, her an yeni bir şeye imza atabilme potansiyeline sahipsin. öyleyse çeşitliliğine sahip çık, ve dolayısıyla yaşamına sahip çık!
    1 ...
  37. 42.
  38. yaşamda kaldığın süre zarfı.kimisi için para kazanmaktan ibaret kimisi için her tada bakmak.Yaşarın Yaşayıp yaşamadıgını anlayamadığı süreç.
    1 ...
  39. 41.
  40. hayat. vatan gazetesi yazarı selahattin duman'ın sevmediği bir kelime yaşam. nedenini çözememiştim. istenmeyen adamın açıklaması ile çözdüm. sevdiklerimize hayatım diye hitap edebiliyoruz fakat yaşamım diye hitap edemiyoruz.
    2 ...
  41. 40.
  42. 39.
  43. nick belane'e göre beklemekten ibarettir.

    --spoiler--

    aslına bakarsan bütün insanların hayatı beklemekle geçiyordu. istedikleri bir şeyin gerçekleşmesini ya da birgün geberip gitmeyi bekleyip duruyorlardı. markette tuvalet kağıdı satın almak için kuyrukta bekliyorlardı. bankadan para çekmek için kuyrukta bekliyorlardı. ve eğer paraları yoksa, daha uzun kuyruklarda beklemeleri gerekiyordu. önce uykunun gelmesi için, sonra da uyanmak için bekliyordun. önce evlenmek için, sonra da boşanabilmek için bekliyordun. önce yağmur yağması için, sonra da yağmurun durması için bekliyordun. yemek yemek için bekliyordun, sonra tekrar yemek için yeniden bekliyordun. bazen de bir sürü delinin arasında "acaba ben de mi onlardan biriyim?" diye merak ederek bir psikoloğun muayenehanesinde bekliyordun.

    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük