Tek bir dileğimin gerçek olması tüm hikayeyi değiştirecek. O dilek gerçek olana kadar hep eksik bir hayat yaşıyor olacağım. Gerçek olur mu? Orası da biraz.
hayat hakkında değil. yaşadığım hayat hakkında. yani benim hayatım. idare eder, iyi allaha şükür hamdolsun. daha nolsun. başım dara düştüğünde her defasında, rabbim bana sahip çıkıp bir şekilde varlığını hissettiriyorsa ve bana değer verip sahip çıkıyorsa eğer, ki öyle;
o halde korkulacak bir durum yok. bu huzur güven ve mutluluk verici. herşeyimiz allaha emanet. yeter mi ? yeter.
Olması gerekmediği gibi bence. Neden mi? Çünkü istanbul zor. Yaşamak, ne yalan diyeyim, hep kuşkuyla yaklaştığım ve biraz da üşendiğim bir eylem. 'Yaşamak var, yaşamak var' olayıb÷lafına da inanırım. Bu sadece parayla ilgili de değil maalesef. Çevrenle ilgili. Ben mesela, seviyorum yalnız olup da etrafı keşfetmeyi, bir kahveci görsem, iki kere önünde dolanıyorum ki içeriyi iyice göreyim, garantiye alayım kendimi. Niye? Yaşamak var'ın sol tarafındayım o esnada. Bir de atıyorum bazen kendimi sokağa, bir bakmışım vapura binmişim, akbilde son beş lira. Ötede duran sarışın kız hiç yüzüme bakmıyor mesela; aldırmıyorum. Hem o baksa, ben bakmazdım. Niye? Utanıyorum. Yani, ne taraftan baktığına bağlı mesele. Kadıköy çarşıya girdiğimde, kumda yapmadıklarını bildiğim, kumun altına gizlenmiş elektrikli ocağı yıllar var fark ettiğim o köşedeki türk kahvecisine sırf çifte kavrulmuş lokumu bedavaya veriyorlar diye gidiyorsam; artık yaşamanın hangi tarafında olduğumun ne önemi var?
17 yaşındayim küçükken şu makineyi yapacam falan filan hayallerim vardı simdi hicbir hedefim yok sadece iyi bir üniversite kazanıp anneme babama borcumu ödemek.