gitmekle kalmak arasında kalmış biriyim. " kalmak" hep galip. ama bu kalmak istediğimden değil, gidecek cesaretim olmadığından. ayrıca başkalarını memnun etmek için yaşayanlardanım, en son " ben " diyorum. mecburiyetlerim, sorumluluklarım var ve bazen çok bunalıyorum. işte size ortalama metropol insanı nadia nadia.
öncelikle şunu söyleyeyim. daha önce şöyle bir şey demiştim bu hayat hakkında ile ilgili. şu yaşadığım an'a kadar yaşıma kadar aynen bu şekilde, farklı bir hayat değil, ne yaşadım ise ne yaptım ise veya ne yapamadım ise, hayatımı bana sunsalardı, şu şekilde olacak en asaletli duygularin adami deselerdi doğmadan önce, bende cevap verebilseydim, yok ben bu hayata gelmeyeyim derdim, diyordum. ama düşündüm ki şımarıklık etmişim. çok şükür ki bana sunulan bu zamana kadar sağlığıma diyorum. mutlu olduğum şeyleri, beni mutsuz eden şeylerin üzerine koyuyorum. galip geliyor yine de. en azından gelebilmeli abi diyorum kendi kendime. devam et diyorum.
Memnunum aslında. Şikayet edebilmekten bile memnunum. Sağlığım pek yerinde değil, romanlara konu olacak öykülerim var, acınası derecede beklentilerim var... Ve memnunum.
Edit; akıl almaz şansımı unutmamak lazım. Uçlarda yaşamak bu olsa gerek..