ne kadar zor durumda olursanız olun, ne kadar katlanılmaz olursa olsun, mutlaka birisi sizi kurtarmaya gelecektir. bak buna eminim. hem de ne ara olduğunu hiç anlayamadan.
nefes almayı öğrendim önce ,bir annem olduğunu ve onsuz yaşayamayacağımı öğrendim-bebekken öğrendiklerimdi bunlar-sonra keşfetmeyi öğrendim, istemeyi, arzulamayı, özgürlüğü. daha sonra fiziği öğrendim. momentumu,torku , optiği ... matematiği öğrendim, matematiğin doğanın kanunlarını yansıttığını öğrendim... kimya yı biyolojiyi öğrendim. beşerileri öprendim sonra : yazarları ve kitaplarını,şairleri ve şiirlerini , sanatçıları ve eserlerini, bilim adamlarını ve buluşlarını. dünyaya bir iz bırakılabileceğini öğrendim. öğrenmekten önce yaptığım bir iş vardı. gözlem ,gözlem yapmak. her şeyi bu şekilde öğrendim. etrafıma baktım , bana sundukları dünyaya , onların öğrendiklerine baktım; hepsinden birer parça aldım , üstüne kendimi ekledim . yeni bir nesil çıktı ortaya . ben onlardan ilerdeydim , benden sonrakilerin de gerisinde. artık öğrenmeyi öğrenmiştim, bende bir iz bırakabilirdim bu koca yaşlı şişko dünyaya . ne kadar kaldığını bilmediğim bu ömrümü bir esere adama vaktindeyim şimdi . bütün bunlar için teşekkür ettim birine ama ne siz ne de ben hiç görmedik bu kimseyi . halbuki varlığından adım kadar eminim . ve şimdi bu kimseye her zaman yaptığım gibi yine şükrediyorum . bütün bunları görmemi sağladığı için ,bana bunların hepsini öğrenmeyi nasip ettiği için ...
ataol behramoğlu'nun hayat dolu, umut veren,
özellikle yumusak sesli bir insan tarafindan okundugunda daha da güzel olan siiri.
"sevgilin bitkin kalmali öpülmekten" derken o nasil güzel bir sevmektir.
"insan baliklama dalmali icine hayatin
bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasina."
o nasil güzel yasamaktir, ne güzel bir heyecandir.
"ve kederi de yasamalisin, namusluca, bütün benliginle"
hangimiz becerebiliyoruz bunu, ne kadar namusluca yasiyoruz kederlerimizi?
"cünkü ömür dedigimiz sey hayata sunulmus bir armagandir
ve hayat, sunulmus bir armagandir insana".
her gün her saniye bunun bilincinde olmali halbuki.
bazen tanistiginiz bir insan umut olur ya, bugün var yarin yok belki, ne fark eder dolu dolu yasadiktan sonra?
yasadigin müddetce mutlu olmak yeterli degil midir, nedir ki bu sonsuzluk arayisi?
var oldugu müddetce hissettirdigi sey var ya, o bile yeterli.
bu siirde de ayni hissiyati aliyorum.
var oldugu müddetce güzel olan her seyini almali, tipki hayattan aldigimiz gibi.
yasadiklarimdan ögrendigim o kadar cok sey var ki.
biri de bu siir.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.